Olimpiyat, madalya ve moral
Gördünüz!.. Çok üzücü orman yangınları, tekrar tırmanmaya başlayan virüs ve bunlarla mücadeledeki yetersizlik ve motivasyon bozukluğuna rağmen tek moral kaynağımız Tokyo Olimpiyatları''nda altın madalya kazanan millî okçumuz Mete Gazoz oldu. Sevindik mi? Hem de çok. Toplumsal bir moral oldu...
Hiç şüphesiz, tekvandoda ilk bronz madalyalarımızı kazandıran sporcularımız Serkan Reçber ve Hatice Kübra İlgün. Yine mücadelelerini sürdüren Kadın Voleybol Millî Takımımız ve kadın boksörlerimiz, güreşçilerimiz ve muhtemelen onların kazanacağı madalyalar, felaketlere rağmen sporun bir "millet üzerindeki pozitif etki"sini ispatlayan gerçeklerdir. Bu görünen gerçek ortada iken devlet yönetiminde böylesi bir kıymeti pas geçen veya millet nezdindeki önemini kavrayamayan idarecileri de milletin kabullenmesini beklemek cehalet ve hesapsızlık olur. Buradan iddia ediyorum; bir milleti esenliğe kavuşturan insan, insanı da güçlü ve mücadeleci kılan "moral"dir.
Şimdi gerçek bu iken ben de bugünkü yazımla siz "devleti yönetme" mesuliyetini üzerinde taşıyanlara yarından tezi yok hemen Tokyo Olimpiyatları''nın ardından yeniden şekillenip teşkilatlanacak "federasyon başkanlık seçimleri" konusunda başarı ve "liyakat"e önem vermeyi öneriyorum. Gelin aynı hatalara düşüp federasyon başkanlık seçimlerinde "senin adamın, benim adamım" pozisyonunu almayınız. Alırsanız bilin ki ülkeye ihanet edersiniz. Yine çok önemsediğim bu konuda Türkiye''nin "en yetkilisi" ve iktidar-muhalefet, yönetimde "iddia sahibi" olanlara sesleniyorum. Bu kez ortak akılda birleşelim. Anlaşalım, uzlaşalım. Nerede siyaset yapıyorsak yapalım. Bu yadsınmaz gerçek "millî moral kaynağı spor"da aynen "dışişlerinde" olduğu gibi bir, beraber ve ortak akıldan yana olalım. Bu fırsatı ıskalamayalım.