Nüfus çöküşü…
Eski Türkiye genç ve dinamik nüfusu ile bilinirdi. Evlenmek, çoluk çocuk yapmak nispeten çok daha kolaydı, sağlık ve eğitim gibi olmazsa olmaz hizmetler ticarileşmemiş, ücretsiz ve nitelikliydi
Oysa son 22 yıldır o memleket o kadar kötü yönetiliyor ki…
Bu yüzden de:
Önce hukuk ve adalet çöktü…
Sonra demokrasi çöktü…
Eğitim ve sağlık sistemi ticarileşti, niteliksiz bir hale geldi resmen çöktü…
Ekonomi çöktü…
Ve en nihayetinde nüfusumuz da çöküyor…
Durum o kadar vahim bir hal aldı ki AKP Genel Başkanı Recep Bey bile bu konuyu gündeme getirip, dillendirmek zorunda kaldı.
Recep Bey, Türkiye'nin nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında olduğunu belirterek "Bu, açık söylüyorum, Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken, tek ebeveynli veya parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor.” Diyerek net bir durum tespiti yaptı!
Durum tespiti yaptı yapmasına ama durumun neden böyle olduğuna dair bir şey söylemedi, işin o tarafına değinmedi, hadi neden böyle olduğunu da ben anlatayım o zaman belki o da okur ve bir faydası olur:
Öncelikle şunu söyleyeyim nüfus çöküşü gerçekten de “varoluşsal bir tehdittir” bu konuda Recep Bey’e katılıyorum, dahası bu tehdidi önleyebilmek için Recep Bey tarafından sık sık dile getirilen “3 çocuk” tavsiyesi de doğru bir stratejidir buna da katılıyorum ve bu söylemi bu güne kadar da hiç eleştirmedim zaten!
Tamam, gençler 3 çocuk yapsın da nasıl yapsın?
Gençler işsiz ve daha da kötüsü gelecekten ümitsiz, imkân bulsa yurt dışına gidecek fırsat kovalıyor.
Ayrıca günümüzde evlenmek artık çok ciddi para işi, düğün dernek dedin mi para su gibi akıp gidiyor.
Pekâlâ, ev bark kurmak kolay mı?
İnsanlar, hele hele genç insanlar eğer aileden bir varlık kalmadıysa ya da aile destek atmazsa bir ev satın alıp oturmayı hayal dahi edemiyorlar, hatta bırak bir ev satın almayı kiralamak bile artık gençler için uzak bir hayal haline gelmiş bulunuyor.
Hadi şansın yaver gitti ve başını sokacak bir dam altı buldun diyelim evi dayamak döşemek halı kilim serip, yatak döşek, masa sandalye ve beyaz eşya almak için bile bir servet gerekiyor.
Gençlerde bu para var mı?
Yok, ne yazık ki…
Hadi onu yaptın bunu yaptın başını sokacak bir dam altı buldun, dayadın döşedin diyelim bir evi çekip çevirebilmek için karı koca çalışmak gerek değil mi?
Peki, hem çalışıp hem çocuk yapmak kolay mı?
Çocuk yapacak insanlar mama parasından, bez parasına kreş ücretinden bakıcı parasına kadar çok ciddi bir bütçe gerektiğini hesap etmiyorlar mı? Hastanede randevu yok, çocuğu doktora özele götürsen eşek yükü ile para gerek değil mi?
Dahası aileler nitelikli parasız eğitimi neredeyse yok eden AKP sayesinde çocuğu özel okul, özel dershane ve özel üniversiteye göndermek gerektiğini, hatta gerçekten de nitelikli bir eğitim aldırmak istiyorsan yurt dışına gönderip okutmanın tek çare olduğunu görmüyor mu?
Elbette görüyor ve bu da ciddi bir servet gerektiriyor tabi…
Diyelim becerdiniz, çocuk doğdu büyüdü, okudu mezun oldu sonra?
Liyakatin gözetilmediği bir toplumda işsiz güçsüz avare dolaşacak kahrolacak fırsat bulursa o da yurt dışına gitmek için uğraşacak değil mi?
Peki, kim gelecekten umutsuz olduğu böyle bir ülkede dünyaya çocuk getirmek ister?
Bakınız dostlar açıkça söylemek gerekirse nüfusumuz çöküyor ve yaşlanıyor. Bunun en önemli sebebi de ülkeyi yaşanmaz hale getiren, insanları mutsuzluk ve ümitsizliğe sürükleyen, evlenmek ve çocuk yapmayı bile imkânsız bir hale getiren bu iktidar ve uyguladığı yanlış politikalardır.
Demedi demeyin; bu iktidar değişmeden de nüfus çöküşü problemi durdurulamaz…