Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR
Sabahattin ÖNKİBAR

PKK pususu ve sınır ötesine komplo teorileri?

Dezenformasyon görevlileri bu günlerde fazla mesai yapıyor. Hakkari Dağlıca’daki son PKK pususundan sonra, bakın neleri şırınga etmeye çalışıyorlar:
-PKK, TSK’yı K.Irak’a çekmeyi istiyor.
-K.Irak coğrafyası karmaşık. Mevsim kış. Operasyon sonuç getirmez.
-K.Irak’a girersek, ABD ile karşı karşıya geliriz.
-Ekonomimiz K.Irak operasyonunu kaldırmaz.
-K.Irak operasyonu, İran ve Suriye’ye yakınlaşan Türkiye’ye kurulan komplodur.
-K.Irak, Türkiye’nin Vietnam’ı olabilir.
Bu komploları ileri sürenlerin çözüm önerisi bağlamında sunabildikleri tek bir şey yok.Yapmak istedikleri şey durumu geçiştirmek.
Vahim olan, bu yaklaşımları AKP mensupları ve hatta zirvelerinin bile paylaşmasıdır.
Öyle olduğu içindir ki AKP ve hükümeti hâlâ durumu idare etme peşindedir.
Dahası, hâlâ Washington’dan imdat arar haldedir.
Önceki akşam Başbakan’ı dinlediniz. Erdoğan hâlâ ABD Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon görüşmesinden medet umar bir fotoğraftadır.
Türk halkı çıldırmış kendine yapılan bu büyük hakarete figan ederken, Tayyip Bey hâlâ zaman kazanmanın manevralarını yapıyor.
Öyle olmasaydı ve Başbakan da bu işi Türk halkı kadar ciddiye alsaydı Pazar günü hemen şu emri verirdi:
-Irak’la bütün ilişkiler askıya alınmıştır.
-Habur sınır kapısı kapatılmıştır.
-K.Irak’a Türklere verilenden yarı fiyatını satılan elektriğin kesilmesine karar verilmiştir.
-PKK’ya terörist demeyen ve ona hamilik eden Barzani’nin Türkiye’deki şirketlerine el konulmuştur.
Bunları yapmayan AKP lideri Tayyip Erdoğan, hâlâ Başkan Bush’un gözünde PKK ile mücadelede kararlılığını arıyor.
Bu noktada var olan bir endişemizi de sunmak istiyoruz.
Dün öğrendiğime göre; Barzani’ye çok çok yakın olan önemli bir AKP’linin devreye girip, Kuzey Irak’lı peşmerge önderine, yani Barzani’ye “Türkiye ayakta, iki tane PKK’lı elebaşıyı verin, uçaklarımız da dağa taşa bir iki bomba atsın, bu işi kapatalım. Aksi halde halk bizi de süpürür. Buna razı olun” diye mesaj göndermiş. Tevatür şeklindeki bu tür yaklaşımlarda eğer doğruluk payı var ise şayet, gerisini siz hesap edin.
Yazımın tam bu noktasında Genelkurmay’dan bir açıklama:
“Dağlıca çatışmasında kayıp olan 8 askerden hala haber alınamadı.”
Bu açıklama PKK’nın 8 Türk askerini rehin aldık açıklaması ile örtüşüyor.
Açıklamayı duyunca elemimden ağlayasım,hırsımdan çıldırasım geliyor.
İşte bu ruh hali içinde Başbakan Erdoğan’ın şu sözleri bir kez daha kulaklarımda çınlıyor:
“5 Kasım’da Başkan Bush’a gideceğim. Orada onunla bu konuyu da görüşeceğim.”
Merak ediyorum, İsrail Başbakan’ı sadece iki askeri kaçırıldı diye Lübnan’ı işgal ederken, neden böyle bir şeyi yapma gereğini duymadı da Tayyip Erdoğan bunu yapıyor?
Dahası, İsrail’in askeri kaçırıldı diye ona destek için Lübnan’a asker gönderen Türkiye, kendi namusu yani askeri için hâlâ neyi bekliyor?
İsrail devlet, Türkiye değil mi dediniz?

BİLİYORDUM...

Talabani’de haklı çıkan, Gül mü Sezer mi?
Önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer hatırlayacağınız gibi görev süresi boyunca Talabani’yi, Türkiye’ye karşı düşmanca tavrı, tutumu ve düşünceleri sebebiyle muhatap almadı ve randevu vermedi. Buna mukabil Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan; görüşmem ne demek, Talabani seçilmiş Cumhurbaşkanı. Elbette davet edeceğiz ve görüşeceğiz açıklamalarında bulunmuştu. Dahası Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da benzer tavırları sergilemişti..Ve bugün Gül ile Erdoğan’ın kucak açıp sevgiler gönderdiği Talabani, “Türkiye’ye değil bir PKK’lıyı ya da Kürdü iade etmek, bir Kürt kedisini bile vermeyiz” sözlerini ediyor ve dalgasını geçiyor.. Söyler misiniz bu tabloyu nasıl yorumlamamız geriyor? Söylecek çok şey var ama biz, devlet terbiyesi ve ona saygı nedir bildiğimiz için sadece Türkiye ve geleceği adına eyvahlar olsun diyoruz.. Sezer’i devlet adamlığı bağlamında arayacağımızı biliyordum da bu kadar erken olacağını tahmin etmiyordum.

İDDİALAR ÇEŞİTLİ...

Suskun Özkök şimdi neden konuşuyor?
Dikkatinizi çekmiştir, Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök bu aralar sürekli konuşuyor. Oysa Hilmi Paşa 4 yıllık Genelkurmay Başkanlığı sürecinde eski Genelkurmay Başkanlarının aksine en az konuşan Genelkurmay Başkanı idi. Teamül, Genelkurmay eski Başkanlarının emekli olduklarından sonra hiç konuşmaması biçimindedir. Nitekim Torumtay, Güreş, Karadayı ve Kıvrıkoğlu Paşa’ların hiç biri konuşmuyor. Ama buna mukabil, döneminde Türk askerinin başına çuval geçirilirken susan ve bazılarına göre yapılması gerekenleri yapmayan Hilmi Özkök, şimdi sürekli konuşuyor.. İlginç olan Paşa’da zuhur eden bu konuşma olayının Cumhubaşkanlığı adaylığı sürecinden sonra sıklaşmasıdır..Yoksa yoksa AKP, Paşa’ya Cumhurbaşkanı adaylığı sözü verdi de, bu sözün yerine gelmemesi sebebiyle Hilmi Paşa, kızgınlıktan mı konuşuyor? Bir başka iddia da; Hilmi Paşa’nın, döneminde AKP’ye aşırı teslimiyetçi tavrından bugün pişman olduğudur... Kuşkusuz bunlar iddialardır, gerçekliği kanıtlanamamıştır ama Paşa’nın birden tutum değiştirmesi kafaları karıştırıyor.

TEPKİNİN RESMİ!

Referandumun mesajı?
Önceki gün yapılan referandumun, konu itibarı ile yüzde 90’ların üstünde bir kabul alması ve benzer oranda bir katılıma vesile olması bekleniyordu. Öyle ya, 22 Temmuz gibi insanların yazlıkta olduğu, yani adres değiştirdiği bir süreçte yapılan seçimde, katılım yüzde 90’lara yaklaştı ise bu mevsimde yüzde 90’ları aşması gerekmez miydi? Ama olmadı. Katılım yüzde 60 küsurlarda, kabul de yüzde 69 oldu... Ortaya çıkan bu fotoğraf, gerçekte AKP’ye duyulan bir tepkiydi. İnsanlar önceki gün sadece ve sadece AKP’ye kızgınlıkları sebebiyle sandığa gitmedi ve gidenlerin bir bölümü de hayır oyu attı. Bu tablo da AKP’nin, son üç ayda bayağı bir yıprandığını gözler önüne seriyor.. Referandumun siyasi yorumuna gelince: Türk kamuoyu farkında mıdır biliyorum ama, Tayyip Erdoğan başkanlık sistemi için ilk engelini aşmıştır. Doğrusunu isterseniz bu satırların yazarı da Türkiye için böyle bir sistemin yararlı olacağı kanaatindedir. Ama bir istisna ile.. Bu makama Tayyip Erdoğan ve onun gibilerin oturmaması koşulu ile.. Bunun için de artık Erdoğan alternatifi isimleri konuşmaya başlamalı ve onu bulmalıyız...

Yazarın Diğer Yazıları