PKK ve DTP'nin yeni taktikleri!..
Çocuk katillerinin 2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesiyle kudurması ve AB’den çok büyük destek alması boşu boşuna değil. Sadece PKK değil, Türkiye’yi bölmek isteyen ve rövanş peşinde olan herkes, AB ile birlikte AKP koruması altına alındı.Yazar Ergün Poyraz, özel bilgileri ele geçirmek ve kitap yazmak(!) suçundan apar topar hapse atıldı. AB’den çıt yok. Ama Türkiye’ye ve Türk milletine küfür edenler, soykırımcılar, AB ile birlikte Türkiye’yi yönetenlerin açık koruması altına alındı.
Değerli okurlar, PKK ve DTP, AB’nin ve ABD’nin telkin ve yönlendirmesiyle son dönemde çok ciddi taktiksel değişiklikler yaptılar. Önceden planlanmış bu senaryoya göre, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte PKK, eylemlerine başladı. Ancak bu eylemlere dikkat ederseniz sadece askeri birliklere yönelik olduğunu görürsünüz. Bugüne kadar önüne çıkan herkesi doktor, öğretmen, hemşire kadın çocuk demeden öldüren, her yere mayın döşeyen PKK’ya AB’nin “Herkesi öldürmeye devam ederseniz sizi korumamız güçleşir, artık kadın çocuk sivil değil sadece askeri birlikleri hedef alın ki kurtuluş örgütü muamelesi yapalım” talimatı aldığı ve bunu uygulamaya koyduğu çok açık. 2002’den bu yana PKK bölgede sivil öldürmemeye özen gösteriyor. Zaman zaman bir kaç köyün basıldığı ya da köylülere yönelik eylem yapıldığı haberleri geliyor. O köyler korucu köyleri ve bölgede hâlâ güçlü olduğunu göstermek için bu köyleri taciz ediyor. Ama yine de bu baskınların sayısı eskiye göre yok denecek kadar azdır. PKK’ya hazırlanan yeni imaj “sözde insan haklarını çiğneyen, bölgedeki Kürt halkına zulüm eden, zaten AİHM’de davaları olan, subayları yargılanan Türk Ordusuna karşı, ulusal kurtuluş savaşı veriyor” imajıdır. PKK’ya yönelik operasyon sınır ötesi yapılmamasının ardında, olayların sulandırılarak vakit kazanılması ve PKK’nın yeni imajını oturtmak yatıyor. Bu imajı oturtmanın yolu da askerlere bol bol saldırmaktır. Bunu da medyada büyük ses getiren bombalama eylemleri ile yapıyorlar. Zaten uyuşturulmuş, cahil toplumda bu imaj 3-5 yılda oturur. İşbirlikçi tarikatlar ve onların yayın organlarında tetikçilik yapan sözde solcu bir avuç satılmış kalem, gördüğünüz gibi bu süreci kısaltmaya, askeri aşağılamaya ve PKK’ya da “kahraman Kürt gerilla” imajı oturtmaya çalışıyor.Değerli okurlar, PKK ile mücadele isteksizliğinin ardında yatan gizli gerçek budur. Birileri “bize zaman kazandırın, toplumu oyalayın!..” talimatı veriyor. PKK’ya bir süre daha müdahale edilmezse ABD gizli olarak, ama AB açıkça PKK’ya resmiyet kazandıracaktır. Çok ama çok az kaldı. O saatten sonra da AKP hükümeti gibi hükümetler, AB ve ABD’nin resmiyete almasını ve halkın kendisini yüzde 46 oranında desteklediğini bahane edip, diplomatik görüşmelere ve parçalanmaya zemin hazırlamanın yolunu arayacaktır. Her sıkıntıda da “bakın PKK terörist değil, onlar bazı demokratik haklar peşindeler, bir masaya oturup bakalım ne istiyorlar? Bunda ne sakınca var.” diyeceklerdir.
DTP’ye gelince. İfadelerinde sık sık “ toplumu germeyeceğiz” diyorlardı. Milletvekili olduktan sonra da “Biz tüm ezilenlerin partisi olacağız. Türkiye’de yaşayan herkesin sorunlarına eğileceğiz” şeklinde açıklamalar yapmaya başladılar. Onlara da sözde ezilen bir toplumun yanı sıra, tüm ezilenlerin ve azınlıkların sesi imajı ile yeni bir yüz kazandırılmak isteniyor. Göreceksiniz, AKP ve kontrolü altındaki TMSF medyası DTP’nin en büyük propaganda kanalları ve gazeteleri haline gelecek. DTP’lilerin bitmek tükenmek bilmeyen isteklerini dinlemekten gına gelecek “acaba biz mi yanlış düşünüyoruz, askerler ve milliyetçiler Kürt milletine zulüm mü ediyor?” sorusunu sordurup, isyan ve ayrılık tohumları en hızlı biçimde atılacak. Sözde muhafazakâr Müslüman Kürt halkının temsilcisi olduğunu iddia eden, ama hiçbiri namaz kılmayan, Marksist- Leninist PKK’nın uzantısı ve destekçisi olan DTP’liler, aynı zamanda Sevr dayatmacılarının ve mandacıların Truva atı olacaktır. Millet bana göre hâlâ uyumaktadır. Demokrasiyi Türkiye’nin aleyhine ve kendi emelleri için göstere göstere ve sırıtarak kullananlara göz yuman, sözde demokrasi adına önünü açan herkes aklını başına almalıdır, yoksa sonumuz haraptır...