SADAT, suskunluk ve ''asıl'' korku!!!

En yüksek perdeden bağırdıkları zaman bile kimse ses çıkarmamıştı!..

Her şey sanki normalmış, yasalmış gibi, herkes başını kuma gömmüştü!..

Onlar ise dört koldan, hiç korkmadan- çekinmeden

kendilerini olabildiğince (pervasızca) deşifre etmişlerlerdi...

Çünkü internet sitelerinde her şey açık açık yazıyordu...

Ne yaptıklarını, dini ve siyasi hedeflerini, kimlere-nasıl hizmet verdiklerini, hangi icraatların içinde olduklarını da satır satır yazmışlardı:

Özel kuvvetler eğitim merkezi, sınır koruma ve gözetleme, askeri lojistik sistem çözümleri, cephanelik çözümleri ve eğitim simülasyon, poligon çözümleri diye faaliyetlerini anlatmışlardı...

Bunlar da yetmemiş; verdikleri eğitimleri tek tek, "paket paket" sıralamış;

Kara harekatı keskin nişancılık, koruma takip eğitimi, muharebe teknik takip, hatta gayri nizami harp eğitimi verdiklerini de ilan etmişlerdi...

Üstelik bu eğitimleri Türk Silahlı Kuvvetleri''nin her alanında; hava- kara- denizcilik eğitimlerinde de verdiklerini sayfa sayfa anlatmışlardı;

Su altından denizde aramaya, paraşütten helikopter pilotluğuna, hudut karakol eğitiminden, polis özel harekat eğitimine ve mezkur mahal operasyonları eğitimine kadar, her şeyi öğrettiklerini internet sayfalarına yazmışlardı...

EYALET, HİLAFET, MEHDİ!..

Son günlerdeki en büyük tartışmanın odağındaki bir şirketin kendini bu kadar afişe etmesi yukarıdaki faaliyetlerden ibaret değildi...

Askere- polise operasyon eğitimi vermek için de çalışan o şirketin başındaki zat o kadar ileri gitmişti ki, sonradan yaptığı açıklamalar yukarıda anlatılan faaliyetleri bile gölgede bırakmıştı... Demişti ki o şirketin başındaki emekli asker;

"- Devletin yönetim şekli yeniden düzenlensin.

- Eyalet sistemi getirilsin.

- Eyalet valileri seçimle iş başına gelsin.

- Cumhurbaşkanlığı Forsundaki 16 yıldıza bir yıldız daha eklensin.

- Kürtlere özerklik verilsin.

- Kürtçe eğitim dili olsun."

Üstelik o zat, silahlı kuvvetlerin yeniden yapılandırılmasını istemiş, bu önerilerinin tamamına yakınının uygulamaya konulduğunu da böbürlenerek anlatmıştı...

İşte o şirket 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri''ne alınacak personelin mülakat sınavlarını bile yönetmişti...

Şirketin başındaki emekli asker Adnan Tanrıverdi bu iddialarla ilgili soruya şu yanıtı vermişti;

"Mülakatlar 2020 yılının sonun kadardı... 15 Temmuz kalkışmasından sonra emekli subaylar çağırıldı. Bu uygulama 2020 yılına kadardı, üç yıl görev yaptım. 2021''de eskiye dönüş yapıldı."

İşte bugünlerde tartışılmaya başlayan o şirketin başındaki zat

Mehdi''nin geleceğini, İslam Birliği''nin kurulacağını, bunun için ortamı hazırladıklarını bile kameraların önünde anlatmış, devlet, iktidar, muhalefet ve savcılar ısrarla susmuştu!..

KILIÇDAROĞLU''NUN KAYGISI NE?..

Tahmin ettiğiniz gibi bu şirket, farklı derneklerce de desteklenen "SADAT" adlı uluslararası savunma şirketinden başkası değil...

SADAT''ın faaliyetleri son yıllarda kamuoyunda büyük tepki çekerken, her şey devletin gözün önünde yaşanmıştı...

Çünkü SADAT''ın başındayken İslam birliği ve Kürtlere özerklik isteyen Adnan Tanrıverdi adlı emekli asker, Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın başdanışmanlığını bile yapmıştı...

Devlet, SADAT ve bünyesindeki derneklerin- şirketlerin faaliyetlerini desteklerken, bu kuruluşun pervasızca yaptığı açıklamalar devam etmiş, ancak tüm muhalefet liderleri de gidişatı görmezden gelmişti!!!

2016''da SADAT''ın faaliyetleri ile ilgili Meclis''e önerge veren Aytun Çıray''ın, 10 Ekim 2021''de sosyal medyadan yönelttiği şu soru da gözardı edilmişti;

"Radikal İslâmcı SADAT''ın harp okullarına alınacak öğrencilerle ilgili mülâkat yaptığı doğruysa bu TSK''ya ihanet olmaz mı?"

CHP Milletvekili Mahmut Tanal da, 19 Temmuz 2016''da Meclis''e verdiği önergede, SADAT''ı da kuran Adaleti Savunanlar Derneği''nin TSK ve uluslararası bağlantılarının olup olmadığını sormuş, ama herkes sessiz kalmıştı!..

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise dört yıl önce SADAT''ın üzerine gitmiş ancak şirketle ilgili açıklamaları yüzünden açılan davada tazminata mahkum edilmişti...

Son olarak İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Tanrıverdi''nin başkanı olduğu ASSAM''ın bir organizasyonunda "başkenti İstanbul, resmi dili Arapça" olarak öngörülen "İslam ülkeleri Konfederasyonu Anayasası"nın deklare edilmesini TBMM''ye taşımış ama devlet umursamamıştı...

Hatta Sedat Peker bile geçen yıl SADAT''ın nasıl bir tehdit oluşturduğuna ilişkin iddiaları Twitter üzerinden sıralayınca kimse üzerine gitmemişti...

ÜRKÜTÜCÜ İSTİHBARAT MI GELDİ?..

Evet; işte 2016 yılından 2020''ye kadar Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi olarak görev yapan Adnan Tanrıverdi yeniden SADAT''a dönünce şirket iki yıl sessizliğe büründü...

Peki; CHP lideri Kılıçdaroğlu''nu, önceki gün aniden SADAT binasının önünden ürkütücü uyarılar yapmasına hangi gerekçeler sevk etti?..

"SADAT bir paramiliter kurum. Yani işleri suikastçı, provokatör ve terörist yetiştirmek. Erdoğan kaçakları da ülkeye bu kafayla soktu" diyen Kılıçdaroğlu hangi gidişattan endişe duydu acaba?..

SADAT, ana muhalefet liderinin iddialarını hızlıca yalanlasa da, zihinlerde kaygı uyandıran sorular var;

Bu şirketi yönetenler İslam devleti kurulmasını, özerklik ve Kürtçe eğitim isterken, Mehdi gelecek diye ortamı hazırlarken devlet ve tüm muhalefet liderleri neden susmuş, savcılar neden harekete geçmemişti?..

SADAT''ın pervasızca açıklamalar yapmasından yıllar sonra Kılıçdaroğlu''nu aniden bu şirketin önüne götüren "asıl endişe" neydi acaba?..

Sadece seçim güvenliği ile ilgili çok önemli bir istihbarat mı aldı Kılıçdaroğlu?..

Yoksa AKP''nin eridiğini gören bürokrasinin muhalefete dosyalar ulaştırdığı medyaya yansırken, devletin içinden ya da Türkiye''yi yakından takip eden kuruluşlardan, elçiliklerden vs. CHP liderine çok daha başka ürkütücü bilgiler ve uyarılar mı gitti?..

SADAT''la ilgili kaygılar ne kadar büyükse, Kılıçdaroğlu''nun "aniden" o şirketin önüne gitmesini tetikleyen "asıl gerekçeler" de bir o kadar ürkütücü olmalı!!!

Sığınmacı kaosu ve seçim güvenliği tartışmaları büyüdükçe, bu konu çok ama çok tartışılacak!..

Yazarın Diğer Yazıları