Pülümür’deki paçavraları asker indirdi...

PYD’nin başı terörist Salih Müslim’i baş tacı ettikleri gün hava attılardı(!)  “Rasulayn’daki PKK bayrağını indirttik”  diye. Aynı gün CHP milletvekili Kamer Genç, beraberinde basın mensuplarıyla birlikte gittiği Pülümür Vadisi’nde her yana asılı PKK paçavralarını göstererek sahtekarların yüzlerine esaslı bir şamar indirdi.
Vaay! Sen misin bunu yapan?.. Teröristler ile birlikte işbirlikçi AKP’liler hemen başladılar saldırıya. Kamer Genç’in nasıl tehdit edildiğini dünkü YENİÇAĞ’da okudunuz.
İçinde bulundukları paranoyayı görüyorsunuz. Maçlardaki tezahüratlara bile kanun yasağı koymaya kalkışıyorlar. Bari!.. Bir kanun da Kamer Genç ve onun gibi duyarlı milletvekilleri için çıkarın. Konuşma ve konuşturulmalarını yasak edin. Eğer bu yasağı yine de delerlerse Mehmet Ali Şahin’in önerdiği gibi TCK 312’ye göre müebbet hapis cezasına çarptırın.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e Jandarma tarafından iletilen PKK tehdidi ortada duruyor. Gelişmeleri öğrenebilmek adına kendisini telefonla aradım. Öncelikle paçavraların ne olduğunu, indirilip-indirilemediğini sordum. Genç, “asker kaldırdı” dedi. Kamer Genç’ten twvitlerle duyurduğu tehditleri detaylı olarak anlatmasını da istedim. Terör örgütü PKK’dan aldığı ölüm tehditlerini tekrarlamayacağım.
Kamer Genç,  “Ben işin üzerine gitmekten pişman değilim” dedi. Genç’e “başka tehdit aldınız mı?” diye sorduğumda şunları söyledi;
“Twitter’dan bana çok saldırıyorlar. Twitter’da AKP ile BDP’liler çok saldırıyorlar. Ben yine twitter’a yazıyorum. Tehdit alıp da ne yapabilirim, eden eder. Artık bu yaştan sonra içimizde de bir ölüm korkusu olmaz yani. Kimseden korkacak halimiz de yok. Bunun baş sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır. Biliyorsunuz, ben TBMM’de hep onların yolsuzluklarını, hukuksuzlukları, bu ülkeye yaptıkları ihanetleri dile getirir getirmez, daha Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, kelimesi ağzımdan çıkar çıkmaz oradakiler başlıyorlar saldırmaya. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bölünme tehlikesinin, Türkiye’nin laik cumhuriyetinin ortadan kaldırılması için AKP ve BDP ile işbirliği olaylarını dile getirdiğim için Tayyip Erdoğan kadrosu hem de BDP ve kadrosu benden rahatsız. Bunlar rahatsız diye ben de mücadelemden vazgeçecek değilim. Tehdit eden eder ben bir şey diyemem. Herkes her şeyi konuşmakta serbest.”
Jandarma’dan aldığınız bilgiyi yetkililere ulaştırdınız mı?
 “Basına söyledik, devlet yetkilisi yok ki karşımızda. Kim devlet yetkilisi, Tayyip Erdoğan’a mı güveneceğim, ondan medet umacağım, Abdullah Gül’e mi güveneceğim ondan mı medet umacağım. Eğer başımıza bir sıkıntı gelirse bunun baş sorumlusu Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’dür. Herkes bunu böyle bilmeli.”
Siz basın toplantısını yaptıktan sonra o paçavraların durumunda bir değişiklik oldu mu, indirdiler mi?
 “Kaldırmışlar ertesi gün. Bazı vatandaşlar bana diyor ki, sen gittin de nasıl kaldırmadın. Bizim oraya çıkmamız mümkün değil. Zaten orada PKK’lılar da var, oraya gidip tırmansanız zaten hemen birisi ateş eder hemen seni öldürür. Şimdi bazı aşağılık adamlar da diyor ki Kamer Genç mahsus getirdi o flamaları, o bayrakları astı oraya kendisi şov yapmak istiyor. Bu kadar küçülen, bu kadar aşağılıkça düşünen insanların bu ülkede var olması zaten bu memlekette gerçekleri savunmayı imkânsız hale koyuyor. O kayanın tepesine benim çıkmam mümkün değil zaten. Öyle bir kayalık yere asmışlar ki ancak özel dağ eğitimi görmüş, dağlarda uzun zaman kalmış, kayalara çıkabilecek niteliği olan kişiler getirip oralara o bayrakları, flamaları asabilir. Düşünebiliyor musunuz ne kadar iğrenç iftira atan bir kesim var yani.”
Peki, nasıl kaldırılmış?
“Askerler gitmiş kaldırmış. Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’ün talimatı var, hiçbir şeye müdahale etmeyin diye. Ama tabii bu basına da intikal edince artık altında kalamadılar. Bir çok yerde böyle şeyler var. Ayrıca görüyorsunuz; diyorlar gittiler. Gitmediler, oralarda bayağı etkin durumda duruyorlar. Telsizlerini zaten askeriye dinliyor. Daha yakın bir tarihte orada bir tane bomba attılar dağdaki örgütler Tunceli’de bir HES patlattılar biliyorsunuz. Bunlar aslında oradakiler tarafından biliniyor. Benim gördüğüm kadarıyla Doğu’nun ve Güneydoğu’nun bir çok yerinde askeri birliklerin pek fazla öyle dışarıya çıkıp da gezdikleri, vadileri serbest dolaştıkları bir alan yok yani.”
ÖNEMLİ NOT: Bazı şerefsizler elektronik ileti adresimin şifresini kırarak listemdeki tüm adreslere oldukça bozuk bir Türkçeyle İngiltere’de mahsur kaldığımı ve paraya ihtiyacım olduğuna dair e-postalar göndermişler. E-posta adresimi değiştirip anında gerekli yerlere şikayette bulundum. Parayla pulla işimin olmadığını beni tanıyanlar iyi bilir. Ama bu şerefsizlerin de iyi bilmesi gereken bir şey var; Allah’ın bana verdiği ömür kadar tüm hain, hırsız, namussuz, ırz düşmanı ve alçaklarla her türlü mücadele etmekten bir milim geri adım atmayacağım. Akıllı olun!..

Yazarın Diğer Yazıları