“Muhteşem”in hudut birlikleri sıkıntısı...

“Muhteşem”, Kırgızistan ve Moğolistan’ı kapsayan son dış gezisinde nasıl sıkıştığının ve de kıvrandığının net fotoğrafını verdi. Terör örgütü PKK’nın çekilme süreciyle ilgili birbiriyle çelişen bir sürü laf etti. Kabin ekibi gazetecilerde her durakta, her fırsatta “Muhteşem”in çelişkilerini ve de kafa karışıklığını düzeltmek adına çanak soruları tekrar tekrar gündeme getirdiler.
Olmadı... Olmadı!..
Kanunsuzluğa, anayasal suça bir türlü geçerli formül, kılıf bulunamadı..
En sonunda kurnaz “Muhteşem” işi, “PKK’lılar karakolun önünden geçecek ama asker müdahale edemeyecek” söylemini hatırlatarak “Bunlar işi sulandıran söylemler. Bu konuda laf etmeye bile gerek yok. Ne onlar o kadar bu işte vurdum duymaz ne de bizim güvenlik güçlerimiz. Herkes işini çok iyi biliyor” diyerek çözdü!..
Bu şifreli ifadedeki “herkes işini çok iyi biliyor” cümlesi bana birden bire 8’nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde sarf ettiği “benim memurum işini bilir” sözlerini hatırlattı.
Bu sözlerin ardından ne işini bilen memurlar ve de yöneticiler görmüştük!..
Çalmanın, çırpmanın nasıl da meşrulaştırıldığı nice örnekleri ile yaşamıştık.
Ne belediye başkanlarına “Adam götürüyor ama iyi de hizmet veriyor. Çalışsın da götürsün o da onun hakkı. Ne var bunda?” diye methiyeler dizmiştik.
Aynı Turgut Özal, “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” dememiş miydi?
Kanunsuzluğu masumca(!) meşrulaştırmaya kalkışmamış mıydı?
Bütün bunlara göz yuma yuma, sineye çeke çeke bugünlere gelmedik mi?
Adamlar çalıyor ama fakire fukaraya da pirinç, makarna dağıtıyor!..
Öyle mi?
Bugün de “benim güvenlik güçlerim işini çok iyi bilir”e mi teslim olacağız?
Hayır!..
Öncelikle, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki çok önemli gelişmelerden haber vererek size AKP iktidarının sıkıştığı gerçek noktaları bir bir aktarayım.
1- Hükümet, PKK’lı teröristlerin elini kolunu sallayarak sınır dışına çıkmasını Valiliklere genelge göndererek ve buna bağlı olarak askeri kışlasında hapsederek halledemez. Çünkü; Hudut Birlikleri Komutanlıklarımız var. Bu komutanlıklar direkt olarak TSK’ya bağlı ve her türlü emri oradan alırlar. Kaçakçılarla, teröristlerle mücadele etmek onların yasal görevi ve Valilerin bu birliklerimize yazılı veya sözlü emir verme yetkisi yok. Somutlaştıralım;
“Kara sınırlarının korunması ve güvenliği hakkında kanun:
Madde 1- Bu Kanunun amacı; T.C. Devleti kara sınırlarının korunması ve güvenliğinin sağlanması ile ilgili esas ve usulleri düzenlemektir. Bu Kanun, bu görevleri yerine getirecek Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve bu Komutanlık tarafından tefrik edilen birliklerle bu birliklerin emrine verilen veya desteğine tahsis olunan diğer birlikleri kapsar.
Madde 2- Kara sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait olup bu görev sınır birliklerince;
1. Kendi sorumluluğunda olan bölgede sınırı korumak ve güvenliğini sağlamak,
2. Gümrük hattındaki giriş ve çıkış kaçakçılığı ile kara sınırları boyunca tesis edilen birinci derece askeri yasak bölge içerisinde suç teşkil eden eylemleri önlemek, suçluları yakalamak, bu bölgede işlenen meşhut suç faillerini ikinci derece askeri yasak bölgede de takip etmek ve yakalamak, failler hakkında zorunlu yasal işlemleri yapmak, yakalanan kişi ve suç delillerini ilgisine göre mahalli güvenlik kuvvetlerine teslim etmek,
3. Kara sınırlarından iltica amacıyla giren muharip yabancı ordu mensupları hakkında 11.8.1941 tarihli ve 4104 sayılı Muharip Yabancı Ordu Mensuplarından Türkiye’ye İltica Edenler Hakkında Kanun hükümlerini uygulamak, diğer mültecileri silah, mühimmat ve sair harp araç ve gereçlerinden arıtmak, bu mülteciler ile beraberlerinde getirdikleri malzemeleri ilgili makamlara teslim etmek,
Şeklinde yerine getirilir.
Yukarıda belirtilen görevler askeri hizmetten sayılır.
Sınır birlikleri mensupları kendilerine bu Kanun ile verilen görevlerin yapılmasında; diğer kanunların, silah kullanma yetkisi dahil, güvenlik kuvvetlerine tanıdığı bütün hak ve yetkilere sahiptirler.
Sınır birliklerinin bu maddede belirtilen görev ve yetkilerine girmeyen konularda, diğer kanunlara göre görevli ve yetkili kılınmış makamların görev ve yetkileri saklıdır.”
2- TSK’da uzun süredir her kademe, verilen tüm görevlerde yazılı emir istiyor. “Muhteşem”, Silahlı Kuvvetler’de Hudut Birliklerindeki sıkıntıları ve de itirazları çok yakından biliyor ve takip ediyor fakat bunu dillendiremiyor.
3- Hepimizin ezbere bildiği Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun meşhur 35’inci maddesi;
“Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.”
Askeri kaynaklar, PKK’nın sınır dışına çekilmesi formüllerine işaret ederek, TSK İç Hizmet kanunu 35’inci maddesine aykırı hiçbir durumun söz konusu olamayacağı görüşünde birleşiyor.
Bu kanunlar ortada dururken “Muhteşem”in yapacağı tek şey kaldı;
“Kanunlar bir defa delinmekle bir şey olmaz” demesi.
Yakında, başkentte bir “Valiler koordinasyon toplantısı” izleyebiliriz.
Dur bakalım ne olacak?..

Yazarın Diğer Yazıları