Para serabı bitti

Kuzey Marmara otoyolu ihalesine katılan yerli ve yabancı şirketler, şartnameden şikayet etmemişler, ancak finansman bulamadıkları için ihaleye girmediklerini söylemişler. Oysaki bu ihale Dünyanın paraya boğulduğu birkaç yıl öncesinde olsaydı, 6 milyardan daha yüksek teklif çıkardı.
Euro bölgesinde, Yunanistan, İtalya gibi ülkeler, Euro yardımlarını har vurup harman savurdu... Kamu borçları arttı. Bu gün Fransa dahil, Avrupa ülkeleri riskli ekonomilerdir. Daha önemlisi bir Avrupa güvenirliği kalmamıştır. Söz gelimi, Berlin’de gerçekleşen Merkel-Sarkozy görüşmesinin sonunda Euro Bölgesi’nde daha sıkı bir mali politika ve bütçe disiplini uygulanmasına karar verildiği açıklandı. Ne var ki, Almanya dahil hiçbir ülke, Avrupa Birliğinin ekonomik anlamda çatısını oluşturan faktörlerden birisi olan Maastricht kriterlerine uymadı. Bu kriterler zaten mali disiplini öngören kriterlerdir . Avrupa ülkeleri eğer Maastricht kriterlerine uymuş olsalardı, bu günkü borç krizi yaşanmazdı.
2004 yılında, o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan, BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı 40. yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada dünyadaki eşitsizliğin 40 yıl öncesine göre daha da arttığını söylemişti. Bu gün dünyada zengin ülkeler, fakir ülkeler farkı arttı. Aynı ülke içinde zengin - fakir farkı arttı.
Global dünya özlemi altında, sermaye dışında mal hareketlerinin serbest olacağı, emeğin serbest dolaşacağı, yani gerçek anlamda global ekonomi anlayışı yatıyordu. Spekülatörler dünyayı kandırdı. Hükümetleri ve basını kontrol altına aldılar. Global ekonomi özlemi spekülasyon kıskacında yürüdü. Para bolluğu ilüzyonist etki yarattı. Üretmeden tüketmenin geçici refahına yol açtı.
Bu etkiyi anlatan bir fıkra da var...
Bir Amerikalı, Avrupa’nın bir köyünde bir otele gidiyor. Köyde hasat mevsimi olmadığı için ekonomide hareket yok, işler kesat... İnsanlar birbirine borçlu.
Amerikalı oda fiyatını soruyor... Otelciye 100 dolar kaparo veriyor. Ben odaya bir bakayım. “Beğenmezsem paramı geri alır, başka yer ararım” diyor. Otelci 100 doları alıyor. Amerikalı nasıl olsa otelde kalır. Yorgun - argın otelden çıkmaz, diye düşünüyor. Otelci, koşarak Amerikalı’nın verdiği bu 100 dolar ile uzun zamandır bitişik komşusu marangoza olan borcunu ödüyor. Marangozun da karşısındaki kasaba borcu varmış. O da hemen 100 doları kasaba veriyor. Kasap eteğine düşkün birisi imiş. Bir kadına 100 dolar borç takmış. O da mahcubiyetinden hemen kadına olan 100 dolar borcunu ödüyor. Kadın parayı alıyor. Daha cüzdanına yerleştirmeden otele olan borcu aklına geliyor. Getirip otel sahibine 100 dolar borcunu ödüyor. Odada 50 dakika kalan Amerikalı, lobiye inerek odayı beğenmediğini, duşun bozuk olduğunu söylüyor ve parasını geri istiyor. Otelci Amerikalı’nın başta kendisine verdiği ve dönüp dolaşan aynı 100’lük banknotu Amerikalı’ya geri veriyor.
Köyde kimsenin kimseye borcu kalmıyor. Hiçbir hizmet yapmadan herkes borcundan kurtuluyor. Küresel sorunlar, sorun boyutunu aştı. Ekonomik ve sosyal dengeleri bozdu. Kriz aralığının daralmasına yol açtı. Ortaya çıkan sorunlar geçici sorunlar değil. 2009 kriz ile global ekonominin bir kısmı su yüzüne çıktı.
Ancak tam anlaşılamadı. Şimdi AB borç krizi de global ekonominin geçici bir arızası gibi görülüyor. Aslında ise bu sorunlar para birliği sisteminin çalışmadığını gösteriyor.
Artık, spekülasyonun olmadığı, üretimi, istihdamı, gelir dağılımını ön planda tutan yeni bir dünya düzeni gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları