Rusya pazarı
Rus uçağının düşürülmesinin üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen piyasalar hâlâ alev alev yanıyor.
Borsa son yılların en sert düşüşünü yaşarken dolar ise 3 lira sınırına yaklaştı.
Aslında Türk yatırımcısı çok sakin. Daha olayın ekonomik boyutunda değil.
Olayın sakinleşeceğini ve yeniden rayına gireceğini düşünüyor.
Yerli yatırımcıda garip bir iyimserlik mevcut.
Kötümser olan ise Türk piyasalarında yatırım yapan yabancılar.
Onlar tsunamiden kaçar gibi geriye bakmadan ne var ne yok toparlayıp kaçıyorlar. Nitekim bu kaçışın en büyük izini borsa ve döviz piyasalarında görüyoruz.
Peki yerli yatırımcı neden iyimser?
İşte onu kimse bilmiyor. Garip bir iyimserlik havası var. Bu iyimserlik tıpkı bazı vatandaşlarda olduğu gibi yatırımcılarda da var. Sosyal medya "Putin'in karizmasının çizildiği"ni tartışıp duruyor.
Bir kişinin de aklına gelmiyor, "biz ne olacağız" diye.
Sahi biz ne olacağız?
Bizi nasıl bir fatura bekliyor?
Bu soruya yanıtı yabancı yatırımcıların kaçışında bulabiliriz.
Yabancı kaçıyor, çünkü biliyor ki Türk ekonomisi zaten son 3 yıldır gizliden gizliye bir kriz yaşıyordu. Ancak AKP iktidarı bunu hep erteledi. Sürekli olarak tüketim ekonomisi ile sanal bir cennet yarattı. Türk halkı her geçen gün daha borçlanıyor ama mutlu yaşıyordu.
Rusya olayı ile birlikte Türkiye bu sanal rüyadan uyanacaktır.
İran, Irak, Suriye ve son olarak Rusya kaybedilen en önemli pazar. Bu pazarları bir bir kaybettik. Nitekim ihracat rakamlarına baktığımızda Türkiye'nin ihracatı son bir yılda dibe vurmuş durumda. Bunu maalesef sokaktaki halk görmüyor. Son olarak Rusya'nın oldukça katı politikası ile Türkiye'nin bu ülkeye ihracatı sanırım tamamen bitmiş duruma gelecek.
Türk bankaları ticaretin durması ile birlikte kârlılığında da düşüş yaşıyor.
İşte bütün bunlar yabancıların gördüğü gerçekler.
Rusya olayından belki 10-15 milyar dolar kaybedeceğiz. Bu Türkiye gibi büyük bir ülkenin hazmedeceği bir zarar ancak bu rakamın önemi şu: Yıllardır gizlenen krizin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Rusya krizi ile birlikte bizi çok ciddi sorunlar bekliyor.
Ekonomiyi bir kenara bırakalım ve biz vatandaşlar olarak nasıl etkileneceğiz ona bakalım.
Dövizin yükselmesiyle birlikte başta akaryakıt olmak üzere tüm hayat pahalanacaktır. Çünkü Türkiye, son yıllarda üretme yerine ithal etmeyi seçti. Fabrikalar kapanıp yerine konut ve alışveriş merkezleri yapıldı. Tarım arazileri imara açıldı. İhtiyacımız olan buğdayı Rusya'dan alıyorduk.
Bütün bunları üst üste dizdiğimizde vatandaş olarak önümüze çok ağır bir fatura konuluyor.
Burada şu konuda itiraz olabilir:
"Ne yani sınır güvenliğimiz daha önemli değil mi? Rus uçağını vurmayıp da Ankara'ya gelmesini mi bekleyecektik..."
Sorun Rus uçağının sınır ihlali değil. Uçağın düşürülmesi de değil. Sorun yönetim biçimidir.
Sorun cihanda barış politikasının kaybedilmesidir.
Şimdi çok az bir Avrupa pazarımız kaldı. Bakalım bu pazarı ne zaman kaybedeceğiz.