Merkez Bankası’nın kafası karışık
Merkez Bankası, 2012 enflasyon hedefini yüzde 6.5 ve 2013 enflasyon hedefini de yüzde 5.1 olarak açıkladı. Böylece banka, yüzde 5.2 olan 2012 yıl sonu enflasyon hedefini yukarı yönlü revize ederek yüzde 6.5’e çıkardı ve orta vadede enflasyonun yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını söyledi.
Yine para politikasında esnekliğin devam edeceğini, ancak ne kadar kadar süreceğini bilmediğini açıkladı.
Bu açıklamalardan, enflasyon hedeflemesinde Merkez Bankası’nın kafasının karışık olduğu anlaşılıyor. Herşeyden önce, enflasyonun yüzde 5’te istikrar bulacağını söylemek; Merkez Bankası’nın enflasyona teslim olması demektir. Yüzde 5 enflasyon da aslında bir istikrarsızlık demektir. Dünyada nominal faiz oranlarının yüzde 1-2 düzeyinde iken, yüzde 5 enflasyonu normal kabul etmek doğru değildir. Merkez Bankası’nın hedefi enflasyonu sıfıra yaklaştırmaktır.
Oysa ki Merkez Bankası yüzde 60’lı oranları görmüş bir ülke için yüzde 5’enflasyonun zımni olarak önemsiz olduğunu vurgulamak istiyor. Aşağıdaki tablo, MB enflasyon raporundan alınmıştır. Bu tabloya göre gerek 2012 enflasyon hedefimiz ve gerekse orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefimiz,dünya ortalamasına göre enflasyonla mücadelede zayıf kaldığımızı göstermektedir.
DÜNYADA 2012 YIL SONU ENFLASYON TAHMİNLERİ
Oran / yüzde
Dünya 2.8
Gelişmiş ülkeler
ABD 1.9
Euro Bölgesi 1.9
Gelişmekte olan ülkeler
Asya pasifik 4.0
Çin 3.5
Brezilya 5.3
Öte yandan, Merkez Bankası’nın esnek para politikası, ekonomik olayların, konjonktürün arkasından gitmek anlamına geliyor. Dünyada ve Türkiye’deki gelişmelere göre politika belirleyen merkez bankaları, ekonomik istikrarı yönetemezler. Önemli olan merkez bankalarının ekonomik konjonktürü belirlemeleridir. Söz gelimi, ABD merkez Bankası FED, 2014 yılına kadar faizlerin düşük tutulacağını açıkladı. Bu demektir ki, ABD’de yatırım yapmak isteyenler, karar vermek isteyenler, buna göre karar verecekler.
Yani önlerini görebilecekler. Türkiye’de ise Merkez Bankası’nın bir ay sonra ne yapacağını kimse bilmiyor. Bu nedenledir ki ekonomide belirsizlik var. Bu nedenledir ki risk yüksektir. Sonuçta bu kırılganlık nihayet enflasyonun düşmesini önleyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Yapısal Enflasyon yalnızca para politikaları ile çözülmez. Hükümetin de adım atması gerekir. Bu anlamda enflasyonla mücadelede, maliye politikalarının da önemi büyüktür. Hükümet bütçe politikasında başarılıdır. Buna rağmen enflasyonun devam etmesi, yanlış kur politikasından ve yapısal sorunlardan ileri geliyor.
Hükümet, dalgalı kur uygulaması ve sıcak para yoluyla geçen yıla kadar kuru düşük tutara, enflasyonu önlemeye çalıştı. Ancak kur baş kaldırınca enflasyon yeniden arttı. Ayrıca kurlardaki dalgalanma da belirsizliği artırdığı için enflasyonla mücadelede ters etki yaptı.
Nihayet , devletin hantal yapısı, piyasanın oligopol yapısı, reel sektör ile finans sektörü arasındaki dengesizlik gibi yapısal sorunlar da , enflasyonun kronik yapı kazanmasına yol açıyor. Hükümetin bu yapısal sorunları çözmek için bu güne kadar attığı önemli bir adım yoktur.