Osmanlıyı eğitim anlayışı geri bıraktı
Sosyal medya da birisi ''Osmanlı neden geri kaldı? '' diye soruyor; diğeri de "Osmanlı geri kalmadı, Avrupa hızlı ilerledi'' diye cevap veriyor.
Osmanlı neden geri kaldı sorusunun altında, Türkiye'nin geleceği saklıdır. Bu soruna cin fikirle, espriyle cevap verirsek, akıbetimiz Osmanlı gibi olur.
Gerçekte Osmanlı Fatih ve Kanuni'den sonra, çağdaş eğitimden, fenden uzaklaştığı için geri kaldı.
Avrupa'da 15. ve 16. yüzyıllarda, Rönesans ve reform yaşarken, Osmanlı'da eğitim sitemi tersine bozulmuştur. Bozulma akli ve müspet ilimlerin programlardan çıkarılmışı ile başlamış, yalnızca dini ve hukuki bilimler öğretilmiştir.
Rönesans ve reform hareketleri, batıda skolastik düşünceyi yıkarken, Osmanlı'da aynı dönemlerde dini eğitim daha fazla ağırlık kazanmıştır. 1454'te Almanya'da matbaa bulunmuş ve batıda okur-yazar olanlar bilimsel eserlere kolayca ulaşmıştır. Osmanlı ise matbaayı yasaklamış ve ancak Almanya'dan 300 Yıl sonra izin vermiştir.
Türkiye'de 2000 'lı yılların başından beri, bazı oluşumlar ve insanlar kendilerini, ''Yeni Osmanlı'' diye tarif ediyor. Bunların, Osmanlı'nın bilim ve teknikte neden geri kalmış olduğunu bir kere çok iyi öğrenmeleri gerekir. Bilmeliler ki Osmanlılarda eğitim sitemi tam bir karanlık dünya yaratmıştır.
Osmanlıda, İlköğretim yerine hayırsever kişiler ve dini cemaatler tarafından kurulan ve 5-6 yaşlarında çocuklara eğitim veren, mahalle mektepleri ve sıbyan mektepleri vardı. Bunlar şeyhülislama bağlıydı. Bu okullarda, okuma, yazma ve dört işlemle birlikte temel amaç Kuranı öğretmekti. Bunun için de eğitim dili Arapça idi. Tanzimat dönemine gelinceye kadar, kızlar sıbyan okulundan sonra eğitim görmezlerdi
Şeyhülislam da; ''dinin temelini sağlamlaştırmak için sorun kaynağında halledilmelidir ' diyor ve eğitim sitemini baştan sona din esaslı bir düzenleme yapıyordu.
Eğitimin ikinci kademesi medreselerdi. Yalnızca Müslüman erkeklere açıktı. Medreseler, padişah, yakınları, sadrazamlar ve vezirler ile devlet adamları tarafından kurulurdu. Ne var ki Medreseler de akli değil, keyfi kullanıldı.
Osmanlı medreselerinde okutulan derslerin tamamına yakını fıkıh, hadis, kelam, tefsir dersleriydi. Kemal Gürüz ''Medrese ve Üniversite'' isimli kitabında; "Felsefe, matematik ve fen bilimleri geleneksel medrese müfredatında yer almamıştır. Beytül Hikme ve bazı rasathaneler dışında, İslam âleminde ve Osmanlılarda bilim ve gözleme dayalı olarak araştırma yapan müstakil kurumlar yoktur." diyor.
Yine Gürüz, "Medrese mezunları, az sayıdaki müderrislik kadrolarına atanabilmek için mülazemet usulüne göre bir bekleme döneminden geçerlerdi. Bu bir çeşit staj dönemi idi. Zamanla bu yol kötüye kullanıldığı gibi, müderris olmak için medreseyi bitirme şartı da aranmadı." diyor.
Medreselerde Matematik ve fen bilimleri de müstakil dersler olarak müfredatta yer almamıştır.
Osmanlının geri kalmasının, idari ve jeopolitik nedenleri olmakla birlikte, temel neden eğitimde ve bilimde geri kalmasıdır.
Her ülke ve her Millet geçmişini iyi bilmeli ve önem vermelidir. Osmanlı bizim övündüğümüz geçmişimizdir. Ancak bu günümüz ve geleceğimiz Atatürk devrimleri, çağdaş, demokratik ve özgür Türkiye'dir.