Rusya ve Çin emperyalizmi

Türkiye İstatistik Kurumu Ocak ayı dış ticaret verilerini açıkladı;

*İhracatta yılık artış yüzde 10,3,

*İthalatta yıllık artış yüzde 20,7;

*Dış ticaret açığında yıllık artış yüzde 38,4 oldu.

*Geçen sene 63 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı bu sene 57,6''ya geriledi.

Bu tablo hiçbir ekonomide sürdürülemez.

Dış ticarette Batı''dan kazanıp, Rusya ve Çin''e haraç veriyoruz.

*Ocak ayı ihracatımızın yüzde 48,2''sini Avrupa Birliği ile ABD''ye yaptık. Bu nedenle toplam 1,1 milyar dolar dış ticaret fazlamız var.

*Ocak ayı ihracatımızın yüzde birini Çin''e yaptık ve fakat Çin''e karşı aylık 3,3 milyar dolar dış ticaret açığı verdik.

*Ocak ayı ihracatımızın yüzde beşini Rusya''ya yaptık ve fakat Rusya''ya karşı 3,3 milyar dolar dış ticaret açığı verdik.

*Bir aylık dış ticaret açığının yarıdan çoğunu Rusya ve Çin''e verdik.

Özetle, Batı ile dış ticaretimizden kârlı, Rusya ve Çin''den zararlı çıkıyoruz.

Rusya''dan doğal gaz ve petrol ithal ediyoruz. Ama bu fatura Rusya''dan ithalatımızın yüzde 37''sini oluşturuyor.

Tekrar ediyorum, Türkiye; Rusya ve Çin''e neden mahkûm edildi. Bunun iktisadi açıdan mantıklı bir gerekçesi yoktur. Türkiye yıllardır bu iki ülkeye çalışıyor. Bizi Batı sömürmüyor diyenler bu verileri okumuyor mu? Gerçekte bizi Batı değil, Rusya ve Çin sömürüyor. Bu sömürünün ucu nereye ve kimlere gidiyor. Bu iki ülkeden yapılan ithalatta, ithalat karteli mi var? Neden ABD gibi biz de Çin''e ve Rusya''ya karşı kota ve vergi uygulamıyoruz.

Cumhurbaşkanı Türkiye''nin hedefinin Şanghay Ülkeleri İş Birliği Örgütü''ne girmek olduğunu söyledi. Türkiye Batı''dan kopup eksen kayması yaşarsa, ekonomik açıdan bu iki ülkenin tam bir sömürgesi olmaz mı?

Batı''ya emperyalist diyenler, bu tablo karşısında ne diyecekler?

Öte yandan bu açıklar sürdürülemez.

Türkiye 2003 yılı ile 2022 sonuna kadar geçen 20 yılda;

*921, milyar dolar dış ticaret açığı verdi,

*674,8 milyar dolar cari açık verdi.

Bu demektir ki Türkiye bu 20 yılın bir yılında topyekûn yabancı ülkeler için çalışmış.

Bu tuzaktan kurtulmamız gerekir. Bunun için;

1-Üretimde ithal girdi payını düşürmek gerekiyor.

2-Kur sistemi değişmelidir. Yarı sabit kur rejimine geçmeliyiz.

3-Kambiyo rejiminde ve Merkez Bankası''nda reform yapılmalıdır.

4-Bağımsız para ve faiz politikası uygulanmalıdır.

5-Millî bir dış ticaret politikamız olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları