Neden müsamaha gösterilmedi?..
Türk savaş uçakları tarafından düşürülen Suriye helikopteri olayına farklı noktalardan bakalım.
Genelkurmay Başkanlığı’nın kamuoyuna aktardığı verilerden hareket edelim. Akla takılan sorular var;
* Eski model (M 17) Rus yapımı helikopter ile Suriye, sınırımızda ne arıyordu?
* Günümüz harp teknolojisinde kullanım dışı olan bu helikopter yaklaşık 4 bin metrede uçup ne yapabilir veya neyi amaçlıyordu?
* Genelkurmay’ın F-16 savaş uçağımızdan atılan füze ile düşürüldüğünü açıkladığı helikopter, vurulduktan sonra nasıl en az 2 kilometre daha uçup gidebildi?.. Füze ile vurulduysa neden helikopter anında havada parçalanıp adeta buhar olamadı ve otomatik fırlatma sistemi olmayan bir araçtan füze yedikten sonra 2 pilot ve bir teknisyen nasıl kapıları açıp paraşütle atlayabildiler?
Ve...
Suriye helikopterinin düşürülmesi, Paris’te yapılan, Ahmet Davutoğlu’nun figüran olarak çağrıldığı ABD, İngiltere, Fransa Dışişleri Bakanlarının toplantısına rastlaması tesadüf mü? Yani, Suriye’ye müdahalede geri vitesine takanlara AKP iktidarı sanıldığı ve de iddia edildiği gibi esaslı bir mesaj mı verdi?.. “Siz savaşmazsanız biz savaşırız ha” mı dendi?
Müslümanların kanının daha da fazla akıtılabilmesi için savaş histerileri ile ter ter tepinen Erdoğan ve Davutoğlu’na bakarsanız Suriye helikopterinin düşürülmesini “savaş kışkırtıcılığı” olarak yorumlayabilirsiniz. Size, olup bitenlere daha geniş cepheden ve yeni gelişmeler çerçevesinde bakmanızın öneririm. Neden?
TSK gidip de Şam’ı bombalamadı.
Birinci Dünya Savaşı’nda yapılan hataya düşülüp Sivastopol vurulmadı. Bu sefer Amerika’nın ve onun yerli iş birlikçilerinin gazına gelinmedi.
Çok ince bir ayar verdi savaş hastalarına Türk Silahlı Kuvvetleri.
Erdoğan ve Davutoğlu’nun fütursuzca oynadığı tehlikeli savaş silahları ellerinden alındı. TSK görevini yaptı hamasetini de iktidara bıraktı. İlle de savaş diyenleri farklı bir çizgi içine çekti. Bir de; dost düşman herkese, Türk’e atılan bir fiskenin bile er geç karşılıksız kalmayacağı gösterildi. Bu da iyi bir zaman ayarlaması ile yapıldı.
TSK, AKP iktidarının
savaş gazını aldı da diyebilirsiniz.
Fotoğrafın daha netleşmesi için dün kafamdaki sorularla birlikte Genelkurmay karargahı içinde yetkililerle yaptığım görüşmeleri aktaracağım;
-Eski tip Rus helikopteri nasıl 14 bin 200 fit’ten uçuyor?..
--Uçar rahatlıkla, hiçbir sıkıntı yok. Peki, niye böyle yüksek uçuyor? Bunların geliş amaçlarını tam biz de bilmiyoruz. Tabii ne amaçla yüksek irtifadan uçtuklarını da. Bin beş yüz, 2 bin metreden bizim stingerler, yerden havaya olan füzeler fark edebiliyor. Ama 2 bin ve üstü uçtuğunuz zaman yerdeki stingerler fark edemiyor bunu. Hava Kuvvetleri fark ediyor. Hava Kuvvetleri Suriye’deki hava yeri uyarıyor, bunların kendi üslerini, merkezlerini, hem de adamları uyarıyorlar helikopterdeki. Ama bayağı uzun bir süre mesafede uçuş yapıyor bunlar. Sarhoş olabilirler, maksatlı olarak gönderilmiş de olabilirler. Gidip uçun, büyük ihtimalle bir şey olmaz, döndüğünüzde “biz Türkiye’nin hava sahasını deldik, uçtuk geldik, işte bir şey olmadı” deyip Türkiye’yi madara etmeyi düşünmüş olabilirler.. Suriye’nin helikopter pilotları çok iyi eğitim almadıklarından, savaş pilotlarından daha acemidirler. İkaz edilince paniğe mi girdiler, yönlerini mi karıştırdılar ama bir kapsamda bunun kesinlikle vurulması gerekiyordu. Şimdi bazıları çok sert eleştiriyor deniyor ki “savaş mı istiyorsunuz?” Bizim savaş falan istediğimiz yok ama sonuçta bir devlet olarak sen hava sahasını ihlal ediyorsun hele de böyle kritik bir dönemde, bunun bir bedeli olacak..
-Füzeyle vurulan helikopter nasıl 2 km gider, nasıl pilotlar atlar?
--İrtifa yüksek olduğu için füze ille de vurunca infilak ettirip patlatma durumunda değil. Mesela ’pali’ne vurmuştur, pali hasar görmüştür, o zaman da yüksek irtifada olduğu için de alçalana kadar belli bir mesafe mutlaka kat edebilir normal şekilde. Yani kuyruk ’pali’ne vurmuştur. Ham bilgiler bu.
-Kesin öldürülmüş mü muhaliflerin eline mi geçmiş pilotlar, resmi bilgi var mı?
--Yok, şu anda resmi bilgi yok.
-Siyasi iradenin onayı alındı mı vurulma olayında?
--Onayı alınması mümkün değildir. Anlık meseleler yani. Bunlarla ilgili verilmiş genel talimatlar var. Angajman kuralları var hatta çok anlayışlı davranıyoruz Suriye’ye yapmış olduğu bu kadar şeye karşılık. Çünkü angajman kuralları çerçevesinde 2 mil dahi bizim sınıra yaklaşmamaları gerekiyor bu kapsamda. Yani; kendi sınırları içerisinde bile angajman kuralları çerçevesinde adamları indirme durumumuz söz konusu. Uluslararası hukukta da bizim hakkımız var ama biz mümkün olduğunca burada gerilim had safhaya çıkmasın diye bir sürü 400 metre, 300 metre, 200 metreye kadar yaklaşan uçuşları oldu zaman zaman kendi sınırları içerisinde kalmak suretiyle. Ama sonuçta herhangi bir müdahalede bulunulmadı sadece uçaklarımız havalandı, zaten o bölgede devamlı uçan devriye uçakları... Sonuçta müsamaha gösterildi bir çatışma ortamına girilmesin diye. Yoksa normal şartlarda vurulsa da uluslararası hukukta hakkımız var çünkü kendilerine bu tebliğ edildi, kendileri de bunu aldılar zaten.
-Angajman kuralları değiştikten sonra ilk defa mı bu kadar içeri giriyorlar?
--İlk defa evet.
Keşke olmasaydı ama olması da bir taraftan şunu gösteriyor; biz Silahlı Kuvvetler olarak her şeye hazırız. Elimiz armut toplamıyor. Gerektiğinde adamı indiririz. Bundan sonra da herhalde çok fazla sınırımıza da kendi sınırlarına da çok fazla yaklaşacaklarını pek düşünmüyoruz.