Merkez Bankası ne yaptı? Neden yaptı? Ne oldu?

Merkez Bankası, aldığı önlemlerin zamanında alındığını ve faizleri yeniden indirebileceğini söylüyor.
1) MB, uzun süredir sabit tuttuğu politika faizini 6.25’ten 5.75’e indirdi. Buna gerekçe olarak da dış kaynaklı durgunluktan çekindiğini gösterdi. Başkan önceki gün de Türkiye’de durgunluk yok dedi.
Dışarıda resesyon riski, dış talebin azalması ve ihracatın düşmesine neden olur. Diğer şartların değişmediği durumda, faizi düşürmenin olası etkileri ne olur?
Düşük faizin üretim ve enflasyon üzerinde farklı etkileri ortaya çıkabilir. Hazinenin faiz yükü azalır...
Bütçe açığı azalır. Kamu hizmetlerinin maliyeti düşer. Yani devlet daha ucuza hizmet yapar. Bu nedenle ortalama üretim maliyetleri düşer. Enflasyonun da düşmesi sağlanmış olur. Bunun yanında, faizin düşmesi, toplam talebin artmasına neden olur. Çünkü tüketimin maliyeti düşer...
Tüketim eğilimi artar. Toplam talep artar. Ekonomi ısınır... Büyümeyi pozitif etkiler. Enflasyon artar... Cari açık artar.
Ayrıca, yatırımların maliyeti düşer... Yatırım eğilimi artar. İstihdam artar. Ne var ki, Türkiye için her üç kredi derecelendirme kurumunun notu “yatırım yapılamaz” şeklindedir. Yerli ve yabancı yatırım yapmıyor.
İçeride faiz yüksek olduğu için, dış borçlanma yoluna gidiyordu. Şimdi kurlar da arttığı için, özel sektör dış borçlanma yerine iç borçlanmayı tercih eder. Faizin düşmesi, normalde borsaya yarar. Zira fonlar faizden borsaya gider. Buna rağmen İMKB’nin düşmesini, dış piyasalar etkiledi. Ayrıca yabancıların kur artışından korkup, satış yapması ve çıkması da etkili oldu.
2) MB, gecelik borçlanma faiz oranını artırdı. Yüzde 1.50’den yüzde 5’e çıkardı. Amaç TL’nin cazibesini artırmak, kurlarda yüksek artışları önlemektir. Ayrıca borç alma faizi artınca, bankalar para işlemlerini MB ile yapar. Piyasada faizler istikrar bulur. MB’da faiz oranlarını kendi kontrolünde bulundurmuş olur.
3) MB, döviz satım ihalesi yapmaya başladı. Bankalar bu ihale için en az 1 milyon dolarlık teklif verebilecek. Ayrıca her bankanın verdiği teklif, toplam ihalenin yüzde 20’sini geçemeyecek.
Kur artışını önlemek ve kuru stabilize etmek için Merkez Bankası döviz ihalesi ile döviz satıyor. Piyasaya ilave döviz likiditesi sağlıyor.
4) MB, repo ihalesinde de teklif tutarını yüzde 20 ile sınırladı. Eğer likidite sıkışıklığı olursa, bir hafta vadeli gün içi repo ihalelerinde bu sınır kalkabilecek. Nedeni, MB’nin verdiği likiditenin bankalara dengeli dağılmasını sağlamaktır.
5) MB, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını 0.5 düşürerek, yüzde 11 yaptı. Bu yolla amaç, piyasaya döviz likiditesi vermektir. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarının 0.5 düşmesi, piyasada 930 milyon dolar likidite kalmasını sağladı. Kurlarda yüksek artışları frenlemek için yapıldı.
MB kararları ne kadar tutarlıdır? Hükümet, AKP genel merkezi ve bizzat MB’nin önceki açıklamaları ile bu kararları arasında çelişki var. Önceki açıklamalar, “ekonomide aşırı ısınma var. Talebi kısmak ve cari açığı azaltmak gerekir” şeklindeydi.
Bu kararlarda, dışarıdaki resesyon riski öne sürülüyor. MB Başkanı önceki gün de durgunluk yok dedi. Bu çelişkili karar ve açıklamalar, piyasada paniğe neden oluyor. Ekonomi yönetimi için güvensizlik doğuyor.
Ayrıca iktisat politikaları arasında bir koordinasyon olmadığı ortaya çıkıyor.
Kararlar arasında tutarsızlık var. Ters yönlü etkiler var. Örnek faiz düşerse, sıcak para girişi azalır. TL değer kaybeder. Kur artar.
Döviz satım ihalesi ise tersine kur artışını frenler... Gecelik borçlanma faizinin 1.5’ten 5’e çıkması da, TL’nin değer kazanmasına, yani kuru frenlemeye yönelik bir önlemdir.
Özet olarak, MB’nin ne yapmak istediği açık değil.

Yazarın Diğer Yazıları