Rusya mutabakatında Kılıçdaroğlu damgası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin, Türkiye ile Rusya arasında mutabakat muhtırasını imzalayıp, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu metni okuyunca "vay anasına" dedim…
Neden mi?
Önce mutabakat muhtırasının en önemli, en çarpıcı şu cümlesini dikkatle okumanızı rica ediyorum:
"Taraflar, Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, BM kolaylaştırıcılığında BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizdi…"
Bu sözleri 2011'de başlayan Suriye krizinden bu yana çeşitli vesilelerle söyleyen kim?
Siz de hatırladınız değil mi?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu…
İşte bu paragrafı duyunca ve metinden alınca dedim ki;
- Erdoğan artık "Bay Kemal" diye CHP liderine Suriye politikasında hücum edemeyecek…
Değerli okurlarım,
"Suriye'de Barışa Açılan Kapı" teması ile 28 Eylül 2019 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen "Uluslararası Suriye Konferansı" açış konuşmasında Kılıçdaroğlu, çözüm için 5 şartı şöyle önermişti:
1) "Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye'nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız,"
2) ABD ve Rusya'nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz,"
3) Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız,"
4) Bugüne kadar, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz,"
5) Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz."
Bu önerilere AKP'li, cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne yanıt verdiğini son meclis grup toplatışından özet vererek hatırlatayım:
"Bay Kemal'in yeri bellidir. Bay Kemal'in yeri ne vatan ne de millettir. Onun yeri Esed'in yanıdır. Bir de onu tavsiye ediyor ya, buyur sen git.
Zaman zaman Kılıçdaroğlu'nun ülkemizin Suriye meselesinden Akdeniz'deki politikalarına kadar hayati çıkarlarının söz konusu olduğu hususlarda söylediği sözleri acaba kimler keyifle dinliyordur diye merak ediyorum.
Önümüzdeki fotoğrafa şöyle bir baktığımızda cevap hemen karşımıza çıkıyor. Mesela Esed, Kılıçdaroğlu'nu tarifsiz bir sevinçle takip ediyordur."
Putin ile imzaladığı muhtıraya konulan yukarıdaki paragraftan kimler keyiflenmiştir?
- Erdoğan keyiflenmiş ki imzalamıştır,
- Putin keyiflenmiştir,
- Esed keyiflenmiştir,
Ve tabi Kılıçdaroğlu yıllardır önerdiği, "Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, sona erdirilebileceği" şeklindeki anlaşma metninden keyif almıştır…
Değerli okurlarım,
Türkiye'de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile anayasaya aykırı olarak oluşan "partili cumhurbaşkanı" görüldü ki, siyasi partilerin liderlerini toplayıp, ülkemizin ulusal ve uluslararası sorunları için güç birliği sağlayamıyor.
Değerli okurlarım,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Moskova'ya gitti ve gördük ki şehitlerimizin katili Putin, Türk Milletinden ve devletinden özür dilemedi. Sadece taziye bildiriminde bulundu.
Astana idi, Soçi idi, Mutabakat Muhtırası idi Ruslar için vız geldi.
Sınırımıza geldiği söylenen 4 milyon İdlibli bakalım evlerine dönecekler mi?
Bakalım kahraman Türk askerlerine saldırılar duracak mı?
Değerli okurlarım,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yunanistan sınırına gitti ve Yunanistan'a geçen sığınmacıların rakamlarını 140 bin olarak açıkladı.
TELE 1 Televizyonu haber müdürü, "Sayın Bakanım bu rakamı teyit edemedik" diyor ve bakanla okumuşsunuzdur aralarında bir diyalog geçiyor ki Soylu'nun, "Siz hangi taraftasınız?" diye Yunanistan'ı ima eden sorusuna Koçak'ın, "Türkiye" demesine takıldım.
Bak Soylu;
- Sen 5 yaşında ana kuzusu iken Namık Koçak gazeteciliğe başladı,
- 5 Cumhurbaşkanı, 16 Başbakan ki bazıları tekrardır, 41 içişleri bakanını izleyen gerçek gazetecidir.
- Senin bildiğin yandaş gazetecilerden değildir ve 45 yıldır da bu mesleğin itibarlı ismidir ki bu yüzden tanımaman doğaldır.
- Tanımak istersen Mehmet Ağar ağabeyine "Namık Koçak kim?" diye soruver…