Rejimle oynanıyor rejim test ediliyor
Yargıtay Onursal üyesi Ali Suat Ertosun yargının siyasi etki altına alınmasını "Amaç, belirgin bir biçimde siyasallaşan ve yürütme erkine bağlı kılınan yargı eliyle laik Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin aşındırılıp değiştirilmesidir" diye eleştirdi.
Hukuk fakültelerinin sayılarının artmasını, "Niteliği değiştirilen ve sayısı çoğaltılan hukuk fakültelerinden yetişen hâkim ve savcılar eliyle yargı kullanılarak toplumsal ve sosyal yapımızın değiştirilmek mi isteniyor?" diye değerlendiren Ali Suat Ertosun sorularımı yanıtladı:
- Cumhuriyet ile köklü bir hukuk eğitimi için hangi adımlar atıldı?
Ertosun: "Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 5 Kasım 1925''de Adliye Hukuk Mektebi açılışında şöyle der:
- "Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müessesenin küşadında hissettiğim saadeti hiçbir teşebbüste duymadım''
Atatürk ve arkadaşları bu okula öylesine büyük bir önem vermişlerdir ki, binası tamamlanmadığından öğrenimi, Ulus''taki TBMM binasında başlatılmıştır.
- Özel hukuk fakültelerinin kurulmasına ne zaman başlandı?
Ertosun: "1965 yılında özel hukuk yüksekokullarının kurulmasına, Ankara ve İstanbul Hukuk Fakülteleri karşı çıkmış, bildiri yayımlamış, boykot ve yürüyüşler yapmışlardır.
Ankara Hukukta Prof. Dr. Uğur Alacakaptan''ın dekanlığında profesör, doçent ve asistanları ile öğrenciler dönemin Başbakanı Süleyman Demirel''i de hedef alan şu sloganları atmışlardı:
- ''Adalette vicdan mı, cüzdan mı?''
- ''Süleyman, Süleyman; özel harbiye ne zaman?''
Anayasa Mahkemesi Kanun''un özel hukuk fakültelerinin kurulmasına izin veren maddelerini iptal etmiştir."
- Hukuk fakülteleri sayısını artırarak ne amaçlıyorlar?
Ertosun: "Amaç, belirgin bir biçimde siyasallaşan ve yürütme erkine bağlı kılınan yargı eliyle laik Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin aşındırılıp değiştirilmesidir.
Şüphesiz ki hukuk ve onun uygulayıcısı yargı, toplumun değiştirilmesi için tek değil ancak kuvvetli bir enstrümandır.
Türkiye''nin çağdaşlaşmasında olumlu yönde kuvvetli bir rol oynayan yargı, günümüzde çağdaş değerlerden uzaklaşma yönünde kullanılmaktadır."
-Yargı siyasi baskı altında değil mi?
Ertosun: "Hukuki görünüm altında yargıya, bazen aba altından sopa gösterilerek, bazen de beğenilmeyen bir karar çıktığında hâkim ve Cumhuriyet savcıları yer değiştirilmek ve sindirilmek suretiyle baskı altına alınıyor.
Bunun da vasıtası, siyasi iktidarın bir kolu olan Adalet Bakanlığı ile seçimleri tamamen partili Sayın Cumhurbaşkanımız ve siyasi iktidarın kontrolündeki TBMM tarafından yapılan Hâkimler ve Savcılar Kuruludur.
Özgür sesin kesildiği, kamu gücünün yargı aracılığıyla intikam aracı olarak kullanıldığı, vicdani reflekslerin harekete geçemediği bir toplumda; hukuk güvenliğinden, ekonomik gelişmeden ve normalleşmeden söz edilemez."
-AKP yargıyı ele mi geçirdi?
Ertosun: "Yargıyı ele geçirmek için son yıllarda içlerinde avukatların da bulunduğu çok sayıda hâkim ve savcı alınmış; gerçekleştirilen yasal düzenlemeler ile avukatlar için özel sınavlar yapılmıştır.
Alınan avukatların bir kısmı AK Partilidir. Bunlar, avukatlıkta geçirdikleri süreler kıdemlerine sayılarak, önemli yer ve mahkemelere atanmışlardır.
6 Ocak 2017''de 70 puan barajı kaldırılmış, AKP''li savcı ve hâkimlerin alınmasından sonra 28 Şubat 2019''da 70 puan şartı geri getirilmiştir."
- Hâkim ve savcı sayısı ne kadar?
Ertosun: "Darbe kalkışmasından önce bu sayı 15.304''dü.
Meslekten yaklaşık 4.500 FETÖ''cü hâkim ve savcı ihraç edildi.
15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasından sonra yaklaşık 12.000 hâkim ve savcı alındı.
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı 20 Mart 2020 tarihinde yaptığı konuşmada, ''Adalet Akademisinde eğitim alan hâkim adaylarını da kattığımızda yaklaşık 26 bin sayısına ulaşmış bulunmaktayız'' demiştir.
O zaman yeni alınan hâkim ve savcı sayısı yaklaşık 17.000 olacaktır.
-Yeni 17 bin hâkim yargıyı nasıl etkileyecek?
Ertosun: "Yeni alınan hâkim ve savcılarla yargının genetiği değiştirilmek istenmektedir.
Bu geriye gidişi önlemek için de hukukçulara büyük sorumluluklar düşmektedir. Türkiye Cumhuriyetini oluşturan çağdaş değer ve ilkelerin korunması için hukukçular ve hukuk fakülteleri üzerlerine düşeni yapmalıdır."
- Bu ilkeler nelerdir?
Ertosun: Bunları Cumhuriyetçilik, demokratiklik ve millilik olarak toparlamamız mümkündür. Bu ilkeler, Kurtuluş Savaşımız öncesinden şiar edindiğimiz değerlerdir.
Şüphesiz ki tarafsız ve bağımsız olması gereken hâkim ve savcılar vatanı kurtaracak kahramanlar değildir.
Sözün özü; Rejimle oynanıyor, rejim test ediliyor. Atatürk ilkeleri ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş değerleri tehlikede ise; Atatürk''ün sözleri anımsanmalı ve meşruiyet içerisinde gidişata kayıtsız kalınmamalıdır."