Popülizmde deniz bitti
Son elli senedir, Türkiye sürekli bir ekonomik istikrar sorunu içindedir. Ancak hiçbir dönemde bugünkü kadar popülizm olmadı. Ekonomide tek hedef seçimler oldu. Tüm kararlar, politikalar ve kamu harcamaları tek hedefe, seçim hedefine odaklandı.
Söz gelimi 2019 bütçesinde yatırımların payı yüzde 6.7'dir. Buna karşılık hiçbir katma değer yaratmayan, SGK açıklarını kapamak ve seçim popülizmi için dağıtılacak olanları gösteren cari transferlerin payı yüzde 40.8'dir.
2018 bütçesi de bu bütçeden farklı değildi.
Bütçe hükümetin elindeki en önemli araçtır. Bu bütçelere bakarsak, kaynakların nasıl yanlış kullanılmış olduğunu, denizin bittiğini çok rahat görebiliriz.
Dün açıklanan 2018 üçüncü çeyrek büyüme oranı da bu popülizmin bir sonucudur.
* GSYH'da büyüme oranı 2017 yılının üçüncü çeyreğine göre yüzde 1.6 oranında oldu.
* Sanayi sektörü yüzde 0.3 büyüdü;
* İnşaat sektöründe büyüme eksi 5.3 oldu. (Yüzde 5.3 oranında daraldı.);
* Yatırımlarda büyüme oranı eksi 3 oldu. (Aşağıdaki tablo.)
* Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH ise bir önceki, ikinci çeyreğe göre yüzde 1.1 oranında azaldı.
* Üçüncü çeyrekte, ihracatta büyüme yüzde 13.6 oldu. İthalat ise eksi 16.7 oranında daraldı. Büyümeyi dış talep pozitif etkiledi.
* 2018 yılının ilk 9 ayında büyüme yüzde 4,5 düzeyinde gerçekleşti.
* 2018 GSYH, 750 milyar dolar dolayında olacak. Fert başına gelir 10.000 doların altında kalacak.
* Bu sene dördüncü çeyrekte büyüme oranı eksi değerde olacak, ekonomi yüze 3 ve üstünde daralacaktır.
Siyasi iktidar inşaat sektörünü de popülist amaçlı kullandı. İnşaat sektörünün kısa zamanda ekonomiyi canlandırma etkisini kullandı. Bu sektör doyma noktasına geldi. Reel gelirler de düşünce, sektörde eksi büyüme yaşandı.
Yatırımlarda ve ithalatta gerileme, önümüzdeki yıllarda üretimin daralacağını ve işsizliğin artacağını gösteriyor.
Öte yandan ithalattaki daralmanın bir kısmı, kur artışından dolayı pahalı gelen tüketim mallarına olan talebin azalmasından ileri geldi. Ancak daha önemli kısmı yine pahalı olduğu ve finansman sorunları ortaya çıktığı için, üretimde kullanılan ara malı ve ham madde ithalatının azalmasından ileri geldi ve üretimde daralmaya neden oldu. Bu demektir ki, bundan sonraki çeyrekte eksi büyüme yaşayacağız.