Nasıl bir demokrasi
Bir yandan AKPM, bir yandan koalisyon bizi iyice sıkıştırmaya kalktı. Karşımızdaki cephe büyüme ve genişleme sürecinde. Millî mücadele döneminden bu yana Türkiye bu kadar geniş bir cepheyle karşılaşmamıştı...
Görüyoruz, el âlem ABD dahil, kudurdu, üzerimize gelmeyi iş edindi...
Çok sık kullandığım bir atasözü var, onu tekrarlıyorum, "Deli deli akanı bura bura tıkarlar"...
Galiba sonunda onu yapacağız...
* * *
Türkiye aslında kendisini köşeye sıkıştıran bir ülke. Önce hukuk diyoruz ama yanlış; ona ulaşabilmek için önce siyaset dememiz lâzım. Demokrasiden vazgeçmiş değiliz ama siyaset yüzünden demokrasinin cinsini seçemiyoruz, cibilliyetiyle hiç meşgul olmuyoruz.
Gerçek bir demokrasi diye düşünmek ve ona yürümek hepimize külfet gibi geliyor...
Katılımcı demokrasi diyoruz ama onu salt popülist yani tribüne oynayan demokrasi haline getiriyoruz. Böylece demokratik ilkeler lafta kalıyor, evrensel hukuk da hiç dikkate alınmıyor...
* * *
Demokrasimiz tehdit altında mı?
Evet tehdit altında; hem iktidarların hem muhalefetlerin tehdidi altında... Bunlar, evrensel demokrasiye ulaşmamızı, bilerek ya da bilmeyerek, yani maksatlı maksatsız engelliyor...
Bu engelleme el âleme, üzerimize gelmesi için malzeme oluyor ve cesaret veriyor...
Çok acı ama durum böyle!
* * *
İktidar kendi ilkelerini ve görüşlerini sahiplenen bir demokrasi peşinde. O ilkelerin ve bakış açılarının evrensel demokrasiyle bağdaşıp bağdaşmadığı ve de toplumun değer yargısına uygun olup olmadığını önemsemiyor...
Paradigma uyuşmazlığına dikkat eden, önem veren ve onu ortadan kaldırmaya çalışan siyasetçi de neredeyse yok gibi...
Demokrasimiz o nedenle yolunu şaşırmış durumda, dengesizlik onu kaba bir sistem haline getiriyor...
* * *
Peki demokrasimiz nasıl düzelir, nasıl evrensel ilkelere kavuşur?
Bu sorunun cevabı elbet de var; demokrasiyi ciddi boyutlarda sahiplenecek düzgün ve yeterli kadrolara sahibiz; ön şart, onlar devreye girmeli. Saniyen ülkede, iktidarla muhalefet yer değiştirmeli. Yurttaşlar, demokrasiyi ileri taşıyacak kadrolara siyaset yapma imkânı tanımalı...
O takdirde muhalefete düşen iktidarla, iktidara gelen muhalefet, evrensel demokrasinin gereklerini ve ilkelerini anlayabilecektir. Düzgün ve demokrasiye bağlı kadrolar da hepimize evrensel demokrasiyi öğretmiş olacaktır.
* * *
Önünde sonunda demokrasiyi evrensel ilkeleriyle yerleştirmek zorundayız!
Gazeteci döven iğrenç adamlar
------------------------------ ----------
Rize'de oynanan maçta berabere kalan takımların bazı futbolcuları maç bittiğinde tekme tokat kavga etti. Saldıran, AKP'li Göksel Gümüşdağ'ın başkanı olduğu Başakşehir kulübünün oyuncuları, hedef olanlar da Rizespor kulübünün futbolcularıydı.
Bu arada en çok dayak yiyen basın mensupları oldu...l
Ağır şekilde hırpalanan gazeteciler atv medya grubuna mensuptu...
Spor yazarı arkadaşımız Mehmet Demirkol'un NTV'de yayınlanan görüşlerinden sonra söyleyecek söz bulamadım. Demirkol'un gösterdiği tepkiye aynen katılıyorum...
Türk futboluna musallat olmuş bir iki kişi -biri de Emre- bitirim tavırlarıyla futbolu sevenleri iğrendiriyor, tiksindiriyor...
Onlardan kurtulmak lâzım!!
Fetönün köküne kibrit suyu
------------------------------ -------
Fetö çetesinin sonu geldi, hükûmet köküne kibrit suyu dedi...
Onu yapıyorlar, 81 ilde operasyon var; sekiz bine yakın insan mahrem imam olduğu gerekçesiyle listelenmiş, hepsi armut gibi tek tek toplanıyor...
Fetönün bütün sırları bu imamlarda olmalı, iblis onlara boşuna mahrem imam dememiş...
Ayrıca 9 bin polis aynı iddiayla açığa alındı; müfettişler sorgulayacak, çeteyle ilişkisi olan yandı, olmayan görevine iade edilecek...
Gelecek günler ne getirecek göreceğiz!
ANLAMLI SÖZLER
------------------------------ ------------------------------ -----------------------------
Çakalların özgürlüğü aslanlar ayağa kalkana kadardır. (E.M. KARAKURT)