Sağlığı küreselleştirmek gerekir
İnsan hayatı söz konusu olunca; ekonomi rafa kalkıyor. Aslında siyasetinde rafa kalkması gerekir. Ne var ki önce Çin, virüsün etkilerini geç açıkladı. Sonra Trump, korunmanın gereği olarak değil kendi iç politika hesaplarına göre açıklama yaptı. İtalya ve Türkiye'de de siyasilerin farklı şekilde bazen iç siyaset zarar görmesin endişesi ile hareket ettikleri tartışılıyor. Gerçekte insan sağlığı üstünden siyaset olmamalıdır. Sağlık hizmetleri bir insanlık hizmeti olarak Dünyanın ortak derdi olmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü, 1946 yılında kuruldu. Bu örgüte 193 ülke üyedir. Kuruluşundan bu güne yardım ve istişare kurumu gibi çalışmıştır. Bu kurumun icracı bir örgüte dönüştürülmesi gerekir. Üye ülkeler tarafından finanse edilen bütçesi olan ve ülkelerden bağımsız karar alan bir örgüt olmalıdır. İç siyasetten uzak, tamamıyla dünya örgütü olmalıdır.
Spekülatif sermaye hareketlerinde tek dünya olduğumuz gibi insan sağlığı alanında tek dünya neden olamıyoruz? Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütünün; Merkezi araştırma birimleri ve laboratuvarları olmalıdır. Dünyanın yaşamakta olduğu virüs olayında, her ülke kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor. Her ülke tek başına ayrı aşı, ayrı ilaç bulmaya çalışıyor. Dünya Sağlık Örgütü bütün bu imkanları tek çatı altında toplasaydı daha hızlı ve etkili çözümler ortaya çıkardı.
Dünya Sağlık Örgütünün her ülkede standart hastaneleri olmalıdır. Salgın hastalıklar dahil her ülkede sağlık hizmeti vermelidir.
Elbette insanın olduğu yerde entrika, çıkar çatışması gibi sorunlar da olacaktır. Dünya Sağlık Örgütüne etkili bir Anayasa hazırlanıp bağımsız denetim sistemi kurulursa ve sistem kurumsallaşırsa insan zaafiyeti etkili olamaz.
Öte yandan Devletin insan yaşamını, insan sağlığını korumaktan daha önemli bir görevi olamaz. Genel sağlık sigortası aynı işi yapamıyor. Çünkü paralı özel hastaneler ya devletin veya SGK'nın verdiği parayı az buluyor… Ya da fark alıyorlar. O kadar ki bu farkları normal çalışanın karşılaması mümkün değildir.
İnsanlık; İnsan sağlığını ve güvenliğini karşılayamayan bir devlete neden gerek duysun?
Türkiye de sağlık personeli diğer ülkelere göre iyi durumdadır fakat devletin sağlık politikası tutarsızdır.
Devlette sağlık giderleri, iç politikaya göre dizayn edilmiştir. Kadrolarda ve sağlık birimlerinde partizanlık hakimdir. Bazı özel hastahanelerin ödemeleri kısıtsız yapılmakta, bazıları aksamaktadır. Vakıf hastaneleri ismen vakıftır, aslında özel paralı sağlık kurumlarıdır.
Sağlık hizmetlerinin devletleştirilmesi gerekir. Ancak aynı zamanda hizmetlerin hızlandırılması ve kalitenin artırılması gerekir. Sağlık çalışanlarına ve özellikle doktorlara teşvik edici ödeme sistemleri getirilmelidir. SGK sağlık hizmeti vermemelidir. Her vatandaş çalışsın veya çalışmasın sağlık hizmetini eşit koşullarda ve devlet güvencesi altında almalıdır. Sigortalı işçi, Bağkur ve memur aynı statüde genel bütçeye sağlık pirimi ödemelidir. Hizmeti de herkes aynı hastanelerden almalıdır.
Üniversite hastaneleri ikiye ayrılmalı, bir kısmı yalnızca eğitim amaçlı olmalı, diğer kısımları devlet hastanesi şartları altında çalışmalıdır.
Sonuç olarak; Dünya ve biz, insan hayatını bütün değerlerin üstünde tutarsak ancak insanlık çağını başlatabiliriz.