Mehmet Nuri Yılmaz’ın siyah cüppesi daha beyazdı...
Meşhur Hadistir: “Beni İsa’yı övdükleri gibi övmeyin, beni övecekseniz bana Allah’ın kulu deyin...”
Zaman zaman sohbetlerimizde, mevcut DİB Başkanı Mehmet Görmez’den öğrenmiştim bu Hadisi.
Akademik kariyer çalışmalarına devam ettiği, Ankara İlâhiyat Fakültesi’ndeki mütevâzı odasında ve yine kitaplarla dolu çok mütevâzı evinde baş başa yaptığımız sohbetlerde, gerek Hadis ilmi çalışmaları, gerekse ümmetin dertleriyle dertlendiği yıllarına şâhitlik ederim ve bir gün siyâsetin ve yüksek devlet katlarının planyaya tutulmuş bir masif parçasının tozları gibi un ufak edemeyeceği bir isim sorsalar, aklıma gelecek ilk isim mevcut DİB Başkanı Mehmet Görmez olurdu...
Bu sebeple de DİB Başkan Yardımcılığı ve ardından DİB Başkanlığı vazifesi kendisine teklif edildiğinde yaptığımız görüşmelerde tüm kalbimle ve harâretle kendisini kabul etmesi ve hizmet etmesi için desteklemiştim...
Riyâsetiyle birlikte Diyânet İşleri Başkanlığı’nın adâletle ve liyâkatle yönetileceğine, haksızlık karşısında ne pahasına olursa olsun susmayacağına inanırdım...
Hey Hât!
Siyâset ve devletin yüksek katları hayatını Hadis ilmine adamış, mütevâzı Mehmet Görmez’i de eritti.
Trafoya o kadar yakınlaştı ki, trafonun ateşi onu da yaktı...
Adâlet ve liyâkat afili kavramlar olarak kaldı literatüründe...
Haksızlık karşısında dilini yuttu.. Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında bir tek kelâmı haysiyetiyle tekellüm etmedi... Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sarığının ve cüppesinin onuru değil yalnızca süsleri kaldı geriye, Mehmet Nuri Yılmaz’ın siyah cüppesi daha beyazdı...
Google’dan tefeül eder gibi seçtiği ve bir Bakanın kendi tâbiriyle “salladığı” âyetlerle mizah yapıldı “Bakara-Makara” diyerek, DİB Başkanı Hadis âlimi Mehmet Görmez makâmını unutup vazifesini hatırlayarak haddini bildirmedi...
“Allah u Teâlâ’nın bütün vasıflarını üzerinde toplamış lider” dedi bir milletvekili dönemin Başbakanı için... DİB Başkanı Hadis âlimi Mehmet Görmez, hâfızasındaki hadisleri belki hatırlamadı ama zahmet edip elinin altındaki külliyâta da bakmadı ve makâmını unutup vazifesini hatırlayarak haddini bildirmedi...
Bir Bakan partilerinin gururdan ve kibirden ne kadar uzak olduğunu anlatırken, “Peygamber Mekke’nin fethi sırasında şehre girerken muhtemelen kendisine pay çıkarmış ve gururlanmıştı!” diyerek şecaat arz ederken sirkatin söyledi. Hadis âlimi DİB Başkanı Mehmet Görmez, sirkat kısmı ile değil şecaat kısmıyla alâkadar oldu ve bu münasebetsizliğe sâhip çıkarak, “Bugüne kadar konuşmadım. Konuşmadığım için hakaret içerikli mailler bile aldım. Ama biliyorum ki bu kişi Hazret-i Peygamber’e saygılı bir insan. Konuşmama nedenim buydu” dedi ve mâkamını unutup vazifesini hatırlayarak haddini bildirmedi...
Çok şey oldu ülkede iki yıldır DİB Başkanı Mehmet Görmez’in konuşması gereken... Hakk’ın ve hukukun, adâletin, liyâkatin, beytü’l malın, yetim hakkının, isrâfın, münâsebetsizliğin karşısında ve Hakk’ın, hukukun, adâletin, liyâkatin, beytü’l malın, yetim hakkının yanında saf tutması gereken, makâmını unutup vazifesini hatırlaması gereken ve sigâya çekmesi gereken... Fakat o susmayı ve fakat konuştuğu zaman da muktedirlerin yanında saf tutmayı tercih etti... Bağlandığı planyada toz zerrecikleri olarak etrafa saçılmayı tercih etti...
Şimdi bir başka Profesör Yasin Aktay, “Heval Tayyip Erdoğan, Serok Tayyip Erdoğan Salli Ala Muhammed, Ak Parti u Ak Parti Salli Ala Muhammed” güftesiyle solistliğe özendi...
Bu kadronun rezilliklerinin son perdesini göremeyeceğiz sanırım...
Evet... Her “Bundan ötesi olmaz” dediğimizin ardından daha büyük rezillik yayılıyor ülkeye...
DİB Başkanı Hadis âlimi Mehmet Görmez bu kepâzelik karşısında da susacak ve yine siyâsî asabiyesinde saf tutacak..
“Günah işleme özgürlüğü” karşısında susan DİB Başkanı Hadis âlimi Mehmet Görmez yine susacak... Yine hakikatin sesi değil, sâhibinin sesi olacak...
Yazık...
Mehmet Nuri Yılmaz’ın siyah cüppesi DİB Başkanı Hadis âlimi Mehmet Görmez’in cüppesinden daha beyazdı...