Yeni siyasetçi eski  “baş bürokrat”  (Ankara’da Başbakanlık Müsteşarı gayriresmi böyle adlandırılır-aht-) İçişleri Bakanı Efkan Ala fena halde tehdit etti!..
En yakındaki gazeteye verdiği söyleşiden benim anladığım mesaj;
“Cemaatin arkasında durmayın. Sokağa çıkarmayız” ...
Efkan Ala’nın bürokrasideki lakabı  “demir yumruk”tu.. Şimdi siyasetin demir yumrukluğuna -tabii ki Başbakandan sonra- soyundu. Daha önce Valilik, 2007-2013 yıllarında da Başbakanlık Müsteşarlığı yapan Ala, içinden geldiği bürokrasiyi ağır bir dille suçluyor.  “Bürokratik husumet” ten bahsediyor. Cemaat ve destekçilerine tehditler savururken bir yönden de olup bitenleri  “bürokratik vesayet”e ve  “bürokrasi iktidarının devamı yönündeki çabalar”a bağlıyor. Vaktiyle, daha ileri kademeler için Ankara’da kendisiyle görüşen onca cemaat mensubu Vali ve Kaymakamı ve her gün kapısını aşındıran nice cemaat yakını devlet görevlisini, Çankaya Köşkü’nden plaselenen isimleri bilmesem ben de yiyeceğim!.. Hele onlara yapılan kıyaklar!..
Sağ olsun!.. Ezberimizi de bozuyor Efkan Ala.. Biz, yıllardır  “vesayet” denilince aklımıza asker gelirdi. Meğerse çok yanılmışız!..
Hakikati(!) İçişleri Bakanlı’ğına oturunca keşfetmiş gibi savuruyor Efkan Ala; haddini aşanlara haddini de bildireceklermiş. Korku imparatorluğunun baş vezirinin icraatlarını yakında iliklerimize kadar hissedeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bürokraside yakından tanıyanların, Ala’nın eline geçirdiği yetkilerle neler yapabileceği hakkında anlattıklarını bir duysanız Kiev’e tatil rezervasyonu yaptırırsınız. 
Eski Başbakanlık Müsteşarı yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala, ortaya cerahat gibi saçılan, yolsuzluk, hırsızlık ve talan iddialarını ise hiç duymamış gibi yapıyor. Yoksa geçici bir hafıza kaybı mı yaşıyor Efkan Ala?
Çünkü bendeniz şu şahit olduklarımı hâlâ unut(a)madım;
 Yurdun herhangi bir köşesinden Vali veya Kaymakam çıkar Ankara’ya gelirdi. Söz konusu isim Ala ile görüşme saatine kadar AKP’lilerin çok takıldığı mekanların birinde veya bir büroda misafir edilirdi. Randevu saatini bekleyen bu şahıs sıkıntısını veya talepleri anlatırdı. Söz konusu şahıs randevu vakti geldiğinde Başbakanlık binasına gider ve aradan bir süre(bazen saatler, bazen günler) geçince tekrar vedalaşıp görev yerine varmak için geçici misafir edildiği mekana dönerdi. Sonra da şunları anlatırdı;
“...... Bakanın veya .... AKP yöneticisinin rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile ilgili bildiklerimi ve bana ulaştırılan belgeleri sayın Efkan Ala’ya aktardım. O da bana (bunu benim Başbakan’a aktarmam uygun olmaz. Bir randevu alalım, sen çık Başbakan’a anlat) dedi... Başbakan’a çıktım bildiklerimi samimi bir şekilde anlattım o da bana (ulan biz seni oraya bunun için mi Vali yaptık) diye azarladıktan sonra odasından kovdu. Ben takdir beklerken başıma neler geldi. Hadi bana eyvallah yakında merkeze çekiliriz herhalde.” 
O zamanlar ortalarda ne paralel devlet ne de esrarengiz kasetler vardı.
Şimdi İçişleri Bakanlığı koltuğunda bir zamanların baş bürokratı Efkan Ala var!..

Etiler’de Da Mario

Sözcü gazetesinin 2’nci sayfasında okudum; “Abdullah Gül ile tesadüfen aynı restoranda yemek yiyen Hülya Avşar,(doğrusu korumaları çok yakışıklıydı) dedi.” 
Haberde, İstanbul Etiler’de Da Mario Restoran’da Avşar’ın Abdullah Gül ve ailesiyle yemek yerken tesadüfen karşılaştığı aktarılıyor. Haberde yakışıklı korumalardan başka ayrıntı yok. Tesadüf rastlaşmada adı geçen restoranı bilmediğim için merak edip internet sayfasına baktım. Şöyle diyor;
“İtalyan mutfağını sevenlerin yıllardır müdavimi olduğu Da Mario, menüsünü her sezon yeniliyor. Taze ev yapımı makarnalar, odun fırınında pişen pizzalar, Akdeniz Mutfağı’nın ayrılmaz parçası salatalar ve zengin şarap seçenekleri... Benzersiz ambiyansı ve hizmet kalitesiyle iş yemeklerinin de vazgeçilmez adreslerinden olan Da Mario’nun şarap menüsü de çok zengin.” 
Halkla ilişkilerde sosyal medyaya büyük önem veren ve halkla her iç içe bulunduğu anın fotoğraflarını, instagram ve twitter’dan paylaşan Abdullah Gül’ün bu anları atlaması doğrusu pek garibime gitti.
Acaba, Gül, seçim kampanyası sürecinde AKP’ye mal olacak yanlış bir algılamadan mı çekindi?..
Adı geçen restorana tesadüfen gideniniz 
var mı?..