Operasyon, ama kime?
Vatan savunulurken canımız kanımız söz konusu olamaz. Topraklarımız asırlardır her kesin ailesinden verdiği şehit kanıyla sulanmış mukaddes topraklardır. Vatan savunulurken, şehit verilmesi insanı üzmez. Ülke savunmasında başarı kaydedilmesi veya bir başka deyişle dökülen her damla kanın vatan uğruna olması o şehidi yetiştiren filizlerini kaybeden ana ve babanın da yüreğine bir nebze olsa su döker. Eğer bu şehitler, başka amaçlar, siyasi çıkarlar için verilmişse, acılı ana ve babaların, eşlerin yüreği kor gibi yanar durur, bu acı sönmez.
Devam eden son operasyon konusunda çok özür dilerim ama kafamda yanıtlarını bulamadığım çok sayıda soru var. Yanlış anlamayın, terör örgütüne operasyon düzenlenmesine karşı değilim, aksine bu katil sürüsünün kökünün kazınmasında, döktükleri her damla kanın bile hesabının sorulmasında geç kalındığına inananlardan biriyim. Benim sorguladığım operasyonun zamanlaması ve iklim koşulları.
Kışın savaşmak, bir ordu için en önemli engeldir. Zira hava koşullarının yarattığı engeller savaşın getirdiği zorlukları katlar, çoğaltır. Bu nedenle bu tür şartlar altında savaş, normal iklim koşullarında savaşmaktan daha zordur, daha tehlikelidir. Kış koşullarında karşınızdaki düşman, hem kendini, hem de size karşı kurduğu tuzakları kolayca saklar veya askeri terimle kamufle eder. Elinizdeki teknik cihazların da büyük bir kısmı, bu tür hava koşullarında az etkindir, sorun yaratır.
Örnek mi, kötü hava koşulları altında iptal edilen uçak seferlerini, kara yollarında meydana gelen buzlanmaları, dağlarda biriken karların bir top patlaması ile yaratacağı çığ tehlikesini hatırlayalım. Sizlere verdiğim örnek barış içinde askeri olmayan sivil yaşamın sakin bir şekilde geçtiği Amerika’da sert kış koşullarında yaşananlardan. Son birkaç haftadır, Türkiye’de yaşananların da bunlardan farkı yok, bağlantısı kesilen köyler, yollarda kalan otobüs ve yolcuları kayan araçlar ve insanlar. Avrupa’dan 50, Türkiye’den yüz yıl ilerde olduğu ileri sürülen Amerika’da da durum kötü hava koşullarına karşı farklı değil.
Dünyanın en modern teçhizatına sahip Amerikan ordusunun, Afganistan’da, Irak’ta veya öteki savaştığı ülkelerde kışın harekât ve operasyon yaptığını gördünüz veya duydunuz mu? Aksine, istihbarat toplayıp hazırlık yapar ve baharda savaşır.
Peki, o halde bu kadar zaman bekleyen ve güzel havaları ardında bırakan Türkiye, kış kıyamet ve kötü hava koşulları altında Irak’a sınır ötesi operasyon yapma gereğini neden duydu acaba? Ya, ülkeye yönelik bizlere açıklayamadıkları çok büyük bir tehdit vardı, müdahale edilmezse geç kalınabilirdi. Veya düşmanın bir yerlerde çok büyük ve kaçırılmaması gereken bir açığını bulmuş, onu hazırlıksız yakalamış bu fırsatı kaçırmamak için iyi hava koşullarına kadar bekleyememiş ve derhal vurmak zorunda kalmıştır.
Ama ne hikmetse, biraz önce saydığım her iki koşul konusunda da bazı şüphelerim var. Diyeceksiniz bu şüpheler nereden kaynaklanıyor? Bir kere, Amerikalı yetkililerin son ziyaretleri ve gene Amerikalı yetkililerin açıklamaları beni rahatsız ediyor. Son olarak ABD Adalet Bakanı’nın alakasız terörle ilgili ziyareti, Dışişleri Bakanı Rice ile Savunma Bakanı Gates’in operasyon konusunda yaptıkları açıklamalar, hep aynı yönü işaret ediyor. Bunlar, PKK terörünün askeri operasyonlarla sona erdirilemeyeceğini ve ekonomik sosyal reformlar tezini irdeliyor.
Bu arada Mart ayı içinde Bush yönetiminin beyni ABD Başkan Yardımcısı Cheney’nin Ankara ziyareti de dikkat çekici. Şimdi şeytanın oyununu oynarsak, acaba bu operasyon Türkiye’de önümüzdeki günlerde bizlere yutturulmak istenen PKK’ya genel ve siyasi af gibi bir girişimden kaynaklanacak, büyük ve yutması zor bir lokma öncesi halkın gazının alınması olabilir mi? İnşallah bu düşündüklerim ve tahminlerim doğru değildir. Zira o zaman bu gencecik fidanların hesabını vermek, her iki cihanda da, geçici olan görevlerinden ayrılmış olsa bile, bazılarının yakalarına ve alınlarına yapışır.