Pazar keyfi mi kaldı?
Özgür gazeteci, 24 saat 365 gün mesleğini yapan, halkın haber alma hakkına saygılı, haberleri yorumsuz ve gerçek şekli ile vatandaşa sunan, kalemini kıran ve asla satmayan kişidir.
Meslek hayatımda tanıdığım bir çok gazeteciden farklı bir yeri olan duayen gazeteci Yeniçağ yazarı gazeteci Burhan Ayeri 74 yaşında hayatını kaybetti.
Çok üzgünüm…
Burhan ağabeyimin Kasım ayında talihsiz bir kaza sonucu beli kırılmıştı.
Gazeteciliğe 1966''da başlayan Ayeri, Tercüman gazetesinde uzun süre haber müdürü olarak görev aldı.
Star 1 Magic Box televizyonunu kuruluşundan itibaren özel televizyonlara yazıları ile büyük destek veren Burhan ağabey, "Ekran polisi" köşesinde televizyonların ve yayıncıların merakla bekledikleri yorumları tarafsız gözlemci olarak kaleme alırdı.
Star TV''de her Salı hazırlayıp sunduğum yüzlerce "Söz Hakkı" programı için Ayeri''nin yorumlarını merakla beklerdim.
Canlı yayın sırasında gördüğü hataları yazar, yayıncıları uyarır, programlara katılanların görüşlerinin de eleştirilerini yapardı.
Türkiye''de televizyon eleştirmenliğini gazetelerde ilk başlatan isim olan Ayeri''nin meslek ödüllerinin sayısı yüzün üstündedir.
Ayeri, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, 2019 Burhan Felek Basın Hizmetleri Ödülü, sürekli basın kartı sahibiydi.
Ayeri hayatına ilişkin kaleme aldığı özgeçmişini, "Orhan Ayhan gibi ağabeye ve Ömer Üründül gibi bir kardeşe sahip olduğum için gerçekten şanslıyım. Bir diğer şansım ise sonbaharımda Yeniçağ gibi "kadir bilir" bir ekiple çalışabilmektir" ifadeleriyle sonlandırmıştı.
"İzin" başlıklı 20 Kasım 2020 yazısında şunları yazdı:
- "Uzun yıllar izin yapmadan çalıştım ve yazılarıma hiç ara vermedim.
Yorulduğumu hissettim.
Müsaade ederseniz bir süre izin yapıp dinlenmek istiyorum.
Görüşmek üzere... B.A."
Aradım, "Müsaade etmiyorum yazmaya devam" dedim çok güldü…
Burhan ağabeyim, mekânın cennet ruhun şad olsun. Allah ailene ve sevenlerine sabır ve sağlıklı ömür versin…
***
Değerli okurlarım,
Burhan ağabeyimin vefat haberini aldıktan sonra sosyal medyada yazılanları okurken güzel ve anlamlı bir yazı dikkatimi çekti.
Türk basınının duayen ismi spor yazarı canım ağabeyim Metin Gören''in Facebook''ta kaleme aldığı bu yazıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Bugün Günlerden;
Bana ne!
Sana ne!
Ona ne!
Bize ne!
Size ne!
Onlara ne!
En yakın dostlarıma, kardeşime, eşime, çocuğuma ne!
Ha pazartesi olmuş, ha perşembe belki de pazar…
Hiç fark etmez...
Hangi aydayız, kaçıncı haftayı deviriyoruz... Saat kaç?
Bugün evde ne yemek yaptı eşiniz, kızınız, akrabanız?
Kuru fasulye de olur, patlıcan oturtma da…
İştahımız olmadıktan sonra...
Yaşam biçimimiz maskeli baloların listesinde...
Yaşlılarımız ev de, köyden inip kentlerde istirahat buyuranlar balık tutmanın peşinde…
Bu yıl 2020...
Son günleri Aralık ayının…
''Hadi git'' diyorum…
Bu uğursuz, bu alçak ve tüm sıkıntıları tepemizden aşağıya adeta boca eden, bu yıl var ya, bu yıl...
Yaşamımızı değiştirdi,
İnsanlık karakterimizi kendine mal etmek istiyor Korona Virüs...
Anadolu söylemiyle;
- ''Adı batasıca ''...
Sağlık Bakanının TV''lerde okuduğu bültenler,
Yetkililerin ''Önlem aldık'' palavraları,
Ve canımız için sağlık peşindeyiz…
Ordumuzun ülke halkı için verdiği şehitler içimizi acıtıyor...
Bugün günlerden bana ne?
Size, ona bir başkasına, ülke insanımıza ne?
Özgürlüğü canımız çekiyor…
Hürriyetini kanının son damlasına dek akıtarak elde eden ülke insanımın, hak etmediği bir katil bulaşıcının, kimliğimizi unutturacak egemenliğine kahroluyoruz...
- Canımız özgürlük istiyor..
- Canımız döner, Adana kebap istiyor.
- Canımız balık istiyor, kalamar istiyor, kokoreç özlüyor..
- Canımız dostlarımızla kucaklaşmak istiyor..
- Canımız 32 dişimizin bir kahkaha melodisi şeklinde arşivlere düşecek bir sevinç tablosu istiyor…
Canımız;
- Hiçbir şeylere değişemeyeceğimiz,
- Tam bağımsız, demokratik laik sosyal hukuk devleti olan; Türkiye''mizi istiyor..."