Meral Akşener, kumdan kaleleri yıkmakta kararlı
MHP'de değişim yaşanır ve ilk genel seçimlerde iktidara gelinirse Türkiye'de hukuk yeni bir boyut kazanacak. Çünkü değişim ve gelişim isteyenlerin önüne çıkartılan "hukuki" görünümlü engeller çok büyük tecrübeler kazandırdı. Artık herkes hakkını, hukukunu biliyor.
Yapılan haksızlıklar karşısında talimatlı mahkemelerin ve onlara bu emirleri verenlerin üzerine gidildiği zaman, kurdukları düzenin kumdan kaleler gibi yıkıldığını görüyoruz.
İşte bu yapının değiştirilmesi için, adil ve kişilere göre değişmeyen bir yargı sistemine ihtiyaç var. İdeolojilerine, bağlantılarına göre karar veren hakimler yerine; adalete, yasalara, insan hukukuna göre karar veren hakimlerle kurulu bir düzenin oluşturulması gerekiyor.
***
Yine bir cuma günü ve yine mesai bitimine dakikalar kala MHP'yi ilgilendiren bir karar çıktı. 19 Haziran Kurultayı'nda alınan kararlara ihtiyati tedbir konuldu. Muhtemelen ilerleyen günlerde bu karar da kaldırılacak.
Karardan birkaç saat sonra iftarda Meral Akşener konuğumuz oldu. Yeniçağ yazarlarıyla buluşan Akşener, Türkiye'nin en kritik dönemlerinde, en büyük krizleri bizzat yaşamış, tecrübe edinmiş bir isim… Dolayısıyla karar sonrasında da en ufak bir tedirginliği yoktu. Aksine çıkan bu kararların kendisini daha da güçlendirdiği çok açık.
Ancak son dönemde kendisine 3 farklı cepheden saldırıların olması kabul edilebilir bir tablo değil. 19 Haziran'da Akşener'in işaret ettiği Müsavat Dervişoğlu'na verilen imza sayısı birilerinin hesaplarını alt üst etmiş durumda. Tıpkı 15 Mayıs'taki Ankara'daki o muazzam toplantıda yaşanılanlar gibi.
Akşener iftardan sonra tek tek anlattı neler yaşanıldığını. Adayların alana aynı arabada gitmesi teklifinin bizzat kendisinden geldiğini ifade etti. Dönüşle ilgili ya da alanda yapılacaklarla ilgili hiçbir mutabakat veya sözün olmadığını vurguladı. Aynı refleksler 19 Haziran kurultayında da ortaya çıktı. Organizasyondaki hatalarına rağmen, daha kongre bitmeden oy birliğiyle alınan kararları "bizim haberimiz yoktu" demeye başladılar. Oysa herkesin tasarı teklifi verdiği bir ortam vardı. Tüzük kurultayına hazırlanmadıkları ortadaydı. Daha kurultay bitmeden saldırı yine Akşener'e yönelmişti.
Sonrasında yandaş medya yeniden harekete geçti. Hedefte yine tek bir isim Meral Akşener vardı… Her gün öylesine ağır ve yalanlarla dolu yazılar yayınlanıyor ki kabul edilmesi mümkün değil. Bu yazıların, tertemiz bir geçmişi ve örnek bir aile yaşamı olan bir kadını hedef alması, hiçbir görüşte, hiçbir düşüncede kabul edilebilir ve ahlaklı değildir.
Ve son olarak genel merkez yöneticilerinin verdiği yorumlar, demeçler… "Bu kadar da olmaz" dedirtiyor. Salı günü yapılan grup toplantısında sadece hukuki haklarını kullandıkları için kendi insanına hakaret eden bir zihniyet artık çöküyor. Bunları yaşayarak görüyoruz. 3 ayrı cepheden var güçleriyle bir kadını, bir anneyi hedef alanlar, son derece rahatsız edici bir konuma sürüklenmiş durumdalar. Böyle yapmak yerine hedeflerini, amaçlarını ortaya koysalar çok daha etkili olabilirlerdi. Ama artık çok geç...
Millet nezdinde kabul görmüş bir Akşener'den bahsediyoruz...