Politikalarda çark

Farkında mısınız bilmem, AKP 15 yıllık iktidar boyunca, önce muhalefet edip, darmadağın ettiği politika ve uygulamalara geri dönüyor. Bu konudaki dönüşü, önce ben yalnız dış politika diye değerlendirmiştim ama baktım ki iç politikada da hızlı bir dönüş ve nedamet var. Askerden uzak duranlar şimdilerde askerle karavana paylaşıyor. Ancak acı olan, 15 yıldır pompaladıkları politika ve uygulamalar, telkinlerine uyum sağlayan tabanları, henüz bu dönüşe hazır değil.

Erdoğan'ın, ABD'de Muhammet Ali'nin cenazesine gidiş ve dönüşü, aslında Türk dış politikasında önemli bir çarkın başlama noktasıydı. Bu dönüş alttan alta başlamıştı ama su yüzüne çıkması, bu olayla oldu diyebiliriz. Tayinleri açıklayıp, diplomasiden Davutoğlu ekibi temizlendi. Bu ziyaret sonrası Rusya Federasyonu Başkanı Putin'e mektup yazıldı. Moskova, onlar kadar hızlı geri dönüş yapmadı. Mesela, Suriye olayında, AKP iktidarından bazı bürokrat ve yetkililerin, Esad rejimiyle temas kurma yolları arayıp, ilişki başlatmaya çalıştığı söyleniyor. Mesela, İsrail ile el altından yürütülen ilişkileri düzeltme çalışmalarını gizlemekten vaz geçildi.

Mesela, AB ile ilişkiler soğutulmaya çalışılırken, vizesiz AB'ye gitme ısrarından vaz geçildi. Mesela İran'a karşı Şii-Sünni söylemleri yerine, Reza Zarrab'ı satma bile bu yoklamalarda yer aldı. Zaten Zarrab, Amerikalılara ötmeye başlamış, yanına da kimlerin takılacağından endişe başlamıştı. New York'ta bir başka Türk iş adamı, eski tiyatrocu Erdal Kuyumcu tutuklanmış ve o da Amerikalı savcı ile pazarlıkta bildikleri karşısında cezasının 20 yıldan beş yıla indirilmesi pazarlığı yapmıştı.

Dünya basınında, AKP iktidarının IŞİD'e yardımı konusunda, her gün yeni bir belge ve yeni bilgiler uçuşuyor. Gün geçmiyor ki bir yerlerde öldürülen insanlar için, Ankara'nın bağlantısı anlatılmasın. İHH (İnsani Yardım Vakfı) adlı yardım kuruluşunun IŞİD'e silah ve cephane taşımada kullanıldığı konuşmaları savcı takibine takıldı. Suriye'de Rusya ve İran destekli Esad'ın askerleri, Halep'in etrafındaki çemberi daraltıyor. Bizim yandaş basın, AKP destekli cihatçılar diyor ama gerçek ne yazık ki öyle değil. Yakın zamanda daha nelerin açıklanacağını birlikte göreceğiz. IŞİD terörü Batı'da can almaya başlarken dünyada bize kızgınlık artıyor. Artık Batı dünyası Ankara'dan atılan, özgürlük ve demokrasi martavallarını yemiyor.

***

Gelelim iç politika ve güncel konulara. Hani ABD usulü başkanlık sistemi var ya, temelden bize uymuyor. Nedenleri;

* Bir kere parti liderliği sistemi kaldırılıp, dar bölge seçim sistemine geçmek zorundasınız. Yani hangi partiden kimin milletvekili veya senatör olacağına seçmen ve delege karar verecek.

* İkincisi, milletvekilleri iki yılda bir, senato 6 yılda bir seçilir. Milletvekili seçmen sayısına göre, senatör ise her ilden iki kişi olarak çıkar.

* Herkes başkan adayı olabilir. (Trump gibi süper manyaklar da) Ancak başkan adayını, seçilen delegelerin katılacağı parti kurultayı belirler. Bir aday için seçilen delege, icabında fikir değiştirip, başka bir adayı destekleyebilir.

* Başkanı her eyaletten belirli sayıda toplam 538 Seçiciler Kurulu (Electoral College) üyeleri belirler. Bunlar seçimden sonra yalnız bir kere toplanıp, başkanın kim olacağı konusunda oy kullanır.

* Başkanlar, bakanlar kurulu üyeleri, yüksek bürokratlar, anayasa mahkemesi üyeleri ve federal savcıları aday gösterir. Bunları Kongre sorgulayıp oylar. Onaylar veya ret eder. Yargıçların ömür boyu iş garantisi vardır.

* Başkanın atadığı yüksek düzeydeki tüm bürokratlar, devlet kadrolarını işgal etmez. Başkanla birlikte görev süresi dolunca istifa eder.

* Tüm bakanlar ve bürokratlar icraatları konusunda Senato ve Meclis'te komisyonlara bilgi verirler.

- Her eyalet ayrı sisteme sahiptir. Yani eyalet parlamentosu ve özel yasaları vardır. Eyalet yetkilileri seçimle gelir. Güvenlik kuvvetleri eyalete aittir. Eyalet kendi vergisini toplar.

Şimdi söyleyin Amerikan usulü başkanlık bize göre mi?

Yazarın Diğer Yazıları