NATO zirvesinin küresel boyutu
NATO'nun 8-9 Temmuz 2016 tarihinde yapılan Varşova zirvesi, Doğu Bloku'nun sembol kentinde olmasının yanı sıra, Soğuk Savaş dönemi politikaları çağrıştıracak kararların alınması, yeni dünya düzeni tartışmalarını akla getirmiştir. Zira, Rusya'ya karşı sert tavırlar ve askeri önlemler, Rusya-Batı ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğini göstermektedir.
***
ABD, 2017 savunma bütçesini 583 milyar dolar olarak açıklamıştır. Soğuk Savaş sonrası düzen için büyük bir rakamdır. NATO Genel Sekreteri, M. Stoltenberg, üye ülkelere, milli hasılalarının en az %2'sini savunma bütçelerine ayırmalarını istemiştir. Yüzde ikiden fazla olan, İngiltere, Polonya, Yunanistan ve Estonya'ya teşekkür etmiştir. NATO üyesi ülkelerin toplam milli hasılası 35 trilyon dolardır. 28 üye ülkenin yıllık savunma bütçesi yaklaşık 1 trilyon dolardır. Dolayısıyla bu küçük bir rakamdır. ABD, tek başına NATO kaynaklarının %50'sini, askeri gücünün de %75'ini sağlamaktadır. ABD, Soğuk Savaş döneminde Avrupa'da 200 bin asker bulunduruyordu, Soğuk Savaş sonrası (1990 sonrası) asker sayısını 35 bine düşürmüş şimdi tekrar bu sayı artmaktadır. NATO'nun, dolayısıyla ABD'nin 1990-2000 yılları arasında Rusya ile bir barış ortamı sağlayacağını düşünmüş ve savunma harcamalarını asgariye indirmiştir. Ayrıca, Rusya'nın bir takım kazanım ve politik hareketlerine göz yummuştur. Örneğin, Orta Asya cumhuriyetlerindeki nüfuz alanına dokunmamıştır. Beyaz Rusya, Moldovya, Ermenistan ve Azerbaycan gibi ülkeleri Rusya etki alanına bırakmıştır. Ancak, Ukrayna, Baltık ülkeleri ve Gürcistan'da sorun çıkmıştır. Rusya, soydaş olarak gördüğü yakın müttefiki Yugoslavya'nın Batı tarafından, özellikle Almanya tarafından parçalanmasına karşı çok müdahil olmamıştır. Eski dostları, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya'nın AB ve NATO üyesi olmalarına gönlü razı gelmese de ses çıkartmamıştır. Ama NATO ve AB'yi uyarmaktan da geri kalmamıştır.
Rusya'nın, Kırım'ı ilhakı, Ukrayna'yı parçalama girişimi, Baltık ülkelerini tehdit etmesi, daha önce sebep olduğu Ermenistan-Azerbaycan sorunu, Gürcistan'ı parçalaması Batı'da ciddi tehdit algılamasına neden olmuştur. Ermenistan'a askeri destek vererek Azerbaycan toprağının yüzde yirmisini işgal ettirmesi, Gürcistan'da ayrılıkçı Osetya ve Abhazya'ya destek vermesi, Rusya'nın sorunlardan beslendiğini göstermektedir. Rusya Ermenistan'a destek vermese, Azerbaycan'ı tehdit etmese Azerbaycan, topraklarını kendi gücüyle kurtarır ve bölgede sorun kalmaz. Ancak sorun çözüldüğünde her iki ülke de Batı'ya gideceği için Rusya sorunun devamı için çözülmesini istememektedir. Gürcistan'daki ayrılıkçıları desteklemesi de aynı mantık üzerine kurulmuştur.
***
Bu zirvenin, önemli mesajlarından birisi de, açık kapı politikası NATO'nun kuruluşundan bu tarafa değişmediğini yeni üyelerin zamanı geldiğinde alınacağını duyurmuşlardır. Karadağ Cumhuriyetinin girişini kabul etmişlerdir. Çok önemli kararlardan birisi de, Rusya ile bir savaş durumunda, bunun nasıl olacağı ve ne gibi sonuçlar doğuracağı çalışmaları uzmanlar tarafından yapılması kararlaştırılmıştır.
Zirvenin önemli konularından birisi de, günümüzde çok ciddi boyutlara ulaşan, siber savaş için NATO'nun gerekli tedbirleri alması kararıdır. Özellikle bir Rus vatandaşının, Dışişleri Bakanı'yken, Hillary Clinton'nun yazışmalarına ulaşması iki ülkeyi karşı karşıya getirmiştir. Rusya bu şahsın devletle bir ilgisinin olmadığını söylese de ABD inanmamaktadır. Zirve kararlarından birisi de, terörle savaşta NATO askerleri doğrudan kullanılmayacak, yerel güçler organize edilip eğitilecek ve onlar vasıtasıyla mücadele edilecektir. Bu tutum şuan da kısmen, Afganistan, Libya, Irak ve Suriye de uygulanmaktadır.
Not: Bugün saat 17.00'de Türkiyem TV'de, Prof. Dr. Abdulkadir Yuvalı hocayla gündemi değerlendireceğiz.