Modern tefeciler
Türk halkının başına ne geldiyse tefecilerden geldi.
Türkiye'de tefecilerin en yoğun bulunduğu şehir İstanbul'du.
Genelde Topkapı gibi semtlerdeki iş hanlarının tenha odalarında yapılırdı bu iş.
2000 yılındaki krizle birlikte bu tefeciler bir bir ortadan kayboldu.
Çünkü bankacılık sektörü tefeciliği Türkiye'nin her yerine yaymıştı.
Üstelik bu tefecilik yasal yollarla yapılıyordu.
Kredi kartının hayatımıza girmesi ile birlikte her köşede bir tefeci türedi.
Bunlara POS tefecisi deniliyor. Yani kredi kartı ile yapılan tefecilik.
Şu ana kadar bu işi bazı kuyumcu esnafı yapıyordu.
Kredi kart nakit çekim limitlerinin sınırlanması dara düşen vatandaşın kuyumcu esnafına koşmasına neden oldu.
Sözde altın ticareti!..
Mesela 10 bin lira limitli kredi kartın var. Ama ödemenin aksamasından dolayı nakit avansa kapalı. Vatandaş kuyumcuya gidiyor 6 taksitle 10 bin liralık altın alıyor. Şifresini girip ödeme onaylanıyor. Sonra bu altınları aynı kuyumcuya 9 500 liraya geri satıyor. Hem banka ile uğraşmıyor, hem dosya, sigorta gibi masraflardan kurtuluyor hem de işini anında görüyor.
Bu işi yapan kuyumcu esnafı tefeci kelimesini kabul etmiyor. Bunu altın ticareti olarak görüyor.
Aslında bu iş bal gibi tefecilik.
Bu işleme şimdi yeni bir sektör daha katıldı.
GSM operatör bayileri.
Özellikle Güneydoğu'da bir sayıları hiç de küçümsenmeyecek kadar fazla olan bayi POS tefeciliği yapıyor. Cep telefonlarında taksit yasağı GSM operatörleri kapsam dışı bırakmıştı. Bu uygulamayı fırsat bilen bayiler 24 ay taksitle satış yapmaya başladılar. Buradan alınan telefonlar piyasada spot piyasada çok rahat alıcı buluyor. Özellikle internet yolu ile satışlarda dikkat çekici boyutta.
Tüm bunlar olurken Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi aylık raporunu açıkladı. Bu rapor kredi kart borçlarının büyük bir sorun olarak karşımıza çıktığını gösteriyor.
Toptan ve perakende ticaret sektörü yüzde 43,7 ile tasfiye olunacak alacakların en fazla arttığı sektör olmuş. Söz konusu sektördeki tasfiye olunacak alacakların kredilere oranı yüzde 3,7'ye ulaşmış.
Bu saatten sonra ne yapılır?
Hükümet borçların yeniden yapılandırılıp uzun vadeye yayılması için çalışma yapıyor.
Peki bu çözüm mü?
Kesinlikle hayır!
Sorunun kartopu gibi daha da yuvarlanıp büyümesine neden olacaktır.
İşsizlik oranının çift rakamlara ulaştığı ülkede bu sorun kolay kolay çözülemez.
Öncelikle işsizlik sorununa çözüm bulunması gerekiyor. Yoksa yeni bir finansal kriz gelir kapımıza dayanır.
Türkiye tarihinde hiç bu kadar borçlanmamıştı.
Kimimiz ev aldık, kimimiz kredi çekip tatil yaptık.
Bazı vatandaşlar ise sadece günlük yaşamını sürdürebilmek için kredi kartına sarılıp tefeci kapısında çare arar hale geldi.