Nereden nereye?
Dünyada artık demir perde yok… Hangi sosyoekonomik sistem olursa olsun, ülkeler arasında kalkınma yarışı var. Kalkınma diyorum, çünkü kalkınma sosyal gelişmeleri de içine alır. İnsan refahı kalkınma ile sağlanır.
Bu nedenle biz, geçmiş ile bu günümüzü karşılaştırarak bu yarışta nerede olduğumuzu göremeyiz. Kalkınma yarışına bizimle eşit şartlarda başlayan ülkelere de bakmamız gerekir.
Bu göstergelerin tamamı bu köşeye sığmaz. Bunların içinden insan refahı için üç gösterge, fert başına GSYH , fert başına dış borç yükü ve ülkenin özgürlük durumudur.
Seçilen ülkeler gelişmekte olan ve fert başına GSYH'sı Türkiye'ye yakın olan ülkelerdir.
· Türkiye'de fert başına GSYH, 2003 yılında da bu günde, Dünya ortalama fert başına GSYH'sının altındadır.
· 2003 yılında fert başına GSYH'sı bizden düşük olan Arjantin ile Rusya ve yine 2003 yılında fert başına GSYH'sı bize eşit olan Şili'nin bu gün fert başına GSYH'sı bizden yüksektir.(aşağıdaki grafik )
Demek ki, Türkiye şöyle büyüdü, böyle büyüdü diyerek algı yaratmaya çalışmak başımızı kuma sokmamıza benzer. İstikrarlı büyümek önemlidir. Türkiye cari açıkla büyüdü. Türkiye'nin ithalatı içinde yatırım malı ithalatı yüzde 13, aramalı ve hammadde ithalatı yüzde 76 ve tüketim malı ithalatı da yüzde 11 dolayındadır. İthalat yapmadan üretim yapamıyoruz. İthalatın bir kısmı borçla finanse ediliyor. Yani cari açık dış borçların artmasına neden oluyor.
Eğer Türkiye aramalı ve hammadde ithal ederek değil, yatırım malı ve teknoloji ithal ederek büyüseydi, zaten cari açık bir süre sonra devam etmezdi.
Dış borçla üretmek, bu gün büyümeyi artırır, ama potansiyel büyümeyi düşürür. Zira dış borç faizi ve anapara çıkışı kaynak çıkışı olarak yoksullaşma yaratır.
Mamafih, karşılaştırma için aldığımız ülkeler içinde kişi, başına dış borç stokunun da en yüksek olduğu ülke Türkiye 'dir. (Aşağıdaki tablo )
2019 KİŞİ BAŞINA DÜŞEN |
DIŞ BORÇ STOKU |
ÜLKE DOLAR |
--------- --------- |
TÜRKİYE 5300 |
MEKSİKA 3500 |
RUSYA 3100 |
BREZİLYA 2632 |
ŞİLİ 2526 |
Öte yandan başta söylediğimiz gibi insan refahı yalnızca fert başına büyüme göstermiyor. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, eğitim, sağlık gibi göstergeleri de katmak gerekir.
Fredoom Hosue (Dünya Özgürlükler Evi), insan hakları ve siyasi özgürlükler puanlarını gösteren Dünya özgürlükler endeksi düzenliyor. Bu kuruluşun 2020 raporuna göre, son Dünyada özgürlük endeksinde en fazla puan kaybeden ülkeler içinde Türkiye ikinci sırada yer aldı. Türkiye bu endekste 1972 yılından 1980 darbesi de dahil 2017 yılına kadar kısmen özgür ülke statüsünde idi. 2017 yılında özgür olmayan ülkeler statüsüne geriledi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu bu tablo reform bile kaldırmaz. Sistemi yeni baştan kurmalıyız. Başkanlık sistemi yerine halkın siyasi tercihlerinin yansıdığı, lider sultasının olmadığı ve özgür irade kullanabilecek milletvekillerinin yer alacağı parlamenter sistem getirmeliyiz. Ancak ondan sonra hukuk reformu yapılabilir… Ancak ondan sonra kurumsal ve laik devlet düzeni kurulabilir… Ve ancak ondan sonra ekonomik ve sosyal planlama ile kalkınma sağlanabilir.