Onlar geldikleri gibi iktidardan giderler…
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'a geldiği gün işgal kuvvetleri donanması Haydarpaşa açıklarından İstanbul'a girmekteydi. Mustafa Kemal son derece üzgün ve kızgın olarak dedi ki;
-"Geldikleri gibi giderler…"
"İlk kez ulusal egemenlik" ilkesini Amasya tamimine koyan Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas kongreleri sonrası 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'ni kurdu.
30 Ağustos'ta Büyük Zafer ile Anadolu'yu yedi düveliden temizledi.
29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde "Cumhuriyet" ilan edildi ve uğruna canımız feda Türkiye Cumhuriyeti Devletimize kavuştuk.
Atatürk'ün bizlere armağanı olan ilkeleri hatırlayalım:
1- CUMHURİYETÇİLİK:
-"Hükümetimiz doğrudan doğruya milletin yaptığı bir hükümettir ki, onun adı cumhuriyettir.
-Artık hükümet ve millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Yönetim halk, halk yönetim demektir."
2- HALKÇILIK:
-"Egemenlik bir kişi, bir zümre ya da bir ailenin elinde bulunmaz.
-Ülke yönetiminin demokratikliği,
-Birey ve sınıflara ayrıcalık tanınmaz."
3- LAİKLİK:
-"Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması" lâiklik ilkemizdir.
-Türk devriminin ve anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik unsurudur."
4- DEVRİMCİLİK:
-"Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve bütün anlam ve biçimi ile uygar bir toplum haline getirmektir.
-İnkılâbımızın asıl hedefi budur.
-Bu gerçeği kabul etmeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur.
-Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan ve bu zihniyette bulunanlar olmuştur.
-Herhalde zihniyetlerde mevcut hurafeler tamamıyla kovulacaktır.
-Onlar çıkarılmadıkça beyinlere gerçeğin ışıklarını sokmak imkânsızdır."
5- MİLLİYETÇİLİK:
-"Türk milliyetçiliği, bütün çağdaş milletlerle bir ahenkte yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumayı esas sayar.
-Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz, Türk milliyetçisiyiz.
-Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir milletin evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır."
6- DEVLETÇİLİK:
-"Bizim takip ettiğimiz devletçilik, bireysel çalışmayı ve gayreti esas tutmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha ve memleketi bayındırlaştırabilmek için, milletin genel ve yüksek çıkarlarının gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik sahada devleti fiilen ilgili kılmak mümkün esaslarımızdandır."
ATATÜRK DEVRİMLERİ
-Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
-Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
-Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
-Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926)
-Tarikatların Kaldırılması, Tekke Ve Zaviyelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
-Laikliğin Kabulü (1928-1937)
-Kadın Haklarının Tanınması (1930-1933 ve 1934)
-Şapka ve Kıyafet Kanunu (25 Kasım 1925)
-Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik (1925 ve 1931)
-Soyadı Yasasının Kabulü (21 Haziran 1934)
-Eğitim ve Öğretim Devrimi (3 Mart 1924)
-Harf Devrimi (1 Kasım 1928)
-Dil Devrimi (12 Temmuz 1932)
***
Bugüne gelince;
Gençliğe hitabını emir sayalım:
-"Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
-Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur."
Değerli okurlarım,
Atatürk başardı.
28 Mayıs'ta sandığa giderek, oylarımıza sahip çıkarsak biz de başarırız…
Dünyanın en zengin siyasetçisi Erdoğan'dan kurtuluruz.
Ucube Tek Adam Rejiminden kurtuluruz
Açlık ve yoksulluktan kurtuluruz.