Özelleştirme haraç mezat satma değildir
TEKEL işçilerinin direnişi, aynı zamanda AKP’nin özelleştirmeye hangi açıdan baktığını da ortaya koydu. AKP iktidarı, özelleştirmeye yalnızca gelir getirsin diye bakıyor. Halkın malı olduğunu ve sosyal fayda, istihdam gibi özelleştirme felsefesinin temel yaklaşımlarını görmezlikten geliyor.
Bu güne kadar yapılan özelleştirmelerle ilgili uygulamalar, AKP iktidarının özelleştirme gerçeğini gösteriyor.
1) Özelleştirme gelirleri çar-çur edildi.
2008 sonuna kadar, Telekom dışında, 26.9 milyar dolar özelleştirme yapıldı. Bunun 18 milyar doları hazineye aktarıldı. 10.3 milyar doları kapsamdaki kitlere ödendi. Demek ki bu kadar varlık satışından kalan 18 milyar dolardır.
Özelleştirme gelirleri ile satılan varlıkların yerine okul, hastane, altyapı yatırımları yapılması gerekirdi. Yeni yatırım yapılmadı. Özelleştirme gelirleri borç ödemede ve bütçe açığını kapamada kullanıldı.
2) Özelleştirmede kayırmalar oldu. İşlemler şeffaf yapılmadı.
İki örnek... TÜPRAŞ’ın sermayesinin yüzde 14.76’sı İMKB’de toptan satışlar pazarında işlem fiyatının altında satıldı. Yargı aleniyat yok, halka duyurulmadı diye bu satışı bozdu.
Manisa Sümerbank Mensucat fabrikası, 3 milyon 751 bin dolara satıldı. 4.5 ay sonra satın alan firma bu fabrikanın arsasını Kipa Tesco şirketine 13 milyon 750 bin dolardan sattı.
3) Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu altyapı yatırımları, birilerine peşkeş çekildi. Türk Telekom peşkeş çekmenin en canlı örneğidir... Türk Telekom, 2005 yılı Kasım ayında, 6.7 milyar dolara blok satış yoluyla, yabancı sermayeye satıldı.
Türk Telekom satıldığında kurumlar vergisi oranı yüzde 30 idi. Türk Telekom kurumlar vergisi oranı yüzde 20’ye indikten sonra satılsaydı, vergi sonrası kârlılık oranı artacağı için daha pahalı satılırdı.
Türk Telekom’un dört yıllık toplam net kârı 8.7 milyar dolardır. Yabancı sermayenin bu 4 yılda yüzde 55 hissesine düşen net kâr 4.8 milyar dolardır. 2006 ve 2007 yılları net kârı esas alınırsa, 2010 yılında Türk Telekom’da yabancı sermayeye düşen net kâr, 1.4 milyar dolar civarında olacaktır. Böylece yabancı sermayenin getirdiği 6.7 milyon dolara karşılık 5 yılda götürdüğü döviz 6.2 milyar dolar olacaktır. 2010 yılından sonra, Türk Telekom 15 yıl tamamıyla yabancıya çalışacaktır.
Eğer 6.7 milyar doları Türk Telekom adına tahvil çıkarıp dış borç olarak alsaydık, Türk Telekom’un bir yıllık kârı beş yıllık faizi ödemeye yeterdi. Ülkemizin 6 yıldan sonra her yıl 1 milyar ile 1.5 milyar arasında döviz kaybı olmazdı.
Dernekler ve Vakıflarda yasalar, yöneticilerin basiretli tüccar gibi hareket etmesini öngörüyor. Aksi halde bu yöneticiler sorumlu olurlar. Devlet malını basiretli tüccar gibi yönetmemiş olmanın sorumluluğu daha ağırdır. Tüccar yanlış yaparsa veya birisi yanlış yatırım yaparsa, bu yanlışlığın cezasını kendi çeker. Zarar eder... İflas eder.
Devleti yönetenler, hükümetler yanlış yaparsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenilir. Cezasını ve maliyetini millet çeker. Bu güne kadar da yapılan yanlışların hesabı sorulmadı. Çünkü bu tür yanlışların topluma yayılması hemen anlaşılmaz. Uzun zaman sonra ekonomide sıkıntılar başlayınca anlaşılır.
Yabancı sermayeye satılan altyapı yatırımları, iç pazara yönelik iş yapıyor. İhracatları yok. Döviz getiremiyor, tersine ithalat yaparak ve kâr transfer ederek döviz götürüyor.
4) Özelleştirme işsizliği artırdı. 32 sektör özelleştirildi. Bunların 22’si kapandı. Özelleştirmeden önce bu kurumlarda 1.359 kişi çalışıyordu. Özelleştirmeden sonra 514 kişi düştü. Kardemir’de, 5417 kişiden 3919 kişiye, çimento fabrikalarında 6.737’den 3087’ye, Petlas’ta 1102’den 471’e düştü. 16.000 kişi işini kaybetti.
Bu gün devlet varlıklarının satışı, TEKEL işçilerine kefen giydirecek kadar emekçiye zarar verdi.