"Milliyetçiler kurultayı toplansın"...

Büyük bir ilgi ile takip ettiğiniz söyleşinin sonuna geldik. BBP lideri Mustafa Destici, yakın geçmişin perde arkasında kalanlara ışık tutarken, geleceğe dönük önerilerde de bulundu;

Ülkücüler 1 Kasım travmasından nasıl çıkabilir?..

Ben şunu söylemek istiyorum. Bütün bu yaşadıklarımıza rağmen MHP'nin üstüne gitmedik. İçinden geldiğimiz camiaya olan saygım ve MHP sadece Devlet Bey veya yönetimden ibaret değil. Anadolu'da vefakâr, cefakâr yöneticiler var. Ve hepsi şunu görmüş; 'Başkanım siz üzerinize düşeni yaptınız. Bizimkiler yapmadı. Biz size bir şey diyemeyiz' diyorlar. Nereye gittiysek aynı şeyleri duyduk. Konya, Adana, Kahramanmaraş, MHP seçim bürolarında hep bunu gördüm. Neticede o Anadolu'daki vefakâr insanlardan dolayı bunu yapmadım. Her ne kadar MHP yönetimi yanlış içinde olsa da bizim siyasetimiz açısından dolayısıyla da ülkemiz milletimiz ve Türk İslam coğrafyası açısından MHP'nin de içeride olmadığı bir Meclis ve bunun da vebali bizde olsun istemedik. Zaten biz Meclis'te temsil edilmiyoruz, MHP Meclis'te olsun istedik. Bizim gibi hassas düşünen bir takım çevreler MHP'yi baraj üstünde tuttu. Yoksa, MHP Genel Başkanı veya yönetimi tutmadı.

Bundan sonra ne yapılmalı?

Başka siyasi partilerin işine karışacak değilim. Benim muhatabım artık MHP Genel Başkanı veya yöneticiler değil. Benim aslında daha farklı şeyler söylemem lazım da camiayı, Ülkücü tabanı düşündüğüm için söylemiyorum. Ama şunu da söylemekten geri durmayacağım. Seçim bitti. Bütün camianın aklını başına alması açısından herkesin düşünme istişare etme süresi var. Soruyorum; kendi insanlarını dışlayan, toplumda karşılığı var diye kendi evlatlarını partiden uzaklaştıran bir hareket, Türk İslam davasının adresi olabilir mi?.. Bu milletin değerli dava adamları uzun zamandır zaman kaybediyor. Umutla özlemle bekliyorlar ama nafile. Biz bu bekleyişin beyhude olduğunu söylüyoruz. Bugün vatan, bölünmenin eşiğine getirilmiş. Umutları sömüren MHP ise öylece bakıyor. Sadece bakıyor bir şey yapmıyor. Bizim halkımız, Ülkücü ve milliyetçi camia bu gerçekleri ne zaman görecek? Türkiye bölündükten, yok olduktan sonra mı görecek? Bayrak değiştikten, ismi değiştikten, anayasadan Türklük çıktıktan sonra mı görecek?.. Büyük ve güçlü Türkiye'yi de hep birlikte kuralım. Çünkü, öbür tarafla bir netice alınacağını düşünmüyorum. Ben kendim yaşadım. Bu adımı niye attım?.. Buradan 3 arkadaşım vekil olsun, ben vekil olayım diye yapmadım ki. Zaten bunu yapsam bana AKP ve Tayyip Bey bunu 3 kez teklif etti. Ben, bugün Başbakan Yardımcısıydım, Bakandım, iktidarın içindeydim. Ben kabul etmediğim için daha sonra bizim içimizden birilerini transfer ederek yıpratmaya çalıştılar, tabanımızı çekmeye çalıştılar. Operasyon üstüne operasyon yaptılar. Aynısını MHP'ye de yaptılar. Ama ben buna onurlu ve nezaketli bir şekilde 'hayır' dedim. Bizim bir fikrimiz, misyonumuz var. Sadece bir parti değiliz biz siyasi bir hareketiz ve bunu yaşatmak durumundayız. Doğrularınızda birlikte olur ama yanlışlarınızı da söyleriz dedik. MHP'de de böyle bir anlayış var. Doğru yanlış bakma sen ne dersek onu yap diyorlar. Ülkücü camiayı, Ülkücü iradeyi yok sayan bir anlayış var. Kaç kez bu anlayışın değişmesi için mücadele edildi sonuç alınabildi mi? Biz çok net ve samimi bir şekilde elimizi uzattık, gönlümüzü açtık. Bütün Milliyetçi camia bir araya gelsin. Bunu rahmetli Muhsin Başkan da yaptı. 'Bir milliyetçiler kurultayı toplayalım' dedi. Hodri meydan yine diyorum varım. Bir milliyetçiler kurultayı toplayalım. Ben koltuğumu bırakmaya hazırım. Hemen şimdi. Oraya sadece Mustafa Destici olarak gideceğim. Bütün sıfatlarımdan arınmış olarak, hiçbir iddiam yok. Madem mesele ülkü, ülke, Ülkücülük, Türk milliyetçiliği, vatan, Türk ve İslam coğrafyası meselesiyse toplayalım kurultayı, oradan ne çıkarsa o karara uyalım. Bu konuda netiz, açığız. O kadar değerli isimler öğütüldü ki şu anda milletin umudu olabilecekti. Millet artık umudunu kaybetti. Ülkücüler umudunu kaybetti en çok buna üzülüyorum. 15-20 yıldır iktidar görmemiş, çocuğu var, sürekli baskı yiyor. Benim yeğenim Kamu-Sen üyesi ve baskıya uğruyor. Bizim sendikaya geç diye benim yeğenim olduğunu bile bile ona baskı yapıyorlar. Bir iktidar alternatifi niye oluşturamıyoruz?.. Yüzde 60 oy alabilecek bir potansiyel var. En büyük kadro bizdedir. AKP cemaatle karşı karşıya gelince apıştı kaldı. Devşirme kadrolarla idare ediyor. Bir hükümet değil 10 hükümet kuracak kadro var neden heba ediyoruz. Sadece kadroları değil, ülkeyi heba ediyoruz. Neden?.. Doğu Türkistan'daki kardeşlerimiz bu birliği istiyor. Niye?.. Kerkük Türkmenleri, Türkmen topraklarındakiler bu birliği istiyor. Hatta bu kurultaya onları da çağıralım. Eğer geç kalınırsa bence iş işten geçecek. Türkiye bir sistem değişikliğine doğru gidiyor. Bu değiştikten sonra isteseniz de yapamazsınız. Yani bu sefer serçe kalkmaz ama serçe dağı aşmış olur. Tavşan dağı aştıktan sonra ister serçe kalksın, isterse konsun hiçbir anlamı kalmaz. Parti isminin ne önemi var? Önemli olan düşünce, fikriyattır. Bunun yapılması, sağlanması lazım.

Yazarın Diğer Yazıları