Proje: Arınç, Onay: Erdoğan
Terörist Öcalan kardeşlerin İstanbul seçiminde AKP ve MHP'den yana tavır koyması için atılan adımın mimarı Bülent Arınç yurt dışına gitmiş…
Ali Kemal Özcan adlı kişiyi "postacı" olarak seçip İmralı canisine gönderilmesini ve mektup alarak açıklatılması projesini öneren Bülent Arınç'a sorular yolladım yanıtını alamadım…
Proje Bülent Arınç'ın onay ise Recep Tayyip Erdoğan'ındır…
Ali Kemal'i Cumhurbaşkanlığına götürerek Erdoğan ile görüştüren Arınç'a AKP kulislerinde çok büyük tepki olduğunu gördüm, eleştirileri dinledim…
Teröristbaşı, bebek katili, İmralı canisi Abdullah Öcalan'ın 23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi öncesinde, AKP iktidarı tarafından "siyasi figür" olarak kullanılmasını AKP Milletvekilleri, "Bu skandal, seçimi farklı kaybetmemizin nedeni oldu" diye değerlendiriyorlar.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bu hatayı yaptıran ismin Bülent Arınç olduğu iktidar milletvekillerin yanı sıra muhalefet milletvekillerinin de yorumlarında yer alıyor.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'na atandığını Manisa'da şu sözlerle açıklamıştı Bülent Arınç:
"Biz yıllardan beri bu ülkede siyaset yolunu tercih ettik. Hakkımızda kötü bir şöhret bugüne kadar olmadı. Bir ara bir şeyler yamamaya çalışanlar oldu ama hepsi rezil oldu. Çok şükür biz dimdik ayakta kaldık. Bu süreç içinde bize sahip çıkanlara teşekkür borcumuz var.
Ama insanlar doğru bildiklerini söylemeli, iyi bildiklerini yapmalı. Onun bunun peşinden çanta taşımamalı, taklacı olmamalı. Adam olacaksın, adam gibi olacaksın. Güneş çıktı, bütün kirler dağıldı. Onlara göre biz yok olmuştuk, bitmiştik. Şimdi Cumhurbaşkanımızın yanında Yüksek İstişare Kurulu'nun Başkanı kendisi olacak, biz de yanında olacağız. Böyle bir şeyi Rabbim sadakatin sonucunda veriyor, yalakalığın sonucunda değil" demişti…
* Bülent Arınç'a soruyorum Ali Kemal Özcan ile ilişkiniz nedir?
* Hedefiniz bebek katili, terörist kardeşleri Öcalanları topluma sevdirmek midir?
* Hatta Öcalan kardeşlerin AKP'de siyaset yapmasının zeminini mi hazırlıyorsunuz?
* Erdoğan'a, "sadakat" göstermeniz bu mudur?
* Hain Öcalan'ların mektubunu yayınlatmak, TRT'ye çıkartmak, "Sadakat" mı "Yalakalık" mı?
* Öcalanları siyasi amaçlarınız için kullanmak "İyi iş" mi? "doğru" bu mu?
* Öcalan'ları siyasi amaçlarınız için kullanmanız muhalefet ve medya tarafından, "vatana ihanet" olarak değerlendiriliyor, ne yanıt vereceksiniz?
Değerli okurlarım,
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir siyasi kriz, bu denli bir ihanet asla yaşanmadı…
İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu'nu ziyaret ettim ve terörist Öcalan kardeşlerin İstanbul seçimin kazandırmak için Erdoğan hükümeti tarafından televizyonlara çıkartılması krizini nasıl değerlendirdiğini sordum.
Ağıralioğlu, "Bir seçimde milli uçak, öbür seçimde milli otomobil, bu seçimde de milli teröristimiz oldu" diye çarpıcı bir cümle ile başladı.
"Bunu kalbimle söylüyorum, benim şahsen böyle bir imkânım olsaydı; ben devletimi, devletimin başını, çocuklarımızın katilinin gönderdiği bir mektupla oyu konsolide etmeye çalışırken görmektense bin defa seçim kaybetmeyi tercih ederdim" diyen Ağıralioğlu şöyle devam etti:
"TRT'ye sızmış bir tane teröristin Cumhur İttifakı lehine cümle kurarken gördüm.
Devletimizin başını böyle münasebetsiz cümleler kurarken görmek istemezdim.
Sizden beklediğimiz tek açıklama, Türk adaletine teslim olmanızdır.
Türklerin, Türk milletinin, Türk devletinin istikbaline pusu kurmayacaksınız.
Bu memnun olmadığınız münasebetsizliği size, kim yaptırıyor?
Türk devletine bu pusuyu kim kuruyor?"
Ağıralioğlu'nu Genel Kurul salonuna uğurladıktan sonra Basın locasından Öcalan krizi tartışmalarını da izledim.
AKP Meclis grup başkanvekili Özlem Zengin'in şu açıklaması dikkatimi çekti
"Ben aynı zamanda yirmi yıla yakın televizyon yayıncılığı yapmış birisiyim.
Bu kim, nerede, nasıl, kırmızı bültenle aranan bir kişiyle röportaj yaptı?
Bunu ben de öğreneceğim yani öğrenmek isterim çünkü bunun bir bedeli var nihayetinde.
O sebeple, buradan bakıldığında, bu parti içerisinde hiç kimse bunun normal, olabilen bir şey olduğunu asla iddia edemez, olmaması gereken bir şeydir yani bu haber yayıncılığı bu şekilde olamaz, kırmızı bültenle aranan birisine TRT mikrofon uzatamaz…
TRT bunu yapmamalıdır. O sebeple biz de bu konunun takipçisi olacağız, sizi tatmin eder mi bilemiyorum ama takip edeceğiz…"
Haydi, Özlem Hanım, terörist Öcalan'ların bu rezaletinin sorumlularını acilen ortaya çıkartın…
Hatta işinizi kolaylaştırmak için söyleyeyim;
Bülent Arınç'tan başlayın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'le devam edin ve Recep Tayyip Erdoğan ile tamamlayın…
Ve kesinlikle bedel ödetin…