'Operasyon' değil irade
Türkiye MHP'yi konuşuyor... Köşe yazarları, haber kanalları, siyasiler MHP'yi tartışıyor.
Mahkemenin kongre kararı, Türk siyasi tarihinde aslında bir dönüm noktası niteliğinde. Değiştirilmek istenen anayasa, başkanlık sistemi, Orta Doğu'daki gelişmeler, PKK'nın siyasallaşması süreçleri, artık tüm hesaplar değişiyor.
MHP'deki kongre kararı Türkiye'deki oy dengelerini şimdiden alt üst etmiş durumda.
Hal böyle olunca birçok grupta panik başladı.
Yeni Şafak, Akit, Star, Sabah, Yeni Yüzyıl, Akşam, Milat, Güneş, Yeni Birlik gibi hükümete yakın gazetelerde MHP ile ilgili yorumlardan ve haberlerden geçilmiyor. Mahkemenin vermiş olduğu kararı paralele bağlayanlardan tutun, Devlet Bahçeli'nin aslında ne kadar büyük bir lider olduğu övgüsüne kadar gidiyor iş. Adaylar hakkında ise onlarca itham, yalan, dolan...
İktidar yanlısı medyanın kanallarının yayın akışları tamamen değişmiş durumda. Yayın akışlarının en önemli saatlerinde mahkemenin MHP kararı tartışılıyor. Programlara çözüm sürecinden aşina olduğumuz isimleri çıkartıp, MHP'de kongre olamaz diyerek, mahkeme kararını cemaate bağlıyorlar.
Açıktan bir algı yönetimi!
Şimdi tüm bu tabloyu görünce insan ister istemez seçimler öncesindeki söz konusu yayın organlarının tutumlarını hatırlıyor.
MHP ile ilgili tek bir olumlu haber yapılmadığı gibi, milliyetçi oyların AKP'ye kaydırılması için hepsi seferber olmuştu.
***
Özgüvenleri olmayan, bulundukları konuma torpille, adam kayırma ile haksızlık ve adaletsizlikle gelenler mevcut düzenin korunmasından yanadırlar. Bu gibi kişilerin değer yargıları çürümüş, ahlaki karakterleri oturmamıştır. Yalanla, dolanla, kirli hesaplarla mevcudun korunması için çabalarlar.
Yandaşların hali de bu durumun uygulamalı örneğidir. Panikle, korkuyla, ne diyeceklerini bilmeden saçma sapan ifadelerle konuşup, yazıyorlar.
Vatandaşın aklıyla alay edip, komik duruma düşüyorlar.
Yaptıkları bu basit algı operasyonları ile karşı oldukları değişimi daha da çok körüklediklerinin farkında değiller.
Korkularını anlıyoruz. Çünkü MHP'deki değişim önce siyaset kurumunu sonra da Türkiye'yi etkileyecek.
Kendilerine göre kurdukları ve kendilerine göre doğru ilan ettikleri safsataları kitlelere sunan medya bu değişimden fazlasıyla etkilenecek. Ergenekon ve Balyoz sürecindeki yayınlarla tasfiye ettikleri TSK kadroları ve sonrasında büyük övgülerle hazırladıkları çözüm sürecinin ülkemizi getirdiği durum ortada. Cemaatçisi, iktidar yanlısı, hepsi bu sürecin içindeydi, ortaktı... Çok iyi hatırlıyoruz...
Doğal olarak yaptıkları haksızlıkların, girdikleri vebalin bir karşılığı olacak.
***
Yandaşların argümanlarıyla MHP Genel Merkezi'nin açıklamalarda bulunması, parti bülteni hüviyetindeki gazetede haberler yapması ise düşündürücü.
Velev ki tüm dediklerinde haklılar... Velev ki bir operasyon...
O zaman buyurun bir önceki kurultayda Devlet Bahçeli'ye 1149 oy veren delegeye gidin.
İnsanlar tek tek imza vermiş, yetmemiş noterden tasdik ettirmiş, "ben kongre istiyorum" demiş. Bunun hangi operasyonla, hangi yapıyla alakası olabilir.
Mesele çok açık bir şekilde güç ve koltuk meselesidir. Vakti ve zamanı geldiğinde herkes görevini yapar, yerine gelen kişiye teslim eder, gidene teşekkür edilir.
Hele ki MHP gibi "dava partisi" ve ideolojik özellikleri olan bir partide bunun olması bir gelenektir. Ancak tablo hiç öyle durmuyor. Partiyi gerçek manada kendilerinden ibaret sanan bir anlayış "teslim etmeyeceğim" diyor.
Hükümet devreye girip karara 1 hafta kala mahkeme hâkimini tayin edip, davadan almak istiyor.
Başarılı olamayınca tüm medya organlarına talimat verilip, aynı ifadeler ve başlıklarla algı operasyonuna başlıyorlar.
Ama tek unuttukları konu var. Ülkücü, milliyetçi camia onların sandıkları kadar yönlendirilen, uyutulan bir kitle değil.
Eğer öyle olsaydı, şimdiye çoktan başarılı olurlardı!