O fotoğrafın hikayesi
Ünal Çetin; nam-ı diğer "Ünal Hoca".
Önce "öğretmen"; sonra Gökçeada Belediye Başkanı.
Adalılığı çocukluktan; Çanakkaleliliği doğuştan.
Öğretmenliğe, 1993 yılında, PKK''nın köy bastığı, yol kestiği, hem bölge halkını, bölgeye "devlet"in yolladığı doktor, öğretmen, polis kim varsa hedef aldığı, kurşuna dizdiği günlerde Bingöl''de başladı.
Adada köy öğretmenliği yaptı.
Sendikacılık yaptı; sendika temsilciliği yaptı.
*
Türkiye siyaset ortalamasında, bugün de "genç"ler klasmanında ama 2014 yılında ilk defa MHP''den belediye başkanı seçildiğinde 42 yaşındaydı.
2019''da, ikinci defa seçildiğinde, siyasi kimliğinde artık İYİ Parti yazılıydı.
Ülkücü.
*
Küçük yerlerde zaten öyledir de "adalılık"ta bu bağlar daha bir başka; Belediye Başkanı olduğu ilçede yaşayan kim varsa ya çocukluk arkadaşı, ya öğrencisi, ya öğretmeni, ya komşusu; herkes illa bir yerden, bir şeyi…
Alnına bir kara leke bulaşsa, her şeyi geçtim bu iç içe olma durumu dolayısıyla çıkamaz sokağa.
Buna rağmen, durup durup yeni hukuki süreçler başlatılıyor hakkında.
Hiçbir şey olmazsa bile bir şeyler oluyor ve var olan süreçler boyut değiştiriyor; Mobbing yasal bir boyuta taşınıyor gibi.
Hani geçen gün de, başka bir konuda sormuştuk ya; meşru mu peki?
Günlerdir hakkında yazılanları okuyorum; adalılar nezdinde zerre meşruiyeti yok sanki!
*
Önce, belediye şirketlerinden birinin, hakkında açılmış FETÖ soruşturmasından aklanmış, yapılan yargılaması beraatla sonuçlanmış, kendisine iftira atıldığı dolayısıyla açtığı tazminat davasını kazanmış bir hâkim çalışanı olduğu gerekçesiyle yargıladılar Çetin''i.
Belediye Başkanlığı göreviyle illiyet bağı dahi kurulamayan bir garabetti.
*
Kumpas günlerinde imzasız, meçhul ihbarcılar olurdu; biraz daha farklı Ünal Hoca''nınki.
Kendini "Avukat Kaan Öztürk" olarak tanıtan bir şikayetçi türedi; hakkında, 103 maddelik bir dilekçe verdi.
Müfettişler bile hayret etti; meslek hayatlarında 25 maddelik, hadi olsun 30 maddelik görmüşlerdi de; bir avuç nüfuslu adanın, mütevazı belediyesinin başkanı hakkında 103 kalem şikayet neyin nesiydi!
İçişleri Bakanlığı''nın görevlendirdiği müfettiş, 15-20 gün, belediyeyi didik didik inceledi; ama nafileydi…
*
Bu arada…
Gerçek Avukat Kaan Öztürk, ismi kullanıldığı için suç duyurusunda bulundu;
İhbarcının bizatihi kendisi "sahte"ydi!
*
Adliyeye götürülmek üzere bindirildiği polis aracındaki resmiyle, Çetin, hafta sonu yine gündemdeydi.
İktidar yanlıları ve dahi devam eden yargılamaya göre "görevi kötüye kullanmış", ifade vermekten de kaçmış, dolayısıyla "yakalanması" lazım gelmişti.
Kötüye kullanılan görev döneminde Belediye Başkanı bile değildi halbuki!
Gökçeada''nın iki dönem önceki AK Partili Belediye Başkanının imzaladığı imar durum belgesinin faturası Çetin''e kesilmişti!
*
Mahkemelik olan binanın inşa edilebilmesine olanak sağlayan imar durumunu onaylayan AK Partili başkandı.
Mahkemelik olan binanın bitişiğindeki binanın "kültür varlığı" tescili, imar haritasına AK Partili Belediye Başkanı zamanında işlenmemişti.
Kendinden önceki dönemde tescillenip de planlara işlenmeyen bir yapının bitişiğinde bulunan ve yine kendinden önceki dönemde hazırlanan imar belgesine uygun olarak projelendirilen bir binaya verdiği ruhsattan dolayı, "yeniden seçilme" hakkının da elinden alınacağı şekilde hesap soruluyor Çetin''e…
*
Önceki Belediye Başkanı mı?
Adı bile geçmiyor ilgili hukuk sürecinde!
Önceki belediye yetkilileri mi?
Esameleri okunmuyor; kasıt değilse o skandal ihmalin sorumlusu değilmişler gibi!
*
Davanın esası kadar usulü de dikkate değer seyretti;
İki yıl önce ilk iddianame yazıldığında, Çetin gitti ve ifadesini verdi.
Hâkim "İddianamenin yetersiz olduğuna" karar verdi ve geri gönderdi.
Yeni iddianame ve suç duyurusu uyarınca, Çetin, bir kere daha ifade verdi.
Avukatı, Çetin''in geçirdiği trafik kazasını ve belindeki sakatlığı hatırlattı. İfadesini verdikten sonra oturması için bir sandalye verilmesini talep etti.
"Öyle bir usulümüz yok, ayakta bekleyecek" dendi.
*
Hukuk olsa, hukuken çekindiği hiçbir şey yoktu da, meselenin hak-hukuk olmadığına kanaat getirmesine yeter bir muameleydi.
Reddi hâkim talep etti.
Reddedildi.
Sondan bir önceki duruşmaya katılamayacağını bildiren bir sağlık raporu gönderdi.
Bir hafta sonraya gün ve zorla getirilmesine karar verildi.
O duruşma için de rapor gönderdi.
Bu defa, raporla ilgili işlem başlatıldı. Bonus olarak da yakalama kararı…
*
Mahkeme bitmedi; yeni duruşma tarihi 15 Eylül 2022 olarak belirlendi.
Ve fakat "tarih" dediğimiz en üst mahkeme peşin hükmünü verdi:
Çetin''in polis aracı içinde çekilen fotoğrafı (da), bir adaletsizlik devrini simgeleyen sayfalardaki yerine yerleşti.