Meydan okur gibi suç işliyorlar

Önce soruşturmanın gizliliği ilkesini çiğnediler. Şimdi de mahkemenin “henüz böyle bir örgütün varlığı kanıtlanmadı” uyarısına rağmen Ergenekon Terör Örgütü ifadesini kullanmayı sürdürüyorlar

Aşağıdaki satırlar, ‘haklarındaki iddialar boylarını aşan’ Emrullah Uslu ve Önder Aytaç’ın dün Taraf’ta yayınlanan yazısından: “Ergenekon Terör Örgütü’ne karşı oldukça kararlı ve istikrarlı adımların atılması başbakan açısından, bu hatanın düzeltilmesi bağlamında değerlendirilebilir. Başbakanın ETÖ ile ilgili söylediklerinde gerçekten de samimi olup olmadığı konusunda sıradan Türklerin ve bu bölgede yaşayan Kürtlerin şüpheleri olsa da, ETÖ’nün çözülmesi ve suçlularının nereye kadar uzanırsa uzansın üzerine gidildiği yaklaşımındaki kararlılığın gösterilmesi, bu bölgede her Kürdü ilgilendiriyor. ETÖ’nün bu bölgede yaptıklarını, ne Ermeniler ne Ruslar ve hatta ne de bir düşman kuvveti yaptı. Binlerce ölü, yüzlerce fail-i meçhul, cesedi bile bulunamayan kayıplar... bütün hepsinin mimarı ETÖ.”
Muhteşem ikili
Yazıyı okuduktan sonra belleğimizde yer eden tek ifade var; ETÖ. Nedir ETÖ?
Kendilerini mahkeme heyetinin yerine koyan bir kesimin ortak üretimi olan “Ergenekon Terör Örgütü”...
Önder Aytaç, malum “Abileri ve hocalarının iktidara gelmesi” sayesinde hayatının “yükselme ve genişleme” dönemlerini birarada yaşıyor, TSK’yı yıpratmakla suçlanırken Ertuğrul Günay tarafından, Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcılığı ile taçlandırıldı.
Emre kod adlı Emrullah Uslu ise 8 yıldır Yükseklisans amacıyla gittiği ABD’de. TSK’nın başvurusu üzerine hakkında inceleme başlatılan Emrullah Komser’in, ’çağrı’ ya rağmen Türkiye’ye dönmemesi halinde meslekten ihraç edileceği belirtilmişti. Hala dönmediğine göre meslekten atıldı mı? Yoksa; ‘yazılarıyla suç işlemeyi sürdürdüğüne göre’, koruma kalkanı mı devreye girdi?
Suç değil mi?
Emniyet Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinde “Ergenekon Terör Örgütü-ETÖ” ifadesini kullanması üzerine Ümraniye Davası sanıklarından Kemal Kerinçsiz, sanıkların adil yargılanma haklarının ihlaline yol açtığı gerekçesiyle “Ergenekon Terör Örgütü ve ETÖ ibarelerinin kullanılmasına ilişkin suç duyurusunda bulunulmasını istemişti.”
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün de, ilgili birimlerden, görülmekte olan dava açılıncaya kadar “Ergenekon Terör Örgütü adlı bir örgüt ve bu örgüt adına işlenmiş suç bulunmadığı “ bilgisini aldıklarını belirterek, ” Böyle bir örgütün varlığının ancak yargılama sonucunda açığa kavuşacağı sonucuna varıldığını“ duyurdu. Mahkeme heyeti, böyle bir örgütün var olduğu yönündeki ifadeler yerine ”iddia olunan“ tabirinin kullanılması konusunda gerekli yasal girişimlerin yapılmasının istenmesine karar verdi.
ETÖ’nün yargılamaları devam eden sanıklar üzerinde bir yaftaya dönüştürülmesine sebep olan güdülenme ne olabilir? Darbe karşıtı Aytaç’ın ”Bizim Çocuklar“ın darbe senaryosunda başrolde bulunan Kenan Evren için söylediği ”son derece demokrat bir insan kendisinden çok şey öğrendim“ sözleri bir ipucu olabilir mi?
Yoksa ipin ucu Arslan Bulut’un dediği gibi Utah’ta mı? Ne diyordu Bulut: ”Nokta dergisinde yayınlanan Genelkurmay andıcının Utah’dan gönderildiğini askeri savcı açıklamıştı. Emre Uslu, o sırada Utah Üniversitesi’nde Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’ndeydi ve şüpheleri üzerinde toplamıştı! Utah Üniversitesi Ortadoğu ülkelerine ve özellikle Türkiye’ye yönetici yetiştirmeye soyunmuş bir merkez! Üniversiteye giden Türk doktora öğrencilerinin çoğu, cemaat mensubu! Ve bütün Amerikan üniversitelerinde örgütlerini kurmuş durumdalar!”

+++

İsim babası: Akyürek
Ergenekon’u “Terör Örgütü” ilan eden Yargı değil.. Emniyet Genel Müdürlüğü.. Kim yapmış bu nitelemeyi peki..
“Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek..” Peki Ergenekon’a “Terör Örgütü” diyen Ramazan Akyürek kim?.
Trabzon Emniyet Müdürü iken içinde çocukların da olduğu McDonalds’ı bombalayan Yasin Hayal’in suçunun terörle ilgili olmadığına karar veren ve onu bu suçla mahkemeye sevketmeyen Polis Şefi..
Ramazan Akyürek’in Trabzon fiyaskosuna rağmen Emniyette yükselmesi, hem de bu müthiş istihbarat skandalına imza atan adamın alay eder gibi “Genel Müdürlük İstihbarat Daire Başkanlığına getirilmesi” açık olan karısının ani bir kararla kapanması ve çarşafa bürünmesiyle başlıyor, bir tesadüf..
Hıncal Uluç / Sabah

+++

BAŞKA KİMLER KULLANDI
Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davasını Tuncay Güney’e indirgeyip sulandırmak isteyenler yine faaliyette.
Bülent Korucu / Zaman

***

Son dalgada gözaltına alınan Türk Metal Sendikası Başkanı Özbek’in ise Ergenekon Örgütü’ne para aktardığı ileri sürüldü.
Mehmet Altan / Star

***

ETÖ’yi anlamak ve sürece sahip çıkmak her bireyin sorumluluğudur, göstermesi gereken duyarlılıktır. Fakat bu suç şebekesini sulandırma, etkisizleştirme stratejileri hiç durmayacak.
Mehmet Gündem / Yenişafak

***

ETÖ silahları: Ortaya çıkarılan silah ve mermiler, “Gladio” tarzı gizli örgütlenmenin Türkiye’yi karıştıracak operasyonel eylemlerden hâlâ vazgeçmediklerini gösteriyor.
Derya Sazak / Milliyet

***

ETÖ tarafından İslami kesimi AKP’den soğutmak amaçlı Ergün Poyraz’a yazdırılan Yahudi-düşmanı kitaplar daha çok laik/Kemalist kesim tarafından okundu.
R. Ozan Kütahyalı / Taraf

***

Hani, “ciddi bir konu” konuşulurken; biri ortaya çıkıp “lâf söyledi, balkabağı” diye tepki gösterirler ya, dün de “Ergenekon Terör Örgütü” ne yönelik “şok gözaltı dalgası” nın ardından sarfedilen “kel alâka” demeçlere şahit olduk...
Hasan Karakaya / Vakit

+++

Tarih boyunca cadı avcılığı
Erdal Atabek’in dediği gibi herşey gerçekten “insanların yaşanılanlardan ders almamaı sonucu” olabilir mi? Bir hafta boyunca bütün ayrıntılarını aktarmaya çalıştığımız McCarthy dönemi, Türkiye gündemini değerlendirmeye çalışan yazarlara referans olmaya devam ediyor. Bu dönemde siyasi literatüre giren Cadı Avı’nın tarihin farklı dönemlerinde yarattığı trajedileri özetlemiş Atabek.
Bir örnek 1348’den :“ Avrupa ülkelerinde on binlerce kişiyi öldüren vebanın nedeni olarak Hıristiyan olmayanlar suçlanıyor. İspanya’da Araplar, Müslüman oldukları için suçlanıyor. Öfkelenen Tanrı’yı yatıştırmak için, Bavyera’da 12 bin, Erfurt’ta üç bin Yahudi öldürülüyor. Strasbourg’da 2 bin Yahudi diri diri yakılıyor. Sonra, bilimsel araştırmalar ’kara ölüm-veba’nın bulaşıcı bir hastalık olduğunu ortaya koyuyor.”
İnsanlık her çağda kendi trajedisine neden olmaktan ötesine yaramayan haksız suçlamalar alışkanlığından neden kurtulamıyor?
McCartizm dizisini bitirirken sorduğumuz soruyla ilgili olabilir mi: İktidarların elini rahatlattığı için mi?

+++

Basın rezaleti
Mac Carty dönemini eleştiren bir film var. “İyi Geceler ve iyi Şanslar” adlı bir film, dönemin medya kirliliğini sorguluyor. Gücünü iktidardan yana kullanan medyaya karşı vatandaşın tepkisizliğine göndermeler yapan filmin mesajı şu: Artık medya tüketici kültüre teslim olarak kamuoyu yaratma işini terketmiştir. Oysa gazeteciler “topluma gösterilen sınırlı gerçekliğin arkasındaki gerçek bilgileri” gün ışığına çıkarmaktan sorumludurlar.
Bugünkü medya operasyonlarına bu ölçüyle bakarsanız pek çok şeyi daha iyi anlarsınız.
Afet Ilgaz / Milli Gazete

+++

Rüyanda bunları da gördün mü?
ABD, İngiltere ve İsrail ile birlikte 1991’de Çekiç Güç ile fiilen başlattığınız Kürdistan politikasını sürdürecek misiniz?

a) Sürdüreceğim.... b) Durduracağım... c) Değiştireceğim...
Patrikhane’nin Vatikanlaştırılması için AB ile yürüttüğünüz, Lozan’ı değiştirme politikasından vazgeçecek misiniz?
a) Evet vazgeçeceğim... b) Vazgeçmeme olanak yok, mecburum...
Ermeni (sözde) soykırım tasarılarının üzerine gidip geçirecek misiniz?
a) Evet, resmi politika yapacağım... b) İdare edip her anlama gelecek bir belge çıkar0tacağım...
Dicle ve Fırat’ın kullanımında nasıl bir politika izleyeceksiniz?
a) ABD-AB ortaklığı... b) ABD-İngiltere-İsrail ortaklığı... c) Bakû-Ceyhan modeline göre...
Pakistan’ı kaça ayırmayı düşünüyorsunuz?
a) 7 parçalı bir federasyon... b) Yeni Amerikan üslerine karşılık, “Amerikan himayesine almak”
ABD, Çin ve Rusya’nın ardından kısa bir süre sonra dünyanın dördüncü büyük gücü haline gelecek olan Hindistan için ne düşünüyorsunuz?
a) İç kargaşa çıkartıp parçalamak... b )Hindistan-Pakistan nükleer savaşı yaratıp, onu oyalamak...
AKP iktidarına ne ölçüde destek vereceksiniz?
a) Açık bono niteliğinde, tam destek... b) Tayyip Erdoğan’ın İsrail karşıtı tutumuna göre yeni değerlendirme...
Hamas ile İsrail arasında sıkışıp kalan Tayyip Erdoğan’ı nasıl halledeceksiniz?
a) Hamas’ı Erdoğan’ın kucağına bırakarak... b) Tayyip Erdoğan’ın yerini alacak almaşıklar bularak...
Türkiye’de yüzde 90’a varan, “Amerikan karşıtlığı” konusundaki formülleriniz nelerdir?
a) Yüzde 90’ı içeri attırmak... b) Ortadoğu’dan ve Türkiye’den tamamen çekilmek... c) “En iyi Amerikancı benim” diyen birini başbakan yapmak...
Siyahi Hüseyin Obama’yı çok sevdik, lütfedip yukarıdaki sorulara yanıt verirse sevgimizi daha nesnel öğelere oturtma olanağına kavuşuruz. Sevgili Obama Türkçe bilmez; soruları İngilizceye çevirip bir şişenin içine koyacağım ve denize salacağım.
Erol Manisalı / Cumhuriyet


+++
GÜNÜN SÖZÜ
Devlet Bakanı Egemen Bağış, “Hükümet 7 yılda sessiz devrim yaptı” demiş. “Sessiz” le “devrim” arasına “karşı” sözcüğünü koysaydı tam isabet kaydetmiş olurdu...
Haldun Ertem

**

MİNİ YORUM
Örgüt, terörist, kasa...
Bir arkadaşım, Ümraniye soruşturması kapsamında gözaltına alınanlardan “Terörle Mücadele Şubesi”ne götürülenlerin psikolojisini analiz ederken, “Düşünsene yanındaki hücrede PKK’lı bir grup slogan atıyor”. Suçu “terör örgütü üyesi olmak”. Yan hücrede sen varsın. Devlet sana diyor ki, “benim gözümde busun”. İnançların allak bullak oluyor. Mustafa Özbek iddia olunan örgütün kasası olmak suçundan tutuklandı. Bu konuşmayı düşündüm. Özbek’in ilk kıyaslanacağı isim, aynı ‘suç’tan tutuklanan Kuddusi Okkır olacak. Terörist damgası yiyenler yalnızlaşıyor, ya kasa damgası yiyenlerin sonu? Bu noktada da kendisine ‘geçmiş olsun’dan ziyade sabır dilemek faydalı olabilir diye düşünüyorum...

Yazarın Diğer Yazıları