Mutfak enflasyonu yüzde 20,35
Açıklanan Haziran ayı TÜFE oranında gıda fiyatları etkili oldu. Gıda fiyatlarındaki artış yüzde 19,99 ile yüzde 17,53 olan TÜFE oranından 2,46 yüzdelik puan daha yüksek oldu. TÜİK, gıdanın TÜFE''ye esas harcama sepeti içindeki payını yüzde 25,94 olarak açıkladı.
İşçi, memur gibi sabit gelirlilerin, 10 milyonu bulan işsizlerin ve ailelerinin harcamaları içinde gıdanın payı benim gözlemime göre en az yüzde 40''tır. O zaman, mutfak enflasyonu dediğimiz Haziran TÜFE oranı da daha yüksek demektir.
Harcama sepeti içinde gıda payı yüzde 25,94 olunca TÜFE''ye etkisi 5,18 yüzdelik puan ediyor. Yüzde 40 olursa (diğer paylar orantılı olarak düşürülürse) 8 yüzdelik puan ediyor. Bu durumda Haziran mutfak enflasyonu, ya da geçinme endeksi, yüzde 20,35''tir. Gerçekte işçi ve memur maaşları bu orana göre düzeltilmelidir.
Merkez Bankası TÜFE artışını yorumlarken, temel neden olarak gıda fiyatlarındaki artışı gösteriyor. Ancak fiyat artışının nedeni ne olursa olsun, harp veya olağanüstü bir durum yoksa enflasyonun tek nedeni hükümetlerin beceriksizliğidir. MB gıdayı gerekçe göstererek, bu beceriksizliği tescil etmiş oluyor.
1- Gıda fiyatlarının yüksek olmasının bir nedeni, siyasi iktidarın tarım desteklerini azaltmasıdır.
2001 IMF''nin Güçlü ekonomiye geçiş programında, tarımsal desteklerin yarı yarıya azaltılacağı hedef alınmıştı ve "Tarımsal destekleme fiyatları öngörülen enflasyonu aşmayacak şekilde artırılacak ve kuruluşların finansman imkanları dikkate alınarak miktar kısıtlamasına gidilecektir.'''' deniliyordu.
AKP iktidarı 2006 yılında Tarım kanununu çıkararak bunu değiştirdi. Tarım Kanunu Madde 21; ''''Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz." şeklinde çıktı. AKP iktidarı bu kanunla 2007 seçimleri için çiftçiye selam gönderdi. Ama bu güne kadar IMF çizgisi değişmedi ve maalesef kendi çıkardığı kanuna da uymadı.
Seçim yılı olan 2007''de tarımsal desteklerin millî gelire oranı yüzde birin altında kaldı. Yüzde 0,67 oldu. Üstelik bu pay bugüne kadar giderek azaldı. 2009 ve sonrasında yüzde 0,6''nın altında kaldı. 2018 yılında yüzde 0,40 oldu.
Tarımsal destekler AB''nin de çok gerisinde kaldı. Tarım katma değerine oranı olarak tarım destekleri (2013);
* Üretici desteği; Türkiye yüzde 25,83, AB-27 yüzde 45,07, toplam transfer yüzde 50,86,
* Genel hizmet desteği Türkiye yüzde 1,35, AB-27 yüzde 5,43, toplam transfer yüzde 27,18.
2- Gıda fiyatlarındaki yüksek artışın bir diğer nedeni; AKP''nin tarım politikasının popülizmle sınırlı kalmasıdır. AKP iktidarında ovalar imara açıldı. Bu ovalara TOKİ konut ve villa yaptı. Tarım sektöründe ekili alanlar azaldı. 2003 yılında 40 milyon 644 bin hektar olan tarım arazisi, 2019''da 37 milyon 716 bin hektara ve aynı yıllarda ekili alanlar da 17 milyon 408 bin hektardan 15 milyon 398 bin hektara geriledi.
3- Nihayet, üreticiden normal fiyatından alan ve tüketiciye düşük kârla satan Et-Balık gibi kurumlar özelleştirildi. Kamu tekelleri özelleştirilerek piyasada oligopol yapılar oluştu. Piyasada stokçuluk oluştu.
Yine de şükredelim ki, Merkez Bankası enflasyonun nedenini gıdaya bağladı, dış güçlere de bağlayabilirdi.