Metin Yavuz Yalçın Paşa ve efsaneler, kestaneler...
Geçtiğimiz gün toprağa verilen Metin Yavuz Yalçın''ı Harp Okulu öğrencisi olduğum 80''li yıllarda tanıdım. Bizden 2-3 dönem önceki devrede fişek gibi, dipçik gibi Bölük Komutanı idi... Sadece bulunduğu Taburda değil, tüm öğrenci Alayının örnek aldığı şövalye ruhlu komutandı. Gençlik rüzgarlarının etkisi ile bile aleyhinde bir tek söz duymadım. Komutasındaki personelin hakkını üstlerine karşı bile koruyan adamdı. Kurmay subay olmasına rağmen meslek hayatının önemli bölümünü arazide geçirdi. Terörle mücadelenin içinde görev yaptı. O''nun Bolu Komando Tugay Komutanlığı''na dair o kadar çok yaşanmış anısı vardır ki ciltler dolusu kitap olur. Kumpas Davaları olarak bilinen tezgahlarda hedef alınan kişilerin çoğunluğu terör ile mücadelede emperyalistlerin başına bela olmuş personelden seçilmiştir. Bir nevi intikam alınmıştır o askerlerden. Ki alınmaya devam ediliyor. "Ergenekon, Balyoz yetmez bir de 28 Şubat''a katalım" dedikleri seçkin askerlerden biriydi. NATO''nun generali değil, Türk Paşasıydı...
Yıllar sonra yollarımız ünlü Silivri duruşmalarında kesişti.
Mahkemede; "Benim adım, Metin Yavuz Yalçın. Balyoz varsa söylerim" diyen Yalçın, "Seminerde yapılan bütün icraatların, nerede sesim, imzam varsa hepsinin arkasındayım. Hiçbirinden kaçmam. Ortada illegal hiçbir şey yok. Acı olan nedir biliyor musunuz? Tutuklandığımı şuradaki çocuk elindeki teksir kağıttan söyledi. Ali Efendi Peksak söylemedi" demişti.
Yalçın, şu ifadeleri kullanmıştı: "Şimdi niye çıkarıldığımı çok daha iyi anlıyorum. Türk milletinin göğsüne hançer saplandı. Hançerin ucunda Türk Silahlı Kuvvetleri duruyor. Mahkeme olarak bilerek ya da bilmeyerek hançerin ucundan tutuyorsunuz. Deniz Kuvvetlerinin, Kara Kuvvetlerinin en güzide subayları burada. Oyun devam ediyor. Sizler, bizler, çocuklarımız, torunlarımız güzel günler göremeyecek. Ordumuz mahvolursa torunlarımız rahat yaşayamaz. Ortada çok büyük gizli servis oyunu var. Cemaatler, tarikatlar meselesi değil bu."
"Hainlikleri yapan tüm asker ve sivil kişiler tarafımızdan bilinmektedir. Bir gün biz cezaevinden çıkacağız, onlar buraya girecek. O da olmazsa öbür tarafta Sırat Köprüsü''nün başında onları bekleyeceğim." sözlerini unutamam.
Bir başka duruşmada kaçak savcı Savaş Kırbaş''ın sahte ses kaydını okumaya başladığı esnada "Savcı Bey, Samanyolu Televizyonu muhabiri ile mi konuşuyorsunuz?" çıkışı FETÖ''nün tetikçileri mahkeme heyetini adeta ters köşeye yatırmıştı. Harp Okulundan öğrencisi, hukukumuzun yüz akı Av. Salim Şen savunmasını üstlenmişti. Umarım Salim Ağabey tarihe not düşecek "Metin Yavuz Yalçın anılarını" yazar.
Paşaya kurulan tezgahları tek tek yazsam bu sütunlara sığmaz. 28 Şubat komedisinin çuvalına da attılar ve tutukladılar. İran''da askerî ataşe olarak görev yaptığı sırada, İran rejimini yıkmak için plan yaptığını bile iddia ettiler.
Balyoz kumpasında beraat kararı bozulan 7 kişiden biriydi. Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç...
Silivri''deki duruşmaların arasında sohbet ederdik: "Evlat, sen Kuleli''de bizim Hasan Peker Günal''ın öğrencisiymişsin. Askerlik sadece üniforma giymekle olmaz. Ruhtur. Biz askerler verilen görevi yerine getiririz. Efsane olmak gibi bir derdimiz olmaz. Ama kestane olmaktan korkarız. Reklamı, pohpohlanmayı sevmeyiz. Sen akıllı çocuksun bazı kişileri fazladan köpürtme" sözleri kulağıma küpe olmuştur.
1967 Harp Okulu mezunu Metin Yavuz Yalçın, Korgeneral rütbesinde kendi isteği ile emekliliğe ayrıldı. 74 yaşında iken yaşları 80''in üzerindeki silah arkadaşlarının tutuklanmalarını içine sindiremedi. Yorgun kalbinin krizine dayanamadı. Çeşme Çakabey Mezarlığı''nda uykuya daldı. Başta eşi Hülya Hanım, oğlu Barış, kızı Mine Deniz''e (O''nun deyimi ile Zeyna), silah arkadaşlarına ve Türk Milletine baş sağlığı diliyorum.
Güle güle adam gibi adam...