Ölenler Yunan askeri miydi?..
Ramazanımız, bayramımız zehir oldu!.. Yüreklerimize, ocaklarımıza yine kor ateş düştü.. 3 yiğit evladımızı PKK terörüne şehit verdik..
“Artık evlere şehit cenazeleri gelmiyor” palavraları ile sürdürülen çözüm süreci zırvasının gerçek yüzünü bir kez daha gördük..
Mızrak çuvala yine sığmadı. Yalancının mumu yatsıya kadar yandı!..
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde Suriye tarafından ülkemize sızmaya çalışan PKK’lı teröristler ile askerimiz arasında çıkan çatışma sonucunda bir kez daha gördük ülke yönetimindeki rezaleti.. Ülke yöneticilerinin içler acısı halini!..
Yazıklar olsun!..
Askerimiz sınırda (Pazartesi gecesi) PKK’lı teröristlerle çarpışıyor can veriyor. Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük açıklama yapıyor; “Rasulayn tarafından gelen silahlı grubun ilk değerlendirmeye göre kaçakçılar olabileceği yönünde” diye.. Valilik kanallarından bölgedeki ajanslara yapılan kapı arkası bilgilendirmede de “kaçakçılar” deniyor. Her zaman olduğu gibi dezenformasyonun, manipülasyonun kralı yapılıyor.. Allah’tan bile korkmadan aziz şehitlerimizin kanları üstüne.. Valiliğin resmi internet sitesine bakıyorsunuz, açıklama aynen şöyle:
“Bu akşam saatlerinde Ceylanpınar ilçesindeki güvenlik güçlerimize Suriye sınırından açılan ateş nedeniyle bir askerimiz şehit olurken iki askerimiz de yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Detaylı bilgi daha sonra basın mensuplarıyla paylaşılacaktır. ”
Aman çözüm sürecine zarar gelmesin!.. Suud bin Recep Erdoğan kızmasın.. Valilerin hepsi olmuş birer Hüseyin Çelik..
Aslında, tüm gerçekler çıplak gözle baktığımızda bile acı acı sırıtıyor.. Sınırımızın 10 metre ötesinde PYD/PKK unsurlarının bayrakları.. Bebek katilinin büyük boy fotoğrafları..
Bölgedeki askeri yetkililer çatışma çıkar çıkmaz Valiyi anında bilgilendiriyor; “PYD/PKK unsurları ile çatışmaya girdik” diye.
Ama ne yapıyor çözüm sürecinin, Suud bin Recep Erdoğan’ın hizmetkarı sayın Vali?
“Kaçakçılar” diyor.. “Terör örgütü PKK’yla, teröristlerle hainlerle çatışmaya girdik” diyemiyor..
Hâlâ gerçeklerle ilgili tek satır yok Valiliğin resmi internet sitesinde..
Gerçeği Salı günü TSK’nın internet sitesinden öğrenebildik ancak..
Rezil ötesi durum bununla bitiyor mu?..
Hayır!..
Üç şehidimiz son yolculuklarına uğurlanırken Salı günü, başkentte itina ile seçilmiş, kendisine yönelik herhangi bir tepki gösterilmeyeceğinin tam garantisi alınmış şehit ve gazi ailelerine iftar yemeği veriyor Suud bin Recep Erdoğan.. Ve o acılı insanların gözlerinin içine baka baka, 3 şehidimizin acısı, baba ocaklarından yükselen feryatlar Türkiye’yi inim inim inletirken şöyle konuşmaktan hiç mi hiç utanmıyor;
“Çözüm sürecinde şu ana kadar önemli bir mesafe kat ettik. En somut netice olarak işte görüyorsunuz uzun zamandır terör kaynaklı şehit cenazeleri, gaziler gelmiyor. Evlere ocaklara yüreklere ateşler düşmüyor. Anneler, babalar evlat acısıyla kavrulmuyor. Şunu bir kez daha altını çizerek huzurlarınızda söylemek istiyorum; hiçbir şekilde hiç kimseye taviz verilmiyor. Bazı siyasilerin dediği gibi biz bugüne kadar terörist başının elini sıkmadık. Biz, bölücü terör örgütünün mensuplarıyla kusura bakmasınlar tokalaşmadık.”
Pişkinliğin hatta gaflet ve dalaletin böylesini tarih yazmamıştır..
Sanki çatışma Türkiye değil Yunanistan’ın sınırında çıktı. Ölenler Türk askeri değil Yunan askeriydi. Cenazeler de Anadolu topraklarına değil Atina’ya gitti..
E! Böyle olunca; şehit cenazeleri geliyor mu
evlere?..
Elbette hayır!..
Tam olmadı!.. Eksik bırakmış Suud bin Recep Erdoğan.. Belki de beyaz camlardan okuduğu metne eklemeyi unutmuşlar!..
Bir de “çözüm sürecini baltalamak için sınırdaki paralelci komutan ve askerler, Türkiye’ye gelen barış güvercinlerini haince katlettiler” deseydi..
Ne olurdu sanki?..
Nasıl olsa ne versen yeniyor!..
Eski Türkiye Yeni Türkiye.. Eski Türkiye Yeni Türkiye.. Eski Türkiye Yeni Türkiye..
Vizyonun belgesi!..
Midem çok bulanıyor..
Sizi bilmem de ben çok yoruldum artık!..