Mesele Beyrut değil, Ankara’dır
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli 8 Ekim günü yapmış olduğu partisinin grup toplantısında aşağıda MHP resmi web sitesinden alıntıladığım şu sözleri sarf etmiş:
“Bir kez daha düşününüz.
Bir kez daha oynanan oyunun bütününü tarihi perspektifle, dün, bugün ve gelecek vizyonuyla değerlendiriniz.
Karşımızda, yeni bir Sevr dayatması olduğunu mutlaka göreceksiniz.
Yüzyılın başındaki küresel aktörlerin, oyunların ve parçalanma taleplerinin sadece isim değiştirmiş olduğunu da bileceksiniz.”
Bu sözlerimin yanı sıra diyorum ki, bugün mesele Beyrut değil, Ankara’dır.
Bugün hedef Şam, Tahran, Sana veya Bağdat değil İstanbul’dur.
Bugün gizil ve gizli gündem Türk vatanıdır.
Ortadoğu’da ateşlenen füzelerin, sıkılan mermilerin, atılan bombaların, düzenlenen suikastların, günbegün serpilen anarşik ve kaotik çalkalanmanın bir sonraki etabı, nihai sahası, kesin hesap merkezi Anadolu coğrafyasıdır.
İsrail terörünün, emperyalist alçaklığın, küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye vardır.”
Bakınız; Bahçeli bu sözleri inanarak söylüyorsa meseleyi hiç mi hiç anlamamış demektir, yok inanmadan iç siyasetteki gündemi değiştirip dış politikadaki gelişmeleri ön plana çıkararak düşman yaratma ve kitlesini konsolide amacıyla söylüyorsa siyaseten konuşuyordur ki ciddiye alınacak bir yanı yok demektir.
Bir kere Filistin konusunun ne Sevr ile ve ne de Türkiye Cumhuriyeti ile bir alakası vardır! Türkiye Cumhuriyeti Sevr defterini Lozan’da kapatmış ve tarihin çöplüğüne atmıştır.
Önce şunu söyleyeyim İsrail Türkiye için bir tehdit falan değildir Türkiye ve İsrail Ortadoğu bölgesindeki iki önemli demokrasidir ve iki demokrasinin birbiri ile savaştığı tarih boyunca hiç mi hiç görülmemiştir.
Türkiye için asli tehdit Rus ve İran yayılmacılığıdır!
Bu iki devlet gerek terör ve gerekse vekil güçleri kullanarak bölgemizde etki alanlarını genişletmeye alışmaktadırlar.
Dahası İran kendi şeri düzenini ve Şii inancını bölgeye yaymak için de olağan üstü bir gayret içindedir.
Şunu kimse unutmasın son terör operasyonları Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’e saldırması ve binden fazla insanı öldürerek yüzlercesini de kaçırması sonucunda başladı!
İsrail’in bu terör saldırısına tepki vermemesi mümkün müydü?
Peki, Hamas İsrail’in çok ağır tepki vereceğini bile bile bu terör saldırısını neden düzenledi?
İran buna niye izin hatta destek verdi?
Sebep belli: Ben Rusya Ukrayna’da bataklığa saplanınca özgür dünyanın ilgisini dağıtmak ve Ukrayna direnişine desteğini kesmek amacıyla bu saldırıyı provoke etti diye düşünüyorum.
Diğer yandan Rusya “beni böyle sıkıştırmaya devam ederseniz ben çatışmayı tüm dünyaya yayarım” blöfünü de ortaya koymuş oldu.
Bakın Türkiye’nin tehdit altında olduğu iddiası içi boş bir siyasi söylemdir, içeride yaşanan ekonomik felaket ve çöken oy potansiyeli AKP ve MHP ortaklığının bir dış düşman bulmasını gerektiriyor.
Eh uzun yıllardır zaten Yahudi ve İsrail düşmanlığı İslamcılar tarafından ilmek ilmek işlenen, birçok kişinin tereddüt bile duymadan inandığı bir vakadır.
Memlekette yaşanan her sorunu Yahudi ve Siyonistler ile Amerika’ya bağlanması ise neredeyse ortak kanaat haline gelmiş bulunmaktadır.
İslamcıların yanı sıra Amerikan düşmanı Avrasyacı taife de işin içine girince içeride yaşanan başarısızlık ve sorunları unutturacak bir İsrail ya da Siyonist öcüsü yaratmak hem çok kolay ve hem de çok kullanışlı oluyor. Bahçelinin yaptığı da budur, siyaseten konuşmaktadır ve hiç de ciddiye alınacak bir yanı yoktur.