Nadir bulunan çiçeklerden Kırgız Aygül Çiçeği Anadolu'da Ters Lale -2-

Sevgili okuyucularım dün öyküsünü verdiğim ters Lale''nin Avrupa''ya geçişi ise, 16. yüzyılda Kanunî döneminde Batılı seyyahların Osmanlı İmparatorluğunu ziyaretleri ile gerçekleşmiş ve götürüldüğü Hollanda''da çeşitliliği arttırılarak bir sektör haline dönüştürülmüştür.

Yine eski yazı ile yazılan lalenin tersinden okunması ile Osmanlı devletinin ve İslamiyet''in sembolü olan "Hilal" sözcüğünün ortaya çıkması bu çiçeği diğerlerine göre daha kutsal gösterip cami, çeşme, türbe gibi yerlerle seccade halılarına işlenmesine vesile olmuştur.

Lale kutsallığı yanında güzelliği ile de aşıkların dilinde ve telinde yer almış;

Lâle eydür ben lâleyim

Cümlenizden ben âlâyım

Hem senâyım hem sefayım

Kangınız âlâ çiçektir Âşık Ömer

*

Başına sokulmuş gülü lalesi

Yaktı beni kaşların karası Karacaoğlan

*

Sevda bülbülleri öttü bağımda

Lale yanaklıma çok hasret kaldım Feymani

biçiminde aşıkları sevda yolunda coşturmuştur.

Divan şairlerinin de çok önemseyip gazel, kaside ve mesnevilerinde sıkça yer verdiği bilinmektedir. Nâbî, İstanbul''da tanzim edilen lale bahçeleri için Manisa''dan özel olarak lale getirilişine:

Hediyyedür çemen-i pây-ı tahta laleleri

Aceb mi olsa bülend i''tibâr-ı Magnîsâ

biçiminde Magnîsâ redifli bir kaside yazmıştır.

Her sabah göbeğinden su yaydığı için "ağlayan lale" de denilen ters laleye, Anadolu''da gelinler evlerinden çıkarken başlarına kırmızı tülbent atıldığı ve boynunu bükerek evden ayrılırken ağladığı için "ağlayan gelin" de denir.

Alevi Bektaşi kültüründe Ters Lale, Hz. Hüseyin''in Kerbela''da şehit edilişine tutulan yasın simgesi olarak gösterildiğinden, ters laleye Kerbela çiçeği adı da verilir.

Hüznün sembolü bilinen en eski süs bitkisi olan ters lale, birçok din ve kültürde efsanelere konu olmuştur.

Anadolu''nun bazı yörelerinde, belki bu nedenledir ki özellikle Van ve havalesinde Müslüman mezar taşlarına ters lale motifi işlenmiş, mezarlıkların çevresi ters lalelerle süslenmiştir.

Ferhat ile Şirin''in öyküsünde de karşılaşırız Ters Lale ile. Efsaneye göre, Şirin''in ölüm haberini alan kara sevdalı Ferhat, elinde tuttuğu baltayı savurarak başını yarar ve akan kanlarından laleler filizlenir. Fakat bu laleler ters lale biçimindedir.

Ters lale, Hristiyanlar''ca da kutsal bir çiçektir. Hz. İsa''nın çarmıha gerilişine şahit olan Hz. Meryem''in döktüğü gözyaşlarının damladığı yerde ters lale yetiştiği söylenir.

Ters Lale''nin Mimar Sinan''ın baş eseri Selimiye Camii öyküsü ise şöyle anlatılır:

"Selimiye Camii''nin yapılacağı mevki, bir bayana ait lale bahçesidir. Mimar Sinan eserini burada yapmak istediğini padişaha söyler. Ancak bayan bahçesini vermek istemez. Israrlar sonucu bayan "eğer eserde benden bir hatıra olursa bahçemi vereceğim" der. Bunun üzerine Mimar Sinan da müezzinler mahfelindeki mermer ayağa ağlayan kadın ve üzüntünün sembolü olarak ''Ters Lale''yi işletir. Bu motif hem laleleri, hem de lale bahçesi yıkıldığı için ağlayan kadını temsil eder.

Kırgız halk kültürünün kutsal çiçeği Aygül benzeri olan Ağlayan Gelin Çiçeği yani Ters Lale Güneydoğu Anadolu''ya özgü endemik bir bitkidir. Latince adı; Fritillaria Imperialis''tir.

Her yıl yalnızca bir tek çiçek veren ters lâle, başta Van ve Hakkari olmak üzere Tunceli, Afşin, Şırnak, Erzurum, Malatya, Elazığ ve Adıyaman''da da yetişmektedir.

Çoğunlukla her dalında altı adet çiçek oluşturup ters bir şekilde büyüme gösterir. Bitkinin boyu genellikle 60 ila 80 cm arasında değişmektedir. Mart ve Nisan aylarında mor, pembe, sarı ve koyu kırmızı renkleriyle hayat bulup tıpkı kardelenler, nevruz çiçekleri gibi baharın en gözde çiçekleri olarak doğaya renk katıp halk anlatılarının önemli konuları arasında yerlerini alırlar.

Aşkın Gözyaşları ya da Ağlayan Gelin diye bilinen bu inanılmaz çiçeğin gözyaşı diye anılan, yapraklarının kenarlarında büyüyen ve dokununca ya da sallanınca dökülen tomurcukları düştüğü yerde köklenip, yapraklanarak tekrar hayata tutunmakta olup, soğuğa, sıcağa ve de susuzluğa karşı çok dayanıklıdır. Kimi yörelerde Kral Tacı, Yayla Çanı adlarıyla da anıldığı görülmektedir.

Bu çiçek Kırgız ve Anadolu Türklüğündeki ortak halk kültürü değerlerinin günümüze benzer boyutlarda yansımasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları