Operasyon kış uykusunda...
Bush-Erdoğan görüşmesinin sonucunda, Başbakan’la Bush’un açıklamalarını duyunca, aklıma önce eski bir şarkı geldi: “Palavra... Palavra... Palavra...” sonra da, dilimizin zengin deyimler hazinesinden, bazı sözler; “Malûmu ilâm” , “Olmayacak duaya âmin” ve “Dağ, fare doğurdu!” Önceki yazımda, “Washington’da dananın kuyruğu kopacak” demiştim. “Kuyruk kopmadı, ama inceldi...” Neredeyse “inceldiği yerden” kopacak!
Ben Başbakanın hep tekrarladığı, “ABD stratejik ortağımız” sözünden de, bıktım. Amerika -eğer bir zamanlar öyle idi ise bile- artık “stratejik ortağımız” filan değil; “Stratejik patronumuz...” Bir bakıma da “stratejik hasmımız.” “Strateji” kendi öz çıkarları, ortaklığın yükü ve acıları, bizim! Bu, eğer şimdiye kadar anlaşılmamışsa, dün Beyaz Saray’da bir kere daha anlaşıldı... Bush’un Başbakanımızı bu sefer, geçen defakinden biraz daha fazla süre, 1.5 saat kabul etmesi ve PKK terörü karşısında stratejilerinin ne olacağını “tebliğ” etmesi, bunun resmidir. Hazin bir resim. En hayati meselemiz konusunda, Beyaz Saray’da ABD Başkanından müsaade ve destek bekliyoruz ve dün de “n’olacak” diye, medya ve halk olarak, nefeslerimizi tuttuk! Beklentilerimiz fazlaydı; “sıcak” hava aldık!
Kim ne derse desin, nasıl tevil edilirse edilsin, “Somut bir netice” yok. Sıfıra sıfır elde, “bir” bile yok!
Özetle; PKK’yı bitirmek konusunda “sıcak, anında istihbarat paylaşımı” -ve bu istihbarata göre “nokta operasyonları” göstermeliktir... “Kuzey Irak’taki PKK kampları dağıtılacak. Elebaşları teslim edilecek ve örgüte lojistik destek kesilecek” cek-cakları boş laftan ibarettir!
Ve kurulmasına karar verilen; Türk Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Saygun’dan, ABD Genelkurmay 2. Başkanı James Cartwright ve ABD’nin Irak’taki Komutanı Genel Petreus’tan oluşacak “üçlü mekanizma” da “eş güdüm” fiyaskosunun üniformalısı! Bu sefer, emekli Orgeneral Edip Başer’den sonra, “muvazzaf orgeneralin harcanması” ihtimalini, TSK’nın nasıl kabul edeceğini merak ediyorum!
Good morning
Başkan Bush bu sefer, hem de gözlerimizin içine baka baka; “PKK terör örgütü, ortak düşmandır” dedi... “Good Morning!” -sabah-ı şerifiniz hayırlar olsun!- Orada olsaydım sorardım; “Sayın Başkan, bunu şimdi mi anladınız da, yıllarca PKK’ya silah ve destek verdiniz ve bize engel oldunuz?” diye! Acaba Erdoğan, bunu sordu mu?
Velhasıl, TSK’nın olası “sınır ötesi operasyonu zamana” yayıldı, kış uykusuna yatırıldı. Bahaneler bol ve de “kış şartları!”
Nokta operasyonu
Şimdi de beklenti, “dostlar alış verişte görsün” kabilinden, “anında sıcak istihbarata göre” PKK’ya karşı “nokta operasyonu” yapılması!
“Sınır ötesi operasyon” veya polis harekâtı, “belli noktaları, anında havadan, yerden vurmak” şeklinde olacak, fakat “sınır ötesine” fiilen geçilmeyecek ve tabii PKK, radikal olarak temizlenemeyecek! Yani Amerika açısından “ne şiş yansın ne kebap” operasyonu!
Başbakanın, bu neticeden pek hoşnut olmadığı yüzünden, sonra basına verdiği cevaplardan ve üzerine basa basa, “TBMM’nin verdiği yetkiyle operasyonu yapmakta kararlıyız” demesinden, belli idi. Bu sözleri, Türkiye’de oluşacak tepkilere karşı sadece “sözde” söyleyip söylemediği, çok geçmeden anlaşılacak! Herhalde ülkeye “istediklerimizi aldık” diye dönemeyeceği muhakkak! Türk milleti artık pek yutmaz!?
N’olacak?
Bundan sonra ne olur? Gene bir şey yapılmazsa PKK, daha da şımarır ve terör devam eder. Gelecek yıl, Bush hâlâ başkan ve Erdoğan da, başbakansa, Oval Ofis’te geçen yıl ve bu yıl olduğu gibi, aynı teraneler tekrarlanır. Tabii milletin sabrı, nihayet tükenmemişse!
Bazıları şimdi gene, “terörle mücadele silahla olmaz, terörü yapan koşulları ortadan kaldırmak gerekir” diyecekler. Doğrudur da, bu uzun vadede kaç askerimizin daha şehit verilmesi lâzım?
“Politika mümkün olanı yapmak sanatıdır” derler. Politikacılar için öyle de, ya “devlet adamları” için? Erdoğan, siyasi hayatının en büyük imtihanından geçiyor. Ancak, aslında bu imtihan, Türklüğün “ateşle imtihanı!”