Sâmiha Ayverdi
Mart ayı kayıplarımız ve ebedi âleme uğurladığımız rehber şahsiyetler, büyükler ve dostlarla bir siyah gül demetidir. Mithat Cemal Kuntay, Hattat Macit Ayral, Milli Kütüphane’nin kurucusu Adnan Ötüken, Aşık Veysel Şatıroğlu, Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu, Prof. Dr. Lütfü Ülkümen ve Sâmiha Ayverdi... Hiç şüphesiz başka acı kayıplarımız da var. Hepsine Hakk’tan rahmet diliyor, Fatihalarımızla aziz varlıklarını yâd ediyoruz.
Sâmiha Ayverdi; romanlarında tasavvuf kültürünü, tasavvufun insanı kendi hakikatini arayan, aratan güzelliğini verir. Allah’a kul olmayı; nefsin esaretinden kurtulup gerçek hürriyeti kendi vücudu memleketinde yaşamayı anlatır. İkinci merhale eserleri tarihimiz ve sosyal yapımızla ilgilidir; İstanbul Geceleri, Edebi ve Manevi Dünyası İçinde Fatih, İbrahim Efendi Konağı, Boğaziçinde Tarih, Türk Rus Münasebetleri ve Muharebeleri, Türkiye’de Misyoner Faaliyetleri, Türk Tarihinde Osmanlı Asırları, Türkiye’nin Ermeni Meselesi adlı eserlerinde dün ne olduğumuzu söylerken, yarın ne olmamız geldiğini duyurmak sırrına ermiş bir ayrı ifade ve nasip verici söyleyiş vardır. Şu anda sayıları 41’e ulaşan eserlerinde görüleceği üzere emperyalizmin her türlüsüne karşıydı. Kültür emperyalizmini dikkatle takip eder etrafını, gerekirse yazılarıyla kamuoyunu uyandırırdı.
O’nun eserlerinde tarihimizin; zafer ve mağlubiyet sırları, yükselme ve gerileme dönemlerimiz tenkitçi ve yorumcu bir anlayışla incelenir. Hepsinin temelinde insanımız vardır. Selçuklu ve Osmanlı asırlarının büyük medeniyetini kuran ve “Allah’ın emirlerini yüceltmeyi” hayat gayesi bilen mücahit insan tipi vardır. Bu insan önce coğrafyayı vatan kılmış ve vatan coğrafyası üzerinde müstesna bir medeniyeti gerçekleştirmiştir.
S. Ayverdi’yi sadece “eserler vermiş abide bir şahsiyet” olarak ifade etmek yetersizdir. Çünkü O, sevgi, anlayış ve vefalı dostluğu ile “Anne” idi. Paris’teşriflerinde kendilerine Sorbonne Üniversitesi’nde Prof. Dr. Eva Vitray’la görüşmelerinde refakat ettim. Bu iki müstesna insanın ilim ve irfan bereketleriyle ışıklanan sohbetlerini unutamıyorum. Görüşmenin sonunda Prof. Vitray “Size ben de ’Anne’diyebilir miyim” demişti. Hz. Mevlânâ’nın bütün eserlerini Fransızcaya tercüme eden bu güzel gönüllü deha çapındaki insan sonunda Havva Hanım oldu. Dostlukları kesintisiz devam etti. Şimdi Konya’da vasiyeti üzere Hz. Pir’in yakınında yatıyor.
Sâmiha Anne, büyük doğmuş nadide insanlardandır. Her nefesini Hak için yaşamış bir rehber ve örnek şahsiyettir. Hakikate hizmet uğruna yaşanan ömürlerinin bereketi, değerli eserleri olmuştur. “Şuur altınızı temiz tutunuz! Zira şuur altı talepleriniz vücut bulur!” diyerek düşüncede, harekette, iyiliği, dürüstlüğü, benimsemeyi hayat düsturu olarak devamlı telkin etmişlerdir.
Aziz Ayverdi “Vatan ve imanı, kılıcın iki yüzü gibi birleştirmiş bir ailenin evladı olmakla beraber, dünya görüşü ve insanlık anlayışı yolunda atmaya çalıştığım her adımı, hocam Ken’an Rifaî’ye borçluyumdur. Bu ulu rehberin cömertçe ve sel sel verdiği emekten gereği gibi payımı alamadımsa suç O’nun değil, benim kabımın darlığındandır vesselam” diyen bir edebin insanıdır...
Sâmiha Anne’nin fikir ve düşüncelerinden feyz alan insanlar halkta Hakk’ı gören hizmet fedaileri olmuştur. O fedailerden aziz Nazik Erik hocam, 95 yaşında neşriyatı takip eden, okuyan eserler kaleme alan, insanları gafletten uyandırmak için konuşan, arayan, soran bir gönül sultanıdır.
Hocamın, hakkı ödenmez dostluğu ile Sâmiha Anne’nin huzuruna, okyanuslar gibi muhteşem ilim ve irfan ocağına ulaştım. 33 yıl ana-oğul olmak bahtiyarlığını yaşadığım bu Hak Pınarından kabım ölçüsünde nasip aldım.
S. Ayverdi, cüzi akılda kalmış külli aklın mesajlarına ulaşamamış veya külli aklın kâmil insan temsilcilerine teslim olamamış insanın gerçek büyük adam olamayacağını, ülkenin ihtiyaç duyduğu medeni hamleleri omuzlamakta aciz kalacağını bilhassa ifade eder. Büyüklüğün sırlarını, devleti kuran iradenin gücünü bir ömür boyu yazan, anlatan, işleyen vatan anası Sâmiha Ayverdi’ye sonsuz minnetlerimizi Fatihalarla sunarken, ailesinin âhirete intikal etmiş bütün fertlerine ayrı ayrı rahmet diliyorum.