Ocak ayı açlık yoksulluk sınırı
TÜRK-İŞ AÇLIK YOKSULLUK SINIRI Araştırmasının 2024 Ocak ayı sonuçları şöyle:
- Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı açlık sınırı 15.048,89 TL’ye,
- Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yoksulluk sınırı ise 49.019,19 TL’ye,
- Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 19.630,40 TL’ye yükseldi.
TÜRK-İŞ’in verilerine göre mutfak enflasyonundaki değişim Ocak 2024’te şu şekildedir:
- Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre % 4,27 oranında gerçekleşti.
- Son on iki ay itibariyle değişim oranı % 69,76 oldu.
- On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise % 79,44 olarak hesaplandı.
TÜRK-İŞ’in bu verileri size de garip gelmedi mi?
Açıkça söylemek gerekirse ben bu hesabı pek de inandırıcı bulmadım ve bu hesap benim piyasa gözlemlerim ile hiç mi hiç uyuşmuyor.
Ocak ayı enflasyonu TÜİK verilerine göre bile çok büyük bir olasılıkla çift hane gelecektir. Hele hele gıda enflasyonu söz konusu olunca enflasyonun çift hane gelmesi nerdeyse kesin gibidir.
Dolayısı ile Aralık 2023’de 14 bin 431 lira 88 kuruş olan açlık sınırının Ocak 2024 döneminde sadece ve sadece % 4,27 oranında bir artışla 15 bin 48 lira 89 kuruşa çıkmış olması pek de beklenebilecek mantıki bir gelişme değildir.
Eldeki sonuçları karşılaştıralım diğer bir kurumun, Birleşik Kamu İş’in Ar-Ge birimi KAMU-AR tarafından yapılan AÇLIK YOKSULLUK SINIRI araştırması sonuçları ise şöyle:
- Ankara’da dört kişilik bir ailenin açlık sırını ocak ayında 17 bin 442 liraya kadar yükseldi.
- 1 Ocak 2024’ten geçerli olmak üzere 17 bin 2 lira olarak belirlenen yeni asgari ücreti daha yılın ilk ayında geride bıraktı. Bu ücret çalışanların eline şubat başında geçecek yani asgari ücret çalışanların eline geçtiği ilk ayda açlık sınırının altında kalmış olacak
- Aynı ailenin yoksulluk sınırı da 48 bin 459 liraya kadar çıktı.
Her iki ölçümde yoksulluk sınırı örtüşürken açlık sınırında bu kadar ciddi fark olması gerçekten de çok tuhaf bir durum değil midir?
Hep derim ücretler ile enflasyon arasındaki ilişki gölgesini kovalayan kişiye benzer, siz enflasyonu kontrol altına alıp durdurmadığınız müddetçe ücretlere yapacağınız her zam daha ele geçmeden enflasyon tarafından eritilecektir.
Bu yüzden de asıl yapılması gereken enflasyonu durdurmak ve daha sonra verimlilik artışı gibi önlemler ile ücretlerin gerek manada artmasını sağlamaktır.
Bu noktada yanlış anlaşılmak istemem ben “neden zam yapıyorlar, zam yapılmasın” falan demiyorum çalışanlara elbette enflasyon farkı verilmelidir ve lakin bu çalışanların refahını artıracak bir nihai çözüm olmayacaktır!
Enflasyon durdurulmadığı müddetçe çalışanların refahını artırmak hiçbir suretle mümkün değildir!