Rum-Yunan ikilisinin yine paçaları tutuştu!.
Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı''nın 47. yıldönümünde KKTC''ye geleceği ve burada önemli açılış ve açıklamalarda bulunacağının duyurulmasının ardından Rum-Yunan ikilisinde büyük bir panik başlamıştır. Atina merkezli haber sitesi Enoplos paniğin nedenini şu şekilde duyurmuş ve harekete geçilmesi gerektiğini vurgulamıştır: "Türkiye, Temmuz ayı içerisinde Helenizm''e meydan okuyor; Geçitkale Hava Üssü''nün açılışını gerçekleştirecek, Trikomo''da (Yeni İskele) bir deniz üssü oluşturulmasını ve Varosha''nın (Maraş) tam açılmasına yönelik çalışmaları duyuracak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ege''de "sakin bir yaz" sözü vermiş olabilir, ancak bu Kıbrıs''ta sakin kalacağı anlamına gelmez. Harekete geçme zamanı geldi; aksi takdirde Kıbrıs''ın geleceği daha da tehlikeli hale gelebilir. Bundan herkes sorumlu olacak."
Erdoğan''ın KKTC ziyaretinde KKTC''nin tanınması konusunda açılım yapabileceği, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile birlikte uluslararası tanınma çağrısında bulunabileceği olasılığı Rum-Yunan ikilisinin sinir sistemini altüst etmiştir. Sadece Rumların mı? Avrupa Birliği de Erdoğan''ın ziyaretinden ve yukarıda sıraladığım olası açılımlardan memnun değildir.24-25 Haziran AB Liderler Zirvesi sonrasında AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen şu talihsiz açıklamayı yapmıştır: "AB olarak (Kıbrıs''ta) iki devletli bir çözümü asla kabul etmeyeceğiz. Bu mesaj gönderildi; Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan''a bizzat kendim söyledim. Şimdi olumlu bir sinyal gönderme kararı kendisine kalmış durumda."
Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın 1 Temmuz tarihinde Sakarya''da Tank Palet fabrikasında yaptığı konuşmanın bir bölümünün hedefinde von der Leyen vardı. Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen''in kendisine ''Orada sert mesajlar vermezseniz iyi olur'' dediğini söyleyerek, "Bunlar kimin kim olduğunu hala öğrenememişler. Ben bu milletin bir evladıyım. Sen Erdoğan''ın ne zamandan beri talimatla konuşma yaptığını gördün. Biz hakkımız neyse hakkımızı söke söke alırız ve alacağız." dedi. Von der Leyen''e benzer bir tepki de KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu''ndan geldi. Leyen''in "iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz" şeklindeki açıklamasını "kuvvetle kınadığını" ifade eden Ertuğruloğlu, AB yetkililerinin Kıbrıs Türk halkının iradesini hiçe saydığını söyledi.AB''nin bu pozisyonunun Güney Kıbrıs''a koşulsuz desteğine bir örnek olduğunu belirten Ertuğruloğlu, "Kıbrıs Türk halkına verilen sözleri yerine getirmeyen AB''nin bu tutumu şaşırtıcı değildir" dedi.
Anastasiadis ve Dışişleri Bakanı Hristodulides''in AB ve ABD nezdinde diplomatik girişimlerde bulunarak Türkiye''nin Kıbrıs''ta atacağı muhtemel adımların önlenmesini istediği,bu arada Anastasiadis''in de BM Genel Sekreteri ile AB liderlerine mektup yazarak Türkiye''yi şikayet ettiği öğrenildi.
Rum lider Anastasiadis özellikle Türk tarafının Maraş açılımını ileriye taşıyacak adımlardan ve buna Güney Kıbrıs''ta gösterilecek tepkilerden çekinmektedir. Anastasiadis önceki gün sözde Maraş belediye Başkanı ve heyetini kabulünde "yeni oldu bittiler yaratılması yönündeki Türk tehditlerini tersine çevirmek için direnecekleri" konusunda güvence vererek, "Maraş''ta yasadışı eylemlerin engellenmesi için tüm güçlerince mücadele edeceklerini" söyledi.
Geçtiğimiz hafta katıldığım televizyon programlarında da vurguladığım üzere Türkiye ve KKTC mevcut Kıbrıs siyasetinden kesinlikle geri adım atmamalıdır. Her ne kadar da Tatar ve Erdoğan geri adım atılmayacağı hususunda önemli açıklamalar yapmış olsalar da fiiliyatta Türk gemilerinin Doğu Akdeniz''de sismik araştırma ve kazı yapma yerine limanlarımıza demirlemiş olmaları beni endişelendirmektedir. ABD Dışişleri Bakanı Blinken''in Türkiye''nin Doğu Akdeniz''de bazı faaliyetlerini durdurduğunu görmekten de memnuniyet duyduğunu dile getirmesi, bu arada Türkiye''nin Doğu Akdeniz''e gemi çıkarmama konusunda Yunanistan''la uzlaştığı haberleri canımı sıkmaktadır. Türkiye''nin Libya konusunda da ödün verildiği bazı kaynaklarca ortaya atılmaktadır. Bu gelişmeler Mavi Vatan''da zafiyettir ve tüm kazanımlarımızın ortadan kalkması demektir. Şimdi iki bayramı birlikte kutlayacağımız 20 Temmuz''a odaklanmakta fayda vardır. Erdoğan ve Tatar''ın açıklamalarının 3. bayrama neden olmasını gönülden arzu ediyorum... Sondaj gemilerimizin Akdeniz''de yeni petrol/doğalgaz kaynaklarına erişmiş olduğu, KKTC''nin tanınma çağrısının yapıldığı, Maraş''ın Vakıflar İdaresine devredilmesine karar verildiği bir bayramı istemeyecek yoktur herhalde!