Popülizm kurbanı bir ülke: Venezuela
Güney Amerika ülkesi Venezuela 1821 yılında İspanya'ya karşı bağımsızlığını kazanmıştır. Venezuela'nın yakın tarihinde 19. yüzyılın tümü ile 20. yüzyıl başları siyasal çalkantılar, diktatörlükler ve devrimlerle doludur
Venezuela'nın artık dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi olduğu anlaşılmıştır. Ne var ki bu ülke popülizm ve diktatörlerin tuzağında kaldığı için ve toplumun siyasi bilinç düzeyi gelişmediği için, halk petrol zenginliğinden yararlanamıyor.
Popülizm uygulamasında, bütçeden yatırımlar için ayrılması gereken kaynaklar seçim tavizleri olarak harcanıyor. Kamu ihaleleri ve kamu reklamları siyasi iktidarlar tarafından yandaşlara veriliyor. Yine devlet memurları seçim öncelikli kullanılıyor. Devlette işler yürümüyor. Kamu hizmetlerinde etkinlik ve kamu yatırımlarında verimlilik düşüyor.
Venezuela otokrasi içinde bir popülizm yaşadı ve yaşıyor. Venezuela'da Hugo Chavez 1998'de başkan seçildi. Popülizm uğruna kamu kaynaklarını hesapsızca harcadı.
Petrol gelirlerini parlamento denetimi dışında kullanmak için bütçe dışı Ulusal Kalkınma Fonu(Fonden) kurdu. Bu fona giren petrol gelirlerini seçimlerde kendisini destekleyenlere çeşitli adlar altında para ve halka koliler dağıtarak kullandı.
Chavez aynı zamanda anayasayı değiştirmek için referandumlar yaptı. Bu referandumda bu fonları ve devlet imkanlarını kullandı. Halk iktisat biliminin kabul ettiği gibi kısa dönemli çıkarlara odaklanmıştı. Uzun dönemde geleceğini göremiyordu. Halk onu, dağıttığı sürece seviyordu ve oy veriyordu.
2004 yılına gelindiğinde Venezuela'da kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmıştı. Yüksek yargı da Chavez'in denetimine geçmişti. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı tümüyle ortadan kalkmıştı. Yargıçlar hükümete sormadan karar alamıyordu.
Chavez muhalefeti ve basını susturdu. Dikta yönetimi nedeniyle 1.5 milyon aydın ülkeden kaçtı.
Petrol fiyatları 100 doların üstünde iken, Venezuela parası değerlendi. İthalat fiyatları daha düşük gelmeye başladı. Siyasi iktidar teknoloji ve yatırım malları ithalatına yönlendirmedi. Venezuela tüketimde ithalat cenneti oldu. Ne var ki aynı zamanda işsizlik arttı.
Chavez'in yerine gelen yardımcısı Madura, şaibeli bir seçim sonrası başkan olunca, yargıyı tamamıyla kontrolüne aldı. Toplum ikiye bölündü. Resmi olmayan rakamlara göre tepki için sokaklara dökülen halktan 3 bin kişi hükümet güçleri tarafından öldürüldü.
Madura ayrıca kendisinin başkanlığına tepki gösterenlere konuşma yasağı kanununu Meclis'ten geçirdi. Yandaş medya oluşturdu. 20 milyon kişiye 120 ton gıda kolisi dağıttı.
Yine de 2015'te parlamento seçimlerinde Madura kaybetti. Erken seçim için Anayasal süreç başlatıldı ve fakat Maduro gerek Meclis kararını ve gerekse halkın topladığı 4 milyon imzayı reddetti.
Meclis, Madura için azil kararı çıkardı. Ancak Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi üyeleri bu talebi anayasaya aykırı bularak reddetti.
Madura zamanında petrol gelirleri, ortalama 50 doların altında kaldı. Bu durum ekonomiyi zora soktu. Her yerde olduğu gibi, Venezuela'da da popülizm ve otokrasi birbirini besledi ve ülke ekonomisi çıkmaza girdi. Mahfi Eğilmez'in düzenlediği aşağıdaki tablo, Venezuela'yı popülizmin giderek nasıl uçuruma götürdüğünü gösteriyor.
***********************
GSYH (Cari fiyatlarla, milyar USD) 118 287
Nüfus (Milyon) 24,4 31,0
Kişi Başına Gelir (USD) 4.824 9.258
Büyüme (Yüzde) 3,7 -18,0
Toplam Yatırımlar / GSYH (yüzde) 24,2 9,0
Toplam Tasarruflar / GSYH (yüzde ) 34,5 6,6
Enflasyon (Yüzde) 13,4 274,4
İhracat Artışı (Yüzde) 5,8 -9,7
İthalat Artışı (Yüzde) 12,4 -41,8
İşsizlik Oranı (Yüzde) 14,0 21,2
Bütçe Dengesi / GSYH (Yüzde ) 4,5 -14,6
Cari Denge / GSYH (Yüzde ) 10,1 -2,4
***********************
Venezuela 2017 yılında dünyada hiper enflasyon yaşayan tek ülkedir. Enflasyon yüzde 880 olarak hesaplanmaktadır.
2017 Ekim seçimlerinde, eyalet seçimlerinde katılım oranı yüzde 61.1 oldu. Bu oyların yüzde 54'ünü yine Madura'nın PSUV partisi aldı.
Böylece Madura, diktatörler kaybetmez, sözünün ne kadar gerçek olduğunu gösterdi.