Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarımızla konuşuyorduk. Tartışma konumuz, Esad taraftarlığı suçlaması idi. “Evet, ben de Esad’ı destekliyorum” diye cevap verdim.
Diktatörlüğe, diktatörlere, hukuksuzluğa, zalimliğe, kan dökenlere karşıyız. Ancak illa iki katil arasında tercih yapmak zorunda kalırsam, elbette, PKK kiminle savaşıyorsa onu tercih ederim. Askerimin, polisimin, öğretmenimin, doktorumun, Kürt olsun Türk olsun, masum vatandaşlarımın kanını döken PKK’yı birinci ve önemli düşman olarak görürüm.
Ne alaka?
Anlatayım...
PKK, katillerinin bir bölümünü “çözüm süreci” adı altında Suriye’ye taşıdı ve Esed’a karşı savaşıyor. ABD Esad’ı istemiyor... İsrail Esad’ı istemiyor. En önemlisi, Esad gitmeden BOP gerçekleşemiyor, İran vurulamıyor.
Bunları birleştirdiğimde aklım ve milletimin çıkarları beni Esad’ın görevde kalması sonucuna götürüyor...
Tayyip Erdoğan her fırsatta “Bunlar Esad’ı destekliyorlar” diye birilerini suçluyor, suçlananlar ise inkâr ediyorlar. Neden? Herkes adam gibi inandığını söyleyip savunsa hiç kimsenin aklı karışmayacak.
Ülkemin güvenliği ve huzuru neyi emrediyorsa ben o tarafta duruyorum. Bunda normal olmayan ne var?
Asıl, Irak’ta bir buçuk milyon Müslüman’ın katledilmesine sebep olan ABD’nin uydusu olanlara hesap sormayanlara şaşıralım?
Esad’ın iktidarda kalması, ABD’nin, İsrail’in, en önemlisi PKK’nın çıkarlarına zarar verecek, Türkiye’nin değil...
“Destekleme” kelimesiyle kastettiğim, silahlanıp ABD’ye ve İsrail’e savaş açmak değil elbette. Ama Suriye’nin içişlerine karışmamak, muhaliflere destek olmamak, kışkırtmamak kastettiğim.
Evet, Esad birilerine göre belki eli kanlı katil olabilir, o tartışmaya girmiyorum ama döktüğü kan Mehmetçiğin kanı değil.
AKP’nin dış politikaları ile övünmek için, Suriye’ye vizeyi kaldırdığını söylediği günlerde Suriye’ye gitmiştim. Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı bölgeleri ziyaret ettiğimde, “Çok şükür oğul Esad geleli her şey farklılaştı, şimdi daha rahatız, ayrılıkçı Kürtlerin baskısını da Esad üzerimizden kaldırdı” demişlerdi.
Suriye Türkiye arasında, İstanbul Ankara gibi gidiş gelişler başlamışken, ticaret hacmimiz katlanarak büyürken, birden birilerinin aklına Suriye’de demokrasi olmadığı geldi... Sanki bölgede demokrasi varmış gibi...
Bugün Suriye’de Türkmenler eğer sıkıntı yaşıyorsa, bunun birinci sebebi AKP’nin yanlış dış politikalarıdır. Suriye’de kurulacak olan özerk Kürt bölgesi, Türkiye’yi de saracak yangına benzin dökmek anlamına gelecek.
Bu macera bize tahmin edemeyeceğimiz boyut ve bedeller ödetecek gibi...
