Rusya, İran, Suriye toplantısı ve Türkiye
10 Haziran 2016 tarihinde bu üç ülkenin savunma bakanları Tahran'da bir araya geldi. Toplantının konusu Suriye'deki son durum ve gelecekle ilgili strateji ve planlarını gözden geçirmek. Toplantı sonunda İran Savunma Bakanı toplantıda alınan kararlar ve Suriye'yle ilgili politikalarını açıklamıştır. Bu kararlar arasında Türkiye için kabul edilemeyecek ifadeler mevcuttur.
1- Suriye sorununun özünde, ABD, Suudi Arabistan, İsrail ve bazı saldırgan ve yayılmacı komşuların politikaları vardır. 2- ABD ve bölgedeki müttefiklerinin, teröre karşı mücadele ettikleri iddiası yalandır. 3- Şu an yürürlükte olan tehlikeli bir komplo vardır, bölgeyi istikrarsızlaştırmak, ayrılıkçılığı teşvik etmek ve Suriye'nin milli egemenliğine saldırmak.
Bu toplantının sonuç bildirgesinde Türkiye'nin adı doğrudan zikredilmemiş ama atıfta bulunulmuştur. Saldırgan ve yayılmacı komşu cümlesi Türkiye için kurulmuştur. Ayrıca ayrımcılığı teşvik ve Suriye'nin ulusal egemenliğine saldırı cümlesinde de Türkiye işaret edilen bölge ülkeleri arasında bulunmaktadır. Gerçekten, AKP, Suriye'yi istikrarsızlaştırmak, egemenliğine gölge düşürmek ve Suriye'yi parçalamak mı istiyor? Türk devletinin ve Türklerin böyle bir düşüncesinin olması mümkün değildir. Ama karşı taraf bunu böyle görüyorsa AKP'nin, Suriye politikasını tekrar gözden geçirmesi gerekir. Bu toplantıda bulunan üç ülke de Allah'tan AKP politikasının Türklerle bir ilgisinin olmadığının altını çizmişlerdir. Özellikle Putin ve Esad birçok defa Türk halkı bizim dostumuz ve Türk halkıyla bir sorunumuz yoktur diye demeç vermişlerdir. Bu toplantı İran'ın isteği ve biraz da zorlamasıyla gerçekleşmiştir. Zira İran'ın çıkarları, bölge politikası ve beklentileri Rusya'dan farklılık arz etmektedir. İran basını bazen açık bazen de üstü örtülü bir şekilde Rusya'nın tavrını ve politikasını eleştirmektedir. Özellikle, Rusya'nın ABD ile anlaşma yollarını araması ve İsrail'e yeteri kadar sert davranmaması İran'ın canını sıkmaktadır. İran, Rusya'yı, Batılılarla, sürekli bir ateşkes peşinde koşmakla suçlamaktadır. Yani, yeteri kadar samimi olmamakla itham etmektedir. İran, Esad rejimini ayakta tutabilmek için var gücüyle uğraşmaktadır. Kendine bağlı, Lübnan Hizbullah militanları Esad'ın yanında savaştırmakla yetinmiyor, aynı zamanda asker, silah ve büyük miktarda para yardımı da yapmaktadır. İran, Rusya'dan hava saldırılarının yanında karadan da Esad muhaliflerine karşı birlikte savaşmayı istemektedir. İran, Rus savaş uçaklarının eskisi kadar vurucu ve isabetli olmadığı şikayetinde bulunmaktadır. Ruslar da Rakka'nın daha uzakta olduğu ve iki yüz bin nüfuslu büyük bir kent olduğu için rahat bombalama yapamadıklarını öne sürmektedirler.
***
İran ve Suriye, Rusya'nın ABD ve Avrupalıların tuzağına düşerek kendilerini yüz üstü bırakmasından korkmaktadır. İngiliz ve Fransız silahlı kuvvetlerinin de bölgede faaliyete başlamaları İran'ı iyice tedirgin etmiştir. Zira Rusya, Suriye sorunundan büyük zarar görmeye başladı. Batıyla zaten bozuk olan ilişkilerini, Suriye olayı iyice bozdu. Rusya'ya karşı Batı ambargosu geçen hafta yeniden uzatıldı. Rus ekonomisinin Batı olmadan canlanması mümkün değildir. Rusya bir yandan Ukrayna, diğer yandan Suriye ve Kafkasya'da Batıyla başı beladadır. Rusya için, Batıya taviz vermeye en uygun sorun Suriye'dir. İran da bunun farkında ve safları tekrar sıklaştırmanın peşindedir. İran kendi politikasından geri adım atmamaktadır. Esad'ın devrilmesine izin vermeyeceğini sürekli tekrarlamaktadır. Bölge ülkeleriyle bir anlaşma yolu aramamaktadır. Bölge ülkelerinin kendi politikasını benimsemelerini istemektedir. Türkiye ve Suudi Arabistan da Suriye politikalarında radikal bir değişim yapacakları görüntüsü vermemektedir.