OVP eski hamam, eski tas

Orta Vadeli Program, üç yıllık bütçe hazırlık süreci için hazırlanan bir programdır. Bu program önümüzdeki üç yılı kapsayacak şekilde, yıllık uygulamaların sonuçları ve genel şartlardaki değişmeler dikkate alınarak, her yıl yenilenmektedir.

Ekonomik istikrar programı daha farklıdır. Özellikle istikrar sorunu yaşayan ülkelerde, ödemeler dengesini iyileştirme, kamu açıklarını azaltma ve enflasyonu düşürme gibi daha geniş anlamda makroekonomik amaçları gerçekleştirmeye yöneliktir. Üç veya beş yıllık yapılır ve bir defa yapılır.

Bir istikrar programında, önce istikrar sorunu tespiti yapılır. Söz gelimi enflasyon ve cari açığın boyutu ve nedenleri ortaya konulur. Sonra hedef ve bu hedefe ulaşmak için uygulanacak bir model oluşturulur, politikalar tespit edilir. Üçüncü olarak kullanılacak araçlar belirtilir.

2024 -2026 Orta Vadeli Program, bütçeye altyapı olsun diye hazırlanan rutin bir programdır. Ekonomik istikrar programı değildir. Oysaki; içinde bulunduğumuz TL krizi ve istikrar sorunu nedeni ile, dünya bizden istikrar programı bekliyordu. Bugünkü hükûmet istikrar sorunu olmadığını düşünüyor. Yaşamakta olduğumuz sorunları, yanlış politikalara bağlamak yerine, dünya konjonktürüne bağlıyor.

Söz gelimi, Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında “Dünyada enflasyon yüzde 60-70 iken” dedi. Oysaki Merkez Bankası 27 Temmuz 2023 Enflasyon Raporu’nda, dünya gelişmiş ülkeler ortalama enflasyon oranı yüzde 4,5 ve gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5,5 yazıldı.

Kaldı ki Arjantin gibi yüzde 60-70 enflasyon yaşayan birkaç ülke var. Ama onlar da kriz içindedir ve bu nedenle bu ülkelerde IMF var.

Siyaha beyaz diyerek algı yaratmak ters teper. Güven sorunu oluşturur. Çünkü yerli ve yabancı sermaye, piyasa ajanları herkes dünyada ortalama enflasyonu bilir; veya Merkez Bankası raporlarını okur.

2023 enflasyonunu yüzde 65 olarak kabul eden bir hükûmetin, bir ekonomik istikrar sorunu olduğunu da kabul etmesi gerekir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı da Türkiye’de büyümeyi, dünya büyüme ortalaması ile karşılaştırdı.

Oysaki gelişmiş ülkelerde büyüme oranı her zaman daha düşüktür. Söz gelimi 1 milyar GSYH yüzde 10 artarsa yaratılan ek katma değer 100 milyon demektir. Ama 10 milyar GSYH yüzde 5 artarsa yaratılan katma değer daha yüksek 500 milyondur.

2023 ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüme, gelişmekte olan ülkeler göre düşüktür. Ama dünya ortalamasına yakın bir büyümedir. İkinci çeyrekte diğer bazı ülkelerde büyüme;

*ABD; 2,1

*Euro Bölgesi; 0,6

*Meksika; 2,7

*Türkiye; 3,8

*Endenozya; 5,4

*Hindistan; 6,1

*Çin; 6,3

OVP’de, 2023 için öngörülen 4,4’lük ve 2024 için yüzde 4 büyüme; yüksek tahmin edilmiştir. IMF’ye göre Türkiye’nin 2023 büyüme tahmini yüzde 3 ve 2024 büyüme tahmini yüzde 2,8’dir.

Cumhurbaşkanı yardımcısı, zımnen turizm gelirlerine güvenerek büyüme hedefini yükselttiğini söylüyor. Oysaki bu sene ilk 6 ayda Rusya ve Çin’e karşı verdiğimiz dış ticaret açığı cari açıktan daha yüksektir.

OVP’de Fert Başına GSYH, Türkiye nüfusu üstünden hesaplanarak; 2023 yılı için 12.415 dolar, 2014 yılı için ise 12.875 bin dolar olacağı belirtildi. Gerçekte ise, ekmeğimizi bölüştüğümüz, bizden daha fazla kamu imkânı alan 10 milyon sığınmacıyı da katarsak, 2023 yıl fert başına GSYH, 11.108 dolara düşer. Yani Türkiye daha orta gelir tuzağından kurtulmamış demektir.

Öte yandan açıklanan işsizlik oranlarının da yüzde 10’da, fiili işsizlik oranlarının ise yüzde 18’de takılı kalacağına hükûmet de inanmış görünüyor.

Özet olarak açıklanan OVP’de değişen yeni bir şey yok. Yeni ekonomi yönetimi oluşunca, beklenti bir istikrar programı hazırlanacağı yönündeydi. Niyet ve temennilerden ibaret olan OVP beklentileri daha çok bozdu.

Yazarın Diğer Yazıları