15 Temmuz'dan sonra, FETÖ için devlet kademelerine "sızdığı" vurgusu yapılıyor. Bir diğer anlamıyla gizlenerek bu noktaya geldikleri vurgulanıyor. Oysa durumun gerçekte çok daha farklı olduğunu biliyoruz.
Sızmadan ziyade göz göre göre bu kadrolara yerleştiler, önleri açıldı, her türlü imkanlar seferber edildi. Açıktan, aleni bir şekilde her yere buyur edildiler, tüm kadrolara yerleştiler. Hiç hak etmedikleri halde, kul hakkı yiyerek, en kritik noktalara kadar yükseldiler.
Sıradan vatandaşlar, sosyal medya profillerinde Atatürk'ü paylaştı diye işe alınmadılar, işten atıldılar. Arabalarında Türk bayrağını kullanan, bozkurt taşıyan, Türk bayraklı kolye ya da yüzük takanları "Faşist", arabasında Atatürk'ün imzası bulunanları "Ulusalcı-Kemalist" diye yaftaladılar, iş vermediler, devlet kadrolarından sildiler!
***
Türkiye'nin karşısında 3 büyük terör tehdidi bulunmaktadır: PKK, IŞİD ve FETÖ... Bu yazıyı yazdığım saatlerde Şırnak'tan 4 şehit haberi geldi... Allah ailelerine sabırlar versin.
Şehitlerimizin gelmemesi, teröre daha etkili darbeler indirilebilmesi için FETÖ için yapılan OHAL operasyonlarının PKK'yı içine alacak şekilde genişletilmesi gerekiyor.
Eğer karşınızda bu kadar sistemli çalışan bir yapılanma varsa kesin ve kararlı çözüm yöntemlerine başvurmanız gerekir. Yıllardır PKK terörünü büyüten belki de bu "kararsız mücadele süreci" olmuştu. Her ne kadar "kararlı mücadelemiz sürecek" denilse de örgütü ayakta tutan kollara gereken darbe vurulamadı.
Üniversitelerden başlayarak, STK'lara, sendikalara, devlet kurumlarına kadar girmiş bir PKK gerçeği var. Bunları herkes görüyor, biliyor ama dokunulmuyor.
PKK için yapılması gerekenler
Örgüte yardım toplayan ve örgüt adına faaliyetlerde bulunan "yasal" görünümlü dernekler, vakıflar, acilen kapatılmalı, yöneticileri hakkında gereken işlemler yapılmalıdır,
Üniversitelere yasa dışı yollardan yerleşip örgüt adına faaliyet yürütenler okuldan uzaklaştırılmalı, adalete hesap vermeli, bu yapılanmaya karşı çıkmaktan dolayı anayasal eğitim hakları ellerinden alınan gençlerimize de hakları iade edilmelidir,
Akademik kadrolara yasa dışı yollardan yüksek puanlar alarak yerleşenler; belirli bölüm ve fakültelerde yapılananlar görevden alınmalı, örgüte yaptıkları tüm destekler gözler önüne serilmelidir,
Doğu ve Güneydoğu'da çözüm süreci kapsamında çıkartılan terörle mücadeleyi engelleyici yasa değişiklikleri iptal edilmeli, güvenlik güçlerine operasyon kolaylığı sağlanmalıdır,
Darbe girişiminden sonra TSK'da yaşanan moral ve motivasyon düşüklüğü siyasi liderlerin bölgedeki askeri birliklere yapacakları ziyaretlerle giderilmelidir,
Cezaevlerinde örgüt suçundan ceza alan çok sayıda terörist "FETÖ bize de kumpas kurdu" diyerek tahliye istemektedir. Bu ikiyüzlü girişimler hakkında önlem alınmalıdır,
PKK'nın siyasi uzantılarına devlet eliyle verilen makam araçları, vekil maaşları, korumalar geri çekilmelidir. Dokunulmazlıklarla ilgili yasal süreç hızlandırılmalıdır,
Batı'nın bu mücadeleye karşı vereceği "insan hakları ihlal ediliyor" raporlarına karşı gerekli dış politik hamleler oluşturulmalı, PKK terörü dünyaya lobi faaliyetleriyle anlatılmalı, devlet içinde bunun için ayrı bir birim kurulmalıdır,
Bölgede bazı belediyeler doğrudan PKK tarafından kontrol edilmektedir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için bölgeye OHAL Valisi de olmak üzere tam yetkili vatansever kadrolar atanmalıdır,
Emniyet'te, TSK'da kritik konumlarda artık tarikat ve cemaat bağlantısı değil, sadece millîlik referans alınmalıdır,
FETÖ'nün tüm bağlantıları nasıl evlerin içlerine kadar girilerek çıkartılıyorsa, aynı uygulama PKK'nın sendikalarına, hücre evlerine ve derneklerine de yapılmalıdır,
Örgütün gazete ve dergileri kapatılmalı, bunları basan ve dağıtanlar hakkında gerekli yasal süreç acilen başlatılmalıdır.
FETÖ gibi, devletin köklerine kadar yerleşen yapı nasıl büyük bir titizlikle kazınıyorsa, PKK'ya da aynı muamelenin yapılması, bu ülkeden kökünün kazınması gerekiyor.
