PKK'nın akademi kadrosu çalışıyor!
PKK’nın Akademi Kadrosu Çalışıyor!
2005 yılında ilan edilen KCK sonrasında PKK’nın üniversite yapılanmaları adeta kurumsal bir hüviyet kazandı. PKK’lılar üniversitelere, akademik kadrolara belirli bir sistematik içerisinde yerleştiriliyorlar.
İşte bu okullardan birinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yaşananlar insanı hayretler içerisinde bırakıyor.
Sanat üretmesi gereken, aydınlar yetiştirmesi gereken bir üniversite adeta PKK’nın kontrolüne girmiş durumda.
Üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi’nden son sınıf öğrencisi olan Leyla Doğan okuldaki propagandadan etkilenip PKK saflarına katılıyor ve Mehmetçiğe kurşun sıkarken hayatını kaybediyor. Olayın üzerine okulun orta yerine Leyla Doğan için anma törenleri düzenlenip, panolar oluşturulup, Doğan kahramanlaştırılıyor.
Okul yönetiminin gözü önünde cereyan eden terör propagandası günlerce devam ediyor.
PKK’nın üniversite yapılanmalarından biri olan DÖDEF hesaplarından ise günlerce olayla ilgili görüntü ve fotoğraf paylaşılıyor. Konu haber yapılınca fakülte dekanı “Biz iyi niyetle vermiştik” açıklaması yapıyor.
Fakültede yaşananlar bununla sınırlı değil. Duvarlara yazılan PKK sloganları, derslerin basılarak terör propagandasının yapılması, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı öldüren teröristler için mumlar yakılarak anma törenlerinin düzenlenmesi… Ne ararsanız var!
Bunların hepsi, günler boyu süren etkinliklerle okul yönetimi ve polisin gözü önünde, İstanbul’un göbeğinde yapılıyor.
Akademik destek
Akademisyenlerin içerisinde ciddi bir grup bu yapılanmayı ve öğrencileri destekliyor. Derslerden geçmelerine yardımcı olunup, “yüksek not verilecek öğrenciler” şeklinde isim listeleri yapılıp elden ele dolaştırılıyor.
İsim listelerindeki öğrencilerin hepsi terör örgütü mensubu ve rahat bir şekilde okullarını bitirip, akademisyenliğe hazırlanıp, sonrasında da yine aynı isimlerden destek görerek “akademisyen” oluyorlar. Yabancı dil sınavından almak istedikleri notu da PKK’nın sınav çetesinden aldıkları yardımla çok rahat bir şekilde gerçekleştirip, gelecek nesillerimizi yetiştirmeye başlıyorlar!
Fakültede öğretim üyesi olan Doç. Dr. Esra Keskinkılıç’a da bazı akademisyenler tarafından böyle bir liste ulaştırılıp, ismi geçen öğrencilere yüksek not verilmesi isteniyor. Keskinkılıç ise bu adaletsizliği ve eşitsizliği kesinlikle kabul etmeyeceğini belirterek reddediyor.
Sonrasında ise olaylar başlıyor. Önce Keskinkılıç’ın dersleri elinden alınıyor, sonrasında sosyal medyada ve okulda terör örgütü mensupları tarafından sözlü ve fiziksel tacizlere uğruyor. Hakkında karalama kampanyası başlatılıyor. Bununla da yetinilmiyor. Evrensel, Birgün, Özgür Gündem gibi gazeteler devreye sokularak akademisyenin ismi ve soy ismi kullanılarak açıkta hedef gösteriliyor.
Keskinkılıç kendisine yönelen bu toplu linç girişimi için verdiği hukuk mücadelesinden zaferle ayrılıyor. Ama mahkeme kararına rağmen hala kendisi okul yönetimi tarafından derslere sokulmuyor.
Kısacası kurulan sisteme, düzeneğe çomak sokulunca bir akademisyenin başına gelmeyen kalmıyor. Tüm bunlara rağmen hala birileri “akademisyenler tutuklanmamalı, üniversitelerde özerktir” diyebiliyor.
Bu sözleri sarf edenlerin, bu gibi sloganik ifadelerle konuşanların; özgürlüklerle, eşit bir düzenle alakaları yoktur. Klasik bir terör yöntemi olan anarşi ve propaganda ile güç elde etmekten başka bir şey yapılmıyor.
Savcı katillerine anma!
Üniversitede Savcı Mehmet Kiraz’ı katleden teröristlerle ilgili mumlar yakılarak, anma töreni düzenlendi. Okul yönetimi ve güvenliğin herhangi bir tepki göstermediği olaya polis müdahale etti ve çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.
Sonra mı ne oldu? Ellerinde isim listesi dolaştırıp, teröristleri akademisyen yapmak isteyen sözde hocalar hemen adliyeye koşup öğrencilerine sahip çıkıp, onlara kefil olduklarını belirten bir imza kampanyası başlattılar. Şu anda tutuklu kalmadı!
İşte geleceğimizin, nesillerimizin yetiştirildiği bir üniversitemizden küçük bir kesit…
Eğer öğrencilerin anayasal eğitim hakkını savunup, teröre geçit vermeyen onurlu bir mücadele verecekseniz, unutmayın ki, hedef gösterilecek, tehdit edilecek, fiziki şiddete maruz bırakılacaksınız!